0.4

6.9K 192 35
                                    

Koltuğun üstünde uyuyan Metehan gece su içmek için kalkmış bir bardakta Ülkü için doldurmuştu. Belki o da susamıştır diye düşünüyordu. Elinde bir bardak suyla yukarı çıkan Metehan Ülkü'nün ağlama seslerini duyunca adımlarını hızlandırdı.

Bardağı komidinin üstüne koyup, uykusunda ağlayan Ülkü'ye yöneldi. Sanki kolları birini itmeye çalışıyormuş gibi hareket ediyordu.

"Bırakın beni annemin bana ihtiyacı var!" Diye bağırıyordu. Metehan havada olan iki kolun bileklerini yakalayıp, yanına oturdu.

Ülkü'nün gözleri birden açıldı.

"Metehan?" Dedi şaşkınlıkla uykulu gözlerle.

"Kabus gördün" dedi Metehan endişe dolu Bakışlarla Ülkü'ye bakarken.

Ülkü yeniden içli içli ağlarken Metehan o iki kolun bileklerini bırakıp elini tuttu sıkıca.

"Annemi gördüm Metehan, travmam rüyalarıma girip kabusum oldu."

Ülkü, Metehan'nın ellerini daha sıkı tutup yataktan doğruldu. İkiside oturur pozisyonda iken Ülkü ellerini çekip kollarını Metehan'nın boyuna doladı. Başını omzuna koyup orda içli içli ağlamaya devam etti.

Metehan ilk bocalamış öylece kalmıştı. Bunu beklemiyordu. Birinin ona sarılıp ağlayacağını hiç tahmin etmezdi. Yada o birinin derdine iyi geleceğine inanmazdı.

Bir elini Ülkü'nün beline yerleştirip kendine iyice çekti kolunu sardı beline. Bir diğer elinide sırtına koyup okşadı.

Ne yapmalıydı şuan hiç bilmiyordu. Bu yaptığı yanlış mıydı? Yoksa doğru mu? Kalkıp gitmesi mi doğruydu? yoksa ona sarılıp derdine derman mı olması doğruydu.

İçinden bir ses ikinci seçenek olduğunu söylüyordu. Öylede yaptı.

Sırtını onu sakinleştirmek amacıyla okşarken içini döküp rahatlaması için soru sormaya başladı.

"Annene ne olduğunu anlatmak ister misin?"

Ülkü hızlıca başını sallayıp onaylanan bir ses çıkardı. Daha çok sokuldu Metehan'a. Kolların Metehan'nın boynundan indirdi. Başını göğüsüne yasladı. Kollarını Metehan'nın beline sarıp bir süre içine derin nefesler çekti.

"Babam şehit düştüğünde, annem kendine hiç gelemedi. Bize anneannem ve teyzem gelmişti. Ben teyzemle uyuyordum. Anneannemde, annemle. Ama her gece annem bir şekilde evden kaçıp babamın mezarında uyurken bulunurdu. Annem benim yüzüme bakmazdı. Bana "kaybol git gözümün önünden" derdi  "seni görmek istemiyorum, sesini duymak istemiyorum" diyerek ağlıyorum diye kışın ortasında kapının önüne attığı bile vardı. Ağabeyim bir tek sahip çıkar korurdu beni, bir tek o güçlü kalmıştı"

Metehan sırtını okşamaya devam etti, çenesini Ülkü'nün başının üstüne yasladı.

"Annem yaşayan ölü gibiydi, çocuklarını bir gecede unutmuştu. Tek düşündüğü babamdı. Bir gün gece vakti yine annem evden kaçmıştı ve bende o gece uyumamış annemi takip etmiştim. Yolun yarısında sarhoş bir adam çıkmıştı karşısına annemi tecavüz etmeye kalkışmıştı. Tabii annem buna izin vermeyip kendini korumaya çalıştı. Adam buna sinirlenip c-cebinden çıkardığı bıçağı.."

Ülkü'nün boğazı düğümlenmişti, gözlerinden yaşlar akmaya başlarken konuşmaya çalıştı.

"Cebinden çıkardığı bıçağı annemin ilk sağ göğüsüne sonradan sol göğüsüne saplamıştı. Annem yere yığılırken ben çığlık atınca adam beni görmüştü ama kaçmıştı. Yerde yatan annemin yanına koşup elini tutmuştum. "Uyan anne! Hadi ben geldim! Kalk yerden hava soğuk hasta olacaksın" demiştim. Ama annem hareket etmiyordu. Gözleri kapalıydı. Vücudu buz gibiydi ve yer kanla dolmuştu."

İzler SilinmezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin