Asi sabah uyandığında kendisini tamamen üzerine çıktığı Alaz'ın göğsüne yaslı bir halde bulduğunda kocaman esnemişti. Ardından gözlerini hafifçe ovuşturdu ve bulanık görüşünü netleştirdi. Tam bu sırada saçlarını geriye doğru tarayarak okşayan nazik el dikkatini dağıtmış ve Alaz'ın boğuk sesi aynı anda kulaklarına ulaşmıştı.
"Günaydın güzeller güzelim."
"Günaydın." dedi Asi kocaman gülümseyerek hafifçe başını kaldırıp, ardından da çenesini adamın sert göğsüne yaslarken. "Yine mi uyumadın yoksa?"
"Yok." demişti Alaz gülümseyerek kızın yüzünü tüy kadar hafif dokunuşlarıyla okşamaya koyulurken. "Bu kez uyudum. Ama erken kalktım."
"Senin için büyük bir gelişme bu." demişti Asi kıkırdayarak Alaz'ın da gülümsemesine neden olduğunda. "Her sabah seri katil gibi bir ifadeyle uyanmana alışkın herkes ne de olsa.. Seni bu şekilde görseler, bir hayli şaşıracaklarına eminim."
"Yavrum ben sabah insanı değilim." demişti Alaz kıza gülümseyerek bakmaya devam ederken. "Ama sayende sabahlarla da barışıyorum galiba."
"Hmm.. Demek öyle?" diye sordu Asi kocaman gülümseyerek adamın yanağını öpmeden hemen önce. Alaz'ın bu beyanı bir hayli hoşuna gitmiş ve içinde anında kelebekler uçmasına neden olmuştu. "Sabah sabah bu kadar tatlı olduğunuz için bizden bir öpücük kazandınız Alaz Bey."
"Sensin tatlı." dedi Alaz işaret parmağıyla kızın burnuna dokunarak. Ardından sevgilisini ensesinden sıkıca kavrayıp kendisine doğru çekmiş ve dudaklarına kapanmıştı. "Ohh.. Yavru kedim benim."
"Saat dokuz olmuş. Acilen kalkıp kahvaltı edelim. Yoksa işe geç kalacaksın."
"Bugün de evden çalışacağım." demişti Alaz onu yeniden kendisine doğru çekip bu kez de alnına arka arkaya öpücükler kondururken. "Hiçbir yere gitmeye niyetim yok."
"Dün de öyle demiştin ama hiçbir şey yapmadın Alaz." dedi Asi sol eliyle adamın sakallarını okşamaya koyulduğunda. "İşlerin birikecek bak."
"Bir şey olmaz. İki gün bensiz idare etsinler. Hep başlarında olamam ya.."
"Peki, sen bilirsin." demişti Asi pes ederek. O da sevgilisinden ayrılmak istemiyordu yine açıkçası. Bu nedenle de pek diretmemişti. "O zaman ben bir elimi yüzümü yıkayayım, sonra da kahvaltı hazırlarım bize."
Miyav. Miyav.
"Ben de gri kafa nerede kaldı diyordum." dedi Alaz odadan içeri girip ardından üzerlerine zıplayan kediyi izleyerek. "Tam vaktinde oğlum."
Miyav.
"Acıkmıştır." demişti Asi, Alaz'ın yanağına bir öpücük kondurup ardından yataktan kalkarken. Alaz ise kızın arkasından onu izliyordu. "Mamasını verir misin ben gelene kadar?"
"Olur." dedi Alaz da yataktan doğrulduğunda. Ardından banyoya doğru ilerleyen kızı tutup ani bir hamleyle kendisine çekmişti. "Ama önce karşılığını almam gerekiyor. Bedavaya çalıştıramazsın beni."
"Neymiş karşılığı?"
"Şöyle güzel bir öpücük olabilir mesela.."
Asi parmak uçlarında yükselmiş ve ardından dudaklarını adamın yanaklarına bastırmıştı. Hemen sonrasında ise geri çekilerek dudaklarını tekrardan öne doğru uzattı ve Alaz'ın anında kendisine doğru eğilerek dudaklarını tıpkı onunkiler gibi uzatmasını izledi. Aklına bir anda gelen cin fikirle beraber sevgilisiyle uğraşmak için kolları sıvamış ve adam tam da dudaklarını birleştireceği sırada onun burnunun ucunu öpmüştü.