Bölüm 3, Köpekler

674 19 4
                                    

Bir elimle gözümü yarı kapatırken diğer yandan az önce gördüğüm şeyin gerçekliğini düşünüyordum. Bu beni çok korkutmuştu, bulunduğum yerden yerde duran mankene bakıyordum.

Gücümü toplayınca, sakin adımlarla yatağıma ilerledim ve oturdum. Saniyeler ilerledikçe korkum azalıyordu. İçime gömülüyordu sanki. Manken cansızdı, kıpırdamıyordu olması gerektiği gibi.

Derin bir nefes alıp önce külodumu ve çıkardığım pantolonumu giyindim. Ardından tuvalete gidip yüzümü yıkadım, geri döndüğümde mankeni artık odamda tutmak istemediğimi fark ettim.

Yüzünü ıslak mendille silip onu ilk bulduğum odada, boş bıraktığımız o küçük odaya geri bıraktım. Kapıdan çıkmadan önce baktım, tam pencerenin önündeydi. Yüzü bana dönüktü ve dik dik bakıyordu. Cansız olmasına rağmen en başından beri canlı hissettiriyordu.

Odadan çıkınca bunu birine anlatma isteği doğmuştu ama içerikten dolayı anlatamazdım. Odama geri dönüp yatağıma uzandım ve düşünmeye başladım.

Ne gördüm ben?

Beynim benimle oynuyordu sanki ama korkmuyordum artık. Sadece geriliyordum. Telefonumun çaldığını duyunca elime aldım. Arayan Işıktı. Açıp yataktan kalktım.

- Belen, napıyorsun?

- Evdeyim, ablam gitti. Tekim şu an. Sen?

- Ben de evdeyim, canım sıkılıyor.

konuşurken aşağıya ardından dışarıya çıktım. Bahçede volta atarken konuşmaya devam ediyorduk.

- Ev nasıl, güzel mi? Alıştın mı?

- Yok ya.. Sevemedim bir türlü. Hafta sonu gelirsin zaten görürsün sen de.

- Olur evet gelirim.

Havanın boğucu etkisiyle gökyüzüne bakarken gözüm üst kattaki pencereye takıldı. Manken bana bakıyordu.

Ama ben onu kapıya dönük bırakmıştım.. Sanki arkasına dönmüş gibi. Yine beynimin bana bir oyun oynadığını düşündüm.

- Işık kapatsana sen, seni sonra arayacağım.

dedim ve kapatmasını bekleyip hızla eve girdim. Üst kata çıkıp bulunduğu odanın kapısını açtım. Göreceğim şeyden korkuyordum. Tam da tahmin ettiğim gibi olmuştu.

Manken bu kez de kapıya dönüktü, pencereye arkası bakıyordu. Yine bana bakıyordu. Korkmaktan ziyade sinirlenmiştim.

Bunun gerçek olmayacağını biliyordum ve delirmekten korkuyordum. Mankene ulaşıp onu kucakladım ve hızlı adımlarla bahçeye çıkardım. Bahçeden de çıkarıp çöp konteynırının yanına dik bir şekilde bıraktım. Daha sonra esen soğuk rüzgarla beraber içeriye girdim.

Bir süre evin içinde ne yaşadığımı düşündüm, her şeyin bir açıklaması olduğuna inanıyordum. Alt katın penceresinden dışarıya baktım, mankene yani.

Bıraktığım gibi duruyordu. Yukarıda sanki pencereye dönmüş gibi olmasının nedenini bir türlü çözemedim. Dakikalar geçtikçe bu olayı da unutmaya başladım. Televizyon izledim, ablamı bekledim. Bir şeyler atıştırdım derken ablam sonunda gelmişti.

Gelirken de eli doluydu tabii. Hemen elindekileri alıp mutfağa taşıdım. İçinde çikolata da vardı, hızla açıp yedim. Tatlı yemek çok iyi gelmişti.

- Hallettin mi işini?

dedim,

- Evet, çok kolay oldu. Adam bir an önce satmak istiyordu resmen. İyi ki önce biz bulmuşuz.

Çikolata ağzımdayken durdum birden. "Adam bir an önce satmak istiyordu resmen" cümlesine takılı kaldım. Evet ev şehre uzaktı ama çok güzeldi. Neden bir an önce satmak istesin ki? Eminim alıcısı çoktur buranın ve neden biz?

İçimde sorgularken bunu ablama belli etmedim. Zaten çoktan oturmaya başlamıştık. Önümüzdeki üç ayın kirasını da vermiştik. Hem de, neredeyse yarı fiyatına. Peki neden sorgulamadık?

Evin lanetli olabileceğini düşündüm ya da o mankenin. Emin olmuştum şu dakikada. Bu evde bir şey vardı. Ama tabii bu durumda ne yapacağımı bilmiyordum. Umarım bize zarar gelmez demekten başka çarem yoktu.

-

Saat geceye doğru gelirken geceliğimi giymek için odama girdim. Artık daha temkinli ve dikkatliydim. Giyinirken bile etrafımı gözetliyordum. Bir ses seda yoktu. Usulca yatağıma uzandım ve gözlerimi kapattım.

Köpek havlama seslerine uyandım, etraf karanlıktı. Saatime baktığımda henüz bir saat geçmiş olduğunu gördüm. Uyumaya çalıştım ama uyuyamıyordum. Havlama sesleri beynime işliyordu resmen ve pencere kapalı olmasına rağmen.

Oflayarak doğruldum yataktan. Kalkıp odamdaki pencereden baktım hiçbir şey gözükmüyordu. Sesler çoğaldıkça daha da uyuz oluyordum. Sanki elli tane köpek kavga ediyordu. Ablam nasıl uyanmıyordu anlayabilmiş değilim.

Odamdan çıkıp ön bahçeyi gösteren pencereye baktım. Fakat orada da köpek falan yoktu. Daha sonra sağ tarafa derken hiçbir şekilde köpek görmüyordum.

Bu durum canımı sıkmıştı ve "Aman, bana ne!" diyip yatağıma geri gittim. Uzandıktan sonra yaklaşık on dakika onların sesini dinlemek zorunda kaldım. Asla gitmiyorlardı ve susmuyorlardı. Kalkıp ablamı uyandırmak istedim ama ablam yarın işe gidecekti. Onu rahatsız etmek istemiyordum.

Köpek seslerinin gitmeyeceğini anladığımda gözlerimi açıp yatakta sırt üstü uzandım. Ellerimi göğsümde birleştirip tavanı izlemeye başladım. O sırada aklıma sabah yaşadığım olay geldi.

Aklıma gelen olay mankenin yüzüne sürtünerek boşaldığım andı. Hafif gülümsedim. Gerçekten çok güzel bir şeydi. Gerçeğinden daha da zevk verdiğini düşünmüştüm.

Ben yaşadığım olayı düşünürken köpek sesleri birden kesildi. Bir sürü köpeğin sanki ön bahçemizde birbirini yiyormuş gibi çıkan sesleri yavaş yavaş uzaklaşmadan değil de birden kesilmişti. Hepsi susmuştu. Çıt bile çıkmıyordu.

Korkmuştum bu durumdan ama tam uyumanın zamanı diye düşündüm. Gözlerimi kapatıp uyumak için çabalarken, aklıma gelen sabah yaşadığım olay yüzünden uyuyamamaya devam ettim.

Bu kez de vajinam rahat bırakmıyordu beni. Gerçekten çok yanıyordu ve bana resmen okşa beni diyordu. Yapmamak için direndim. Gözlerimi açmamaya çalıştım.

Ama etki etmiyordu, üstelik sadece okşamayı değil mankenin yüzüne sürtünerek boşalmamı istiyordu bedenim. Bu isteğime engel olamıyordum. Şeytan dürtüyordu resmen. Terlemeye başlamıştım, vajinamı yanmasın diye sıkarken daha da yanmasına neden olmuştum.

Yapamıyordum.. İçim hiç ama hiç rahat değildi. Beynim bana bir komut verdi, "Mankeni odana getir" diye. Bütün korku hissim gitmiş yerini libidom almıştı. Yataktan çıktığım gibi merdivenleri indim. Ablamın uyanıp uyanmaması da umurumda değildi. Sadece boşalmak istiyordum.

Bahçeye çıktığım anda vuran soğuk beni titretmişti. Hemen mankene koştum. Bahçe kapısından da çıkmıştım bu sırada. Hava hem çok soğuktu hem de rüzgarlıydı. Saçlarım rüzgarla uçuşurken mankeni kollarımın arasına alıp içeriye girmek istedim.

Ama o sırada uzaktan gelen köpekleri gördüm. O kadar hızlı geliyorlardı ki bana, çığlık atmaya bile vaktim olmadı. Hepsi siyahtı ve gözleri dönmüş gibiydi. Dilim tutuldu o an bağıramadım bile.

Ve iki adım geriye giderken mankenle beraber yere düştüm. Yüzümü elimle siper ederken bana hiçbir şeyin zarar vermediğini fark ettim. Gözlerimi açıp, belki kaçabilirim diye düşünürken köpeklerin aniden uzaklaştığını gördüm.

Bu sırada arkamdan gelen kırmızı ışığı da fark etmiştim. Köpekler bir şey görüp, korkup kaçmış gibiydi. Hemen arkamı döndüğümde cansız mankenin gözlerinden çıkan kırmızı ışıkla karşılaştım.

Cansız Manken (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin