Hep beraber planladıkları gibi kendi aralarında düzenledikleri mezuniyet partisinde eğlenen sekizli, Seungminlerin yatında açtıkları yüksek sesli müzik eşliğinde dans edip içerlerken Jisung onlara baktı. "Suya girelim!"
Kafasını çevirdiğinde herkesi farklı bir köşede gördü, "Saçmalama," diyen Felix hemen arkasında iken Jeongin az ileride mini buzdolabından çıkardığı içkileri bitenlerle değiştiriyordu. Minho ve Hyunjin, yanlarındaki Changbin ile kahkahalarla gülüşürken Seungmin ise elinde kadehle dans ediyor, şarkı söylüyor, kenara yaslanmış Chan ise gülerek onu seyrediyordu.
"Ne saçmalaması ya?" dedikten sonra diğerleri de duysun diye sesini yükseltti. "Suya girelim!"
Jisung'a ilk uyan sevgilisi olduğunda Jeongin "Bence de," demiş ve herkesten önce ilerleyip suya balıklama dalmıştı. Seungmin kuzenine şokla çığlık attı. "Oha! Jeongin!"
Elleri şokla ağzına kapanırken "Yes!" diyen Jisung da koşarak atladı ve suya girip devasa bir gürültü çıkaran ikinci kişi oldu. İkisinin bu eğlencesi diğerlerine kahkaha attırdığında onlar da kendi aralarında atlasak mı diye tartışmaya başlamışlardı bile.
Yaz mevsiminden dolayı civarda birkaç yat daha vardı ama onlardan çok uzaktaydı, Seungmin de Jeongin kullanmayı biliyor diye onunla beraber yatta parti yapmak için ailesinden izin almış, bolca alkol ve abur cubur stoklamışlardı.
Sırayla diğerleri atlarken yatta sadece iki kişi kalmıştı, Seungmin kendine öz güveni olmadığından atlamıyor Chan da onun için bekliyordu. Yaslandığı yerden doğrulup kendine yeni bir kadeh almış ve merdivenlerden indikten sonra Seungmin'in yanına oturarak aynı onun gibi ayaklarını suya koymuştu.
Gözleri buluşurken Seungmin ona baktı. "Suya girmek istiyorsan gir." Ardından kaşlarını kaldırdı. "Ya Chan, sakın benim için girmemezlik yapma!"
Chan kıkırdadı. "Beni geç de sen neden girmiyorsun," Burnuna fiske attı. "Onu söyle."
Fiskesi ile anında yüzü buruşan Seungmin onun eline yapıştırmış, buna karşılık Chan da kahkaha atmıştı. "Bilmiyorum ya," dedi koluna sarılıp. "Uzun süredir girmediğimden tereddüt ediyorum aslında. Bir de kıyafet yok."
"Ya onu salla, girmek istiyor musun istemiyor musun?"
Seungmin suya baktı, kıkırdadı. "İstiyorum."
İşte bu her şey için yeterliydi. Cümlesi biter bitmez Chan kadehi geriye bırakıp ayağa kalkmış ardından da elinden tuttuğu sevgilisini kaldırmıştı. Ona göz kırptı. "Önce ben atlayacağım sonra sen atla, sevgilin seni tutacak."
"Anlaştık!"
Chan telefonunu da bırakmış, diğerleri onları beklerken ise balıklama bir şekilde suya dalmıştı. Atlamasıyla Seungmin'i ıslatırken Seungmin kıkırdadı geriye kaçarak, onlarla ilgilenmiyor gibi dursalar da diğer arkadaşları da bir yandan Seungmin suya girecek mi diye bekliyordu.
Onun tamamen eskisi gibi devam etmesini istiyordu Chan bu yüzden gerekli desteği ve güveni de her zaman verecekti. Bu yüzden yüzeye çıktığı gibi kollarını açarken Seungmin yanakları ağrısa dahi gülümsedi. "Bekle beni Bang Chan!"
Heyecanla derin bir nefes vermiş ardından da birkaç adımda hızla suya atlamıştı. Anında suya gömülen bedeniyle gözleri kapanırken daha suyun altındayken beline dolanan kollar ona güven hissi verdi. Buna güvenerek ayaklarını hareket ettirmiş, ikisi beraber yüzeye çıkarken ise kollarını Chan'ın boynuna dolamıştı gevşekçe.
"Güven vermene ihtiyacım varmış," diye itiraf ettiğinde Chan göz kırptı. "Bang Chan, bu konuda yedi yirmi dört hizmetinizdedir."
Seungmin güldü, gülüşü Jisung'un yüzlerine attığı suyla yarım kalırken "Jisung!" diye bağırmış, Chan "Jisung..." diye kıkırdarken onlara arkasını dönmüş ve Seungmin'i kurtarmıştı.
