Tim arabada utangaç bir ifadeyle oturup ellerine bakıyordu, keşke sarhoş olunca hafızasını kaybeden insanlar gibi olsaydı. Ama hayır, o herşeyi hatırlar ve utançtan kendini boğmamak için sabrederdi.
"Dün geceyi kafana takma, sarhoştun ve ben mutlu olsam bile bundan faydalanacak değilim. Senin bilincin yerindeyken kalbini kazanmak istiyorum güzelim." Timuçin kıpkırmızı yanaklarla sarışın gence baktı.
"Özür dilerim... alkol alınca..." Yuriy kafasını sakince iki yana salladı, gözünün önüne gelen ufak bir tutamı kulağının arkasına itip hafifçe yanağını okşadı.
"Hiç sorun değil, umarım bir gün gerçekten bana öyle davranırsın. O güne kadar senin etrafinda olup, bana kalbini açman için herşeyi yapacağım." Tim ufak bir tebessüm takındı yüzüne.
"Her zaman öyle davranamam, abim çok kıskanç." Yuriy gence içi eriyerek bakıp direksiyona döndü.
"Sadece yalnızken o zaman, abin biraz korkutucu." Bu sefer gerçekten gülen Timuçin kafasını cama çevirdi, elindeki kahvelerden birisinden bir yudum aldı.
"Bunu en sevdiğim yerden almışsın, nasıl bildin?" Yuriy hafifçe burnuna dokunup aracı vitese taktı.
"Geçen gün masanda gördüm, üstüne bakmış olabilirim..." Tim kıkırdayıp kahvesinin tadını çıkarttı.
Onu öptüğü anlar aklına geldikçe karnı kıpır kıpır oluyordu, elini çekingence uzatıp vitesteki eli kısa bir süre tutup derin bir nefes alan gence döndü.
"Teşekkürler, kahve içinde... dün akşam içinde." Yuriy dudaklarını ısırıp kafasını salladı.
"O adam sana sırnaşırken rahatsız duruyordun, böyle saygısızlar ancak başka birinin varlığını kabul ederler. Hayır lafını kabul etmiyor değil mi?" Tim buruk bir şekilde başını salladı, gerçekten de öyleydi.
"İlk senemden itibaren beni takıntı haline getirdi, sonunda onunla olacağımı sanıyor. Benim ne kadar ters davranıyor olmam umrunda değil, ona göre tüm o istememeler... naz.." Yuriy kaşlarını çattı.
"Benim geçmişim kalabalık olsa bile... ki bunun için üzgünüm... kimseye zorla dokunmadım ve asla dokunmam da... bunu sana yada bir başkasına asla yapmam." Tim burnunu havaya dikip tek kaşını kaldırdı.
"Başkasına?" Yuriy lafını yanlış anlayan güzelliğini izledi kırmızı ışıkta, tam bir içim suydu....
"Senden başkası bu saatten sonra olamaz zaten ama... bunu bence zaten biliyorsun. Senin etkine kapılan birisi, bir başkasına kolay kolay bakamaz güzelim." Tim cilveyle kafasını hafifçe yana eğdi, yüzünde duyduklarından kaynaklı bir tebessüm vardı.
"Aynen öyle... bunu unutmasan iyi olur. Benimleyken başkasına bakan kişi... bir daha benimle olmayı hak edemez." Yuriy ona büyük bir gülümsemeyle bakınca kafasını cama doğru çevirdi, güya bu gençten üç yaş büyüktü.
"Seninle olmaya hak kazandığıma sevindim güzelim, tüm isteklerine... yapabildiğim kadar uyabileceğime söz veriyorum." Tim cama doğru gülümserken eline kenetlenen eli hissetti.
Elinin sırtı yumuşak bir şekilde öpülüp, hafif bir temasla okşanınca alt dudağını ağzına aldı. Utanıyor, ama devamını da istiyordu. Sonunda Tim kendine itiraf etti, bu sarışın adamı istiyordu.
"Yukarıda bir kahve içmek ister misin?" Yuriy saatine baktı, kaşları çatıldı ve yüzü düştü.
"Bu hakkımı öğleden sonra kullanma imkanım var mı? Derse yetişmem lazım." Bir baş sallamasıyla kapıya uzandı ama koluna dokunan el yüzünden durdu.
"Sana kolay gelsin güzelim, dersler bittiği gibi soluğu yanında alacağım." Tim uzanıp onu nazikçe yanağından öpünce donup kaldı.
"Görüşürüz canım, geç kalma." Yuriy aptal bir gülümsemeyle ona bakarken arkadan dayısının kornaya asılmasıyla transtan çıktı.
Fakülteye girmek üzereyken bile aklında sadece yanağına bir kaç saniyeliğine temas eden dudaklar vardı. Anlaşılan uzun süre de aklından çıkmayacaktı....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Patron Bey
General FictionKardeşinin patronunun aseksüel olduğuna inanmayan Cüneyt soluğu holdingde alır Alkan minik stajyerinin abisiyle iniş çıkışlı olaylar yaşayacağını bilmeden tekdüze yaşamına devam ediyordur