4

1K 114 221
                                    

"Alo?"

"Felix Red için rezervasyon yapar mısın?"

"İsim soyisim?"

"Orospu çocuğu yazabilirsin"

"Yazdım"

"Chan, Bang Chan."

"Tamamdır"

Telefonu kapatıp gülerek bilgisayardan rezervasyonu hallettim. Minho küfür ettiyse büyük ihtimalle sevilmeyecek bir adamdı. Neyse bizi ilgilendiren bir durum yoktu ortada, Red'e geldiğine göre tek gecelik bir müşteriydi nasılsa.

Klasikleşmiş temizliğimizi yaptıktan sonra dışarı attım kendimi. Kapının önünde durup cebinden sigarayı çıkarıp dudaklarımın arasına yerleştirdim. Çakmakla da yakıp zehrimi çektim içime.

Tadını artık tatlı olarak alıyordum. İlk zamanlarda içtiğim gibi berbat gelmiyordu, bağımlılık olmuştu artık.

Güz yakınlaştığını belli etmek istercesine ağaçların yapraklarını döküp, bulutlara dolup yağmur oluşturuyordu. Serin hava bundan kaynaklanıyordu. Burnumun ucu kızarmıştır eminim, hemen üşürdüm zaten. Ama içime çektiğim duman bu hissi siliyordu bir iki dakikalığına.

Aradan çok zaman geçmezken Hyunjin'in arabası barın önünde durduğunda başka yöne döndüm, onu görmek istemiyordum aynı zamanda yanında çalışırken ne ironi ama! Ancak Red benim evimdi, 10 yıl önce burada çalışmaya başladım. İlk zamanlar burası yeni açılmıştı tabii. Birlikte büyüdük sayılırdı. Kimse evini terk edemezdi.

"Günaydın"

Soğuk sesini duyduğumda karşılık olarak kısık bir sesle "Günaydın" diyerek içeri geçtim. Ayrıldıktan sonra burayı terk edebilirdim ama, 15 yaşındaki Felix ve 18 yaşındaki Hyunjin'in verdiği masum söze ihanet etmek istememiştim.

Bazı zamanlar kalbimde derin yaralar açılsa da gidemezdim buradan, burası benim evimdi.

Hyunjin geldikten sonra herkes bistroya toplanmıştı yine. Her cuma yapardık genelde, küçük bir toplantı tarzında oluyordu. Ben tezgahın arkasında geçerken garsonlar ve Minho ön taraftaydı. Seungmin bebeğim ise benim yanımdaydı.

"Günaydın arkadaşlar"

"Gün mü kaldı amına koyayım"

Minho'nun sitemine karşılık gülmek istemişken dudaklarımı birbirine bastırıp engel oldum o dürtüye. Hyunjin ona göz devirerek diğer çalışanlara döndü.

"Bizim günümüz de akşam doğuyor kardeşim, her neyse bugün 2 tane devlet başkanı burada olacak. Onlarla özenli bir şekilde ilgilenmenizi istiyorum. Baş köşedeki kocayı onlara ayırın. Ve Red-"

"Red rezerve" dedim lafını bölerek. Bakışları beni bulduğunda başını salladı. "Tamam diğer odaları hazırlayın ama temiz olsunlar. Ve Felix special içeceklerinden hazırla. Şimdilik bu kadar iyi çalışmalar." dedi ve gitti.

Otoritesine her zaman hayrandım, o 18 yaşındaki çocuk geliyordu aklıma. Zaman, acımazsıca geçen zamandan geriye kalan bir hiçti. Anılar da hiçtir.

Seungmin kolumu dürttüğünde çoktan gitmiş olan adamın ardından bakışlarımı çekip ona döndüm.

"Nasılsın?"

Kocaman gülümseyerek konuşmak yerine işaret dili ile yanıtladım. "Çok iyiyim, sen?" gözlerini kısarak yüzüme bakıp yanıma yakınlaştı. Yanaklarımı tutup iki yana ayırıp sıktığında gülüşüm daha da genişlemişti.

"Yarın gidecek miyiz otele?"

Sorusuyla omuzlarımı düşürüp arkadaki tezgâha yasladım. Dün gece konuşup biriyle anlaşmıştık. Şuan bir ilişki içinde değildim ve ihtiyaçlarım oluyordu. Bu yüzden tek gecelik bir ilişki düşünmüştüm. Yani kısaca eskort erkek bir  tutmuştuk. Bu Hyunjin'e yapacağım bir ihanet gibi geliyordu ama dediğim gibi ihtiyaçlarım oluyordu.

Xoxo Red Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin