Süveyda (+18)

0.1

⛧⛧⛧

Bulaşıkları yerleştirmiş ve mutfak tezgahına oturmuş sigaramı içiyordum ha kendimi tanıtmadım, ben Süveyda 18 yaşındayım ve ailemle birlikte bir konakta yıllardır yardımcı olarak çalışıyoruz. "Süveyda Savaş Bey seni çağırıyor." dedi Melike. Sigaramı hemen söndürdüm ve Savaşın çalışma odasına girdim. "Kapıyı kilitle." dedi beni süzerek. Kapıyı kilitledim, eliyle kucağını işaret etti gülerek kucağına oturdum.

Boynumu öpmeye başladı, "Savaş yakalanacağız bu gidişle, daha sabah birlikteydik." dedim dudağımı ısırarak. "Sikimde değil doyamıyorum sana amına koyayım." demesiyle güldüm ve ona sürtündüm. "Mmh ama sen evlisin Savaş, gece gündüz inlettiğin kişi karın olmalı." dedim alaylı bir ses tonuyla, kalçalarımı sıktı. "Hm yani ben seni bundan sonra sikmesem sen buna dayanabilirsin." dedi kalçalarımdaki elini canımı acıtacak kadar sıkarak. Acıdan dudağımı ısırarak inledim, "Hayır sevgilim dayanamam hep becer beni!" dedim ve dolgun dudaklarına arsızca yapıştım.

Aslında ben bu kadar arsız bir kız değildim ama Savaş... O aklımı başımdan alıyor, mantıklı kararlar alamıyorum artık tamamen hormonlarımla hareket ediyordum. Bu yaptığım yanlıştı ama hayatımın en güzel yanlışıydı.

Alt dudağımı ısırarak kanattı, boğazımı sıktığı için nefes almam zorlaşmıştı. "Savaş!" dedim inleyerek. Kalçalarımdaki eli tişörtümün içine doğru ilerledi, sıcak tenim buz gibi ellerinin etkisiyle titredi. "Savaş gitmem laz-" diyecekken lafımı tamamlamama izin vermedi. "Bir daha siktiğimin ağzını açarsan seni şu masaya yatırır sabaha kadar sikerim Süveyda, bunu yapacağımı en iyi sen biliyorsun." dedi sert sesiyle. Benimle böyle konuşması çok azdırıyordu beni ve bunu yapacağını bilmek bile ıslanmama yeterliydi.

"Ben de bunu istiyorum zaten Savaş, beni öyle bir becer ki bir daha yürüyemeyeyim!" dememle üst vücudumu masaya yasladı ve eteğimi indirdi. Kalçalarıma indirdiği şaplakla inledim. "Amına koyayım bi tanga bu kadar mı yakışır bir göte?" demesiyle kıkırdadım ve kalçalarımı pantolonundaki sertliğe bastırdım. Tangamı kenara itti ve amcığımı okşadı, "En çok neyi seviyorum biliyor musun seni sikmem için amcığını hazırlamama hiçbir zaman gerek yok, hep ıslaksın benim için." dedi ve pantolonunu çıkardı.

Boxerından çıkardığı sikini kalçalarıma sürterken konuştu, "Çünkü o güzel amcığın sahibini biliyor, onu kendinden geçiren kişiyi biliyor." dedi, ses tonu bile beni azdırıyordu bu adamın. Bir anda sikini içime köklemesiyle inledim, kalçalarımı sıkarak içime sertçe köklüyordu. "Ahh Savaş yavaş ol lütfen!" diye inledim, normalde olmadığı gibi yatakta da acıması yoktu ve en sevdiğim huyu buydu sanırım.

Düşmanını siker gibi öfkesini benden çıkarırcasına sikiyordu beni, ellerimle masanın ucuna tutunmuştum. Aleti o kadar büyüktü ki onu karnımda hissediyordum. "Senin ilk ve tek sahibin benim Süveyda vücudun da ruhun da bana ait sen benimsin!" dedi hızlanarak. Zevkten gözlerim kayıyordu, "Evet Savaş ben seninim, yalnızca senin!" dememle belimdeki eli ile ağzımı kapattı, bu beni bayıltırcasına sikeceği anlamına geliyordu!

Odanın içinde vücudumuzun birbiriyle çarpışma sesleri yankılanıyordu, sikindeki damarlarını her santimimde hissediyordum. Sona yaklaşmıştık ikimizde,"Ne güzel kavrıyor amcığın sikimi, sanki defalarca onu parçalamamışım gibi." dedi kendini en derinlerime iterken.

Dakikaların ardından ikimiz de boşaldık. Eteğimi fırlattığı yerden alıp diz çökerek bacaklarımdan geçirdi. "Savaş..." dedim cilveli bir sesle. "Güzelim..." dedi beni masaya sıkıştırarak. Kolları belime sarılmıştı, "Sırf seni baştan çıkarmak için söylediğim sözleri gerçekten yapıyorsun, ayakta duramıyorum." dedim gülerek. "Ağrın fazla artarsa söyle doktora gidelim." demesiyle başımı salladım. "Ben gideyim artık ha bu arada ilacım bitmek üzere." dedim. Yeşil gözleri o kadar anlamlı ve tutkulu bakıyordu ki onlara bakmadan duramıyordum.