Metehan gözlerini açtığında kollarının arasında kedi gibi sırnaşmış Ülkü'yü beklemiyordu. Toprak rengi gözleri Ülkü'nün yüzünde gezinirken, dünki olay anında gözünün önünde canlandı.
Ülkü onu ilk arayıp yardım istediğinde ki sesi..
İçi yanmıştı, yüreği sızlamıştı.. ve oraya gelene kadar korkudan ölmek üzereydi. İlk defa bu kadar çok korkmuştu. İlk defa bu kadar çok el ayağına dolanmıştı.
Tecavüz kelimesini duyduğunda kan beynine sıçramıştı. Kapıyı sert bir tekmeyle açtığında yerde öyle görünce aklı çıkmıştı. Yetişmediğini koruyamadığını sanmıştı..
Kucağında tir tir titriyordu, hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Hâli perişandı. Bunu ona yapanın bugün canını okuyacaktı. Kimse onun Ülkü'süne dokunamazdı.
Ülkü'nün yanından yavaşça kalkıp üstünü örttü. Yastığın üstüne düşen bordo beresini alıp dolabın kapağını açtı. Üstündeki askeriye formasını çıkarıp, pantolon ve üstüne bir kazak geçirip çıktı odadan.
Aşağıya kata inip, sehpanın üzerindeki ekranı çatlamış olan Ülkü'nün telefonunu aldı. Ses kaydı hayla açıktı. Durdurdu.
Parmağı ekrandan öylece durdu. Açmaya cesareti yoktu. Birazdan duyacağı şeylerden, Ülkü'nün çığlıklarından korkuyordu.
Bastı dinlemeye başladı.
"Rahatsızlığınızı öğrenebilir miyim?"
"Yaw biliyonüz mü? Ben bir türlü evlenemedim. Ondan içimde birikti birikti boşalamadım dert oldu. Millet ne güzel güzel hatunlarla evleniyor. Bir bana hatun nasip olmadı"
Metehan'nın çenesi gerilirken telefonu sıkmaya başlamıştı bile.
"Size iyi günler, ben başka hastalara bakmaya gidiyorum"
Sonra ise "dokunma bana!" Diye bir çığlık..
"bağırma gız. Başka hastaları siktir et, bende seni sikip atayım ha ne dersin?"
Kalın damarı belirginleşmişti, çenesini o kadar kuvvetli sıkıyordu ki dişlerinin kırılması an meselesiydi. Telefonu avucunu içinde dahada sıkmaya başladı.
"Hele o kazağından şekil almış güzel memelerini açta bir gözüm şenlensin"
"İmdat! Utku! Yardım edin!"
Çığlıkları kulağına dolduğunda titreyen göz kapaklarını yumdu.
"Bağırma boşuna ben seni burda sikeceğim ve kimse seni duymayacak"
Telefondan gelen Ülkü'nün çığlıkları kesilmiş, kulağına bir şeyin kırılma sesi gelmişti. Sonrada eline bir şeylerin battığını..
Gözleri açtı, telefonu sinirden nasıl sıktıysa ikiye kırılmış cam parçaları avucuna girip batmıştı.
Telefonu sehpanın üstüne atıp avuçlarını yüzüne kapattı. Canı acıyordu, içi huzursuzdu. Kusmak içindeki bu yükü atmak istiyordu.
Koruyamamıştı Ülkü'yü.. küçükken verdiği sözü tutmamıştı..
Özkan'a verdiği sözü tutamamıştı hepsi onun suçuydu..
Babası annesine saldırdığı zamanda aynısı olmuştu.. annesini koruyamamıştı.. Annesi hamileydi ve babası alkolik bir adamdı. Eve gelmezdi.. geldiğinde ise herkesin huzurunu bozardı..

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İzler Silinmez
Romance"Gözlerin en kıymetli hazinemdi.." Öylesine yazılmış bir asker, doktor kurgusudur.