¹⁰Canavar II

482 81 123
                                    

İyi okumalar,
oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

...

Ölmek istemiyorum.

[Aif'is'in Günceleri, Sayfa 18]

...

"İyi misin, Jeremy?"

Karşımda oturan adam, boş gözlerle dakikalardır masanın üzerindeki lekeye bakıyordu.

Dirsek içlerindeki morarmalar öylesine çok ve yoğundu ki, acısını düşündüğüm an ensemden itibaren titremeye başlamıştım. Gözaltları koyulaşmış, kahverengi gözleri sarıya bürünmüştü ve ağzı hafiften aralıktı. Aralık olan ağzından dişlerini görebiliyordum, köpek dişleri uzamış gibiydi. Masadaki ellerinin tırnakları ise uzadı uzayacak, sanki dönüşümü yarıda kalmış gibi görünüyordu. Dönüşümünü tamamlarsa boynundaki tasma devreye girecekti ve ben bunun olmasını istemiyordum.

Derin bir iç çekişle arkama yaslandım. Ondan korkuyordum aslında, diğerleri gibi değildi. Sakin yapısı bir yana tuhaflığı yeterince geriyordu beni.

Ona ne tür ilaçlar verip yatıştırmışlardı bilmiyorum, sanırım bilmekte istemiyordum.

Buranın derinine inmek ne kadar güvenilirdi?

Jeremy'yi ne için buraya getirmişlerdi ki? Herif iyi bile değildi. Kendisine gelmekte zorlanıyor, beni duymuyordu bile. Laboratuvarda neler oluyordu böyle? Buraya ilk geldiğim zamanki merakım ölüp gitmiş, şimdi ise görmesem de olur kafasında yaşıyordum. Buradaki tuhaflar cehenneme gitmeden önce cehennemin ön gösterimini yaşıyorlardı.

Buna sebep olan şey korkularım mıydı? Yoksa babamdan daha çok nefret etmek istememem mi?

"B-ben..." Jeremy'den ses geldiği an yerimde dikleştim. "Ben... b-ben..."

"Jeremy, kendini zorlama istersen."

"Bu-buraya..." Yutkundu. "...buraya ge-geldiğim-geldiğimden beri..." Sarıya dönen gözleriyle bana baktı. "...dönüş-dönüşmedim."

Kaşlarım çatıldı. Yirmi yıldır buradaydı, ama o bir kez olsun tuhaflığını kullanmamış mıydı? Onları anlayamazdım ama tuhaflıkları onların bir parçasıydı, kullanmadan nasıl durabilirlerdi ki? Özellikle de Aiden gibileri. Aiden'ın kanatları onun uzvuydu ve kullanmasına izin verilmiyordu. Bu tıpkı bir insanın yürümesine izin verilmemesi gibi bir şeydi. Saçmalıktan başka bir şey değildi, burada uçup kaçabileceği bir yer de yoktu.

"B-beni..." Bir süre nefeslendi. "Beni dönüşmeye zor-zorladı-zorladılar."

"Neden?"

"Farklı DNA'lar el-elde etmek için." dediğinde, sessiz kaldım. "Artık onlar i-için işe yaramazım, bir insan o-olarak. Tedavi y-yok. Bunu bi-biliyorum. Ama yine de... pes etme-etmemeliyiz... Daha iyi bi-bir Dünya için... İnsan-insanlar barış iç-içinde yaşama-yaşamalı... Biz... daha iyi ol... ol... olalım... diye."

Karşımdaki koca adamın bu hale geldiğini göreceğimi hiç düşünmezdim.

Ayaklanıp ona doğru ilerledim yavaş adımlarla. Bakışlarını bana çevirmek yerine dümdüz, kalktığım yerde tutmaya devam etti. Alt dudağından sıyrılıp giden salya ince çizgi halini almış masaya damlarken onun yanında durdum ve elimi omzuna yerleştirdim. Yanıyordu. Elimi hızla geri çekip geriye doğru bir adım attım gözlerimi onun üzerinde tutarak. Gözlerinde ışıltıya dair iz yoktu. Aralarından en güçlü, en korkutucu sandığım kişiydi Jeremy. Şimdiyse o kişiden eser yoktu.

Genesis ᴮˣᴮHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin