>> Bölüm 20 ( RİCA)<<

116K 7.8K 1.8K
                                    

Lise 2 - Altuğ-

" Gerçekten bunu benim için yapacak mısın?"

Barış onaylarcasına bir baş işareti yaptı. Bana aptalmışım gibi bakarken formayı üstüme hızla geçirdim.

" Maç çıkışında zaten gelir büyük ihtimal. O zaman. Tamam mı?"

Onu bir kaç kere uyarırken artık benim bu ısrarlarım sonucu gözlerini devirip bana ters ters baktı.

" Oğlum tamam dedik ya halledeceğiz işte. Sakin ol. Önce git şu saçını düzelt. Üstüne çekidüzen ver."

Maç çıkışına kadar sabretmek zor olacaktı. Aynanın karşısına geçtiğimde arkadan Gökalp ellerini uzatıp saçlarıma şekil vermeye çalıştı.

" Benim kadar yakışıklı olmak istiyorsan şu saçlarını biraz kaldırmalısın."

Aynadan Gökalp'e baktığımda onun doğal yakışıklılığı konusunda laf edememiştim. Aramızda en karizmatiği oydu bence. Gayet havalı duruyordu. Bizden daha uzun boyluydu. Bana yardım ettikten sonra bir omzuma elini koyup gülümsedi.

" Oğlum sen çok safsın len. Şu çabaların beni bitiriyor. Gidip açık açık söyleyeceğim kıza sende rahatla bizde."

Kaşlarımı çatıp ona baktım. Tabiki böyle bir şey yaparsa bir daha onunla asla konuşmazdım.

" Hayır hiçbir şey söyleme. Yani lütfen."

Omuzlarım bir anda çökmüştü. Çok mu imkansız görünüyordum. Belki umutsuz vaka. Bilmiyorum.

" Gökalp maç başlayacak uğraşma çocukla! Halledecek abisi ona."

Üçlü bana gülerken heyecanla Barış'a baktım. Benimle bu konuda en az dalga geçen ve her zaman yardım etmeye çalışan oydu. Benden daha fazla çabalıyordu. Faruk yanıma gelip saçlarımı hızla karıştırdı. O kadar düzelttiğim saç Faruk'un ellerinin altında bir harabeye dönüşürken üzüntüyle yere doğru baktım.

" Hadi neşelen ve maçta gözünü dört aç."

Başımı onaylarcasına hemen salladım. Saçım konusunda yapacak bir şeyim yoktu. Onlar her zaman dağınık durmaya mahkumdu. Saçlarımı düzeltsem bile onun dikkatini çekemeyecektim. Onun için fazla sorun yapmamıştım.Maç başladığında İzel eline not defterini almış tellerin ardından maçı arkadaşıyla izliyordu. Semra bizimkileri işaret edip ikisi bir şeye gülüşüyorlardı. Onların ne konuştuğunu merak ediyordum ama şimdi maça odaklansam iyi olacaktı.

Maç başladığında gözlerim durmadan ona kayıyordu. Nefes kesici bir gülüşü vardı. Bir melek gibi gülümsüyordu.

" Altuğ."

Sahanın tellerine hızla biri vurduğunda Gökalp'i gördüm.

" Maçı izle kızı değil!"

Gökalp bana kızarken parmaklarını tellerin boşluklarına geçirmiş oradan fırlayıp beni dövecekmiş havası vardı. Sıkıntıyla iç çektim. Başlayacaktım bunlarında maçına. İzliyorum da ne oluyordu. Akıl veriyorum yarısını bile uygulamıyorlardı. Sonra neden gol yedik. Yok abi bunlara da iyilik yaramıyordu. Maç bittiğinde yine kazanmıştık ama Gökalp'i bu sonuç tarmin etmemiş gibiydi. Barış birden beni dürttü.

" Geliyor seninki."

Ağzım kurumuştu ve hemen yutkundum. Barış önüme geçip bizimle sesini yükselterek konuşmaya başladı.

" Evet gençler harika bir maç çıkardık. Şimdi İzel bizim fotoğrafımızı çekecek. Hazır mıyız yeni bir manşet için."

Barış böyle konuşurken Faruk ile Gökalp gülmemek için kendilerini yırtıyorlardı. Onlara ters bir bakış attığımda Faruk kaşlarını çatıp Gökalp'i susturmaya çalıştı ama birbirlerine bakarak tekrar bir kahkaha patlattılar.

MUM OLMAK KOLAY DEĞİL (1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin