10| SUİKAST

11.3K 543 339
                                    

*Düzenlenmiştir.
Oy verip yorum yaparsanız,
bu beni çok mutlu eder.
Keyifli okumalar.

◉◍

"Amentes amentes."
-Aşıklar delidir!

10.BÖLÜM| "SUİKAST"

Bir karar verdikten sonra anlamsız bir boşluk hissi ve ağlama isteği varsa, bu en doğru seçimdir derler.

Kaygı, panik yada korku duygusu yoktu göğüs kafesimde. Çünkü daha fazla dibe batamazmış gibi hissediyordum. Bir karar vermiştim ve doruklarda yaşadığım tek duygu boşluk hissiydi. Sancar'ın dudakları, dudaklarımın üzerinde öylece duruyorken sus çizgisine doğru derince fısıldadım.

"Fizik kurallarına göre, iki nesne aynı anda birbirine dayanır fakat biri âniden çekilirse, seçme şansın olmadan sende onunla devrilirsin." Dediğimde, gözlerimiz bu noktada milyarlarca kez çakıştı sanki. "Birbirimize sırtımızı dayadıysak, ikimizden biri geri çekildiği halde beraber düşeceğiz. Bunu sakın unutma."

Bunu unutma; beni sırtımdan vurma.

Çenemin çizgisinde parmaklarının izi, dudaklarımda onun buz gibi sıcaklığı varken geriye çekildim.

Aldığı mesajla ya da tehditle başı sakince sağ omzuna eğildi, ardından uzun uzun yüzümü incelemeye başladı.

Beni öpmüştü. Sözleşmeyi alenen bozmuştu. O'na bunun bir iş birliği olduğunu, duygusal bir evlilik yapmadığımızı daha açık belirtemezdim.

Ansızın etrafımızdaki kalabalığa aldırmadan, yüzünü boynumun sınırlarına yaklaştırdı. Nefesi hemen boynumun kıvrımındaydı.

"Aramızdaki şu keskin çizgi, sadece aramızda kalacak Levlâ." Diye fısıldadı, ensemden aşağıya bir ürperti düşerken. "Kabul, bu bizim sınırımız. Fakat bu yüzden, biraz önce insanlara; onlar ve bizim aramızdaki sınırıda çizdik. Bazı çizgiler, sınırlarıda içine almalı."

Kaşlarım usul usul çatıldı.

Seni öptüm, çünkü alanımı işaretledim. Diyordu.

Aramızda hep bir nefeslik boşluk kalacak, demişti ilk tanıştığımız da. Bizim sınırımız o boşluktu. İnsanların sınırı ise o boşluk kapandığında, bizim çemberimizin dışındaydı.

"Bir kuralımı ihlal ettin." Dedim dişlerimin sıkıp, gülümseyerek.

O'da gülümsedi. "Pişman değilim."

"Şimdilik değilsin."

Kaşları havalandı. "Bunu göze almadığımımı sanıyorsun?"

Tam işaret parmağımı kaldırıp ona çıkışacakken nerede olduğumuzu hatırlayıp içten içe kendimi dizginledim.

"Ukala!" Diye fısıldadım.

"Her zaman, güzelim."

Nikah memuru, sahneyi etrafındaki küçük topluluğa bıraktığında, salondan tekrar bir alkış tufanı yükseldi. İkimizde bu çatışmadan sıyrılmak zorunda kaldık. Yüzümdeki yanmayı bastırmak için gülümseyerek elimdeki çiçeği kaldırdım ve rastgele kalabalığın içine fırlattım.

ÂFİTAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin