Yeni bölümden herkese selam.
Bakalım bizleri neler bekliyor.
Keyifli okumalar.
***
Yaklaşık yarım saat önce gözlerimi açtım. Yorgun olan bedenimi karnımdaki ağriya rağmen kaldırıp yarı oturur yarı uzanmış bir pozisyona aldım.
Ben uyandığımdan beri aynı noktayı boş boş izlerken odaya gelen giden olmamıştı. Gözlerimi bir an bile kıprmazken yaşlar usul usul akıyordu.
Yarım saatin ardından kapı açıldı ama kimin geldiğine bakmadım. Bir saniye olsun gözümü duvardan ayırmadım. "Neden doğruldun yerinden" dedi Mirhan. Cevap vermedim. Yüzüne bakmadım.
"Ağrın var mı?" Diye sordu. Yine cevap vermedim. Ruhum bedenimden çekmişti. "Kurban olayım susma konuş" dedi. Sustum. Tek kelime edecek dermanım yoktu.
"Nevam güzelim iyimisin" dedi. Gözlerimi duvardan ayrmadan konuştum. "Yezda nasıl" diye bildim sadece. "Ameliyatı başarılı geçti. İyi odada uyuyor" dedi.
"Neva ben çok özür-" diyecek oldu ki "sus!" Dedim. Hiç bir şey duymak istemiyorudum. "Neva yalvarırım böyle yapma" dedi. Dönüp yüzüne baktım ama bakışlarını kaçırdı. "Sus dedim sana, daha yüzüme bakmıyorsun" dedim.
Elimi karnımın üzerine koydum. Koca bir boşluk. "Be-ben anneyim!" Diye bağırdım. "Çocuğunu bile koruyamayan bir anne!" Diye bağırdım.
"Neva öyle deme" dedi. Hala yüzüme bakmıyordu. "Yüzüme bakmıyorsun çünkü beni sucluyorsun" dedim. Bu sözlerime rağmen yüzüme bakmadı. "Benim çocuğum öldü!" Diye bağırdım ağlamaktan çatalaşan sesimle.
MİRHAN CANBEYLİ (BİRKAÇ SAAT ÖNCE)
"Sö-söz ver. Bana söz ver çocuklarıma, ikisine de bir şey olmayacak" dedi zoraki bir şekilde. "Hiç birinize bir şey olmayacak Neva" dedim ağlayan sesim ile. "Söz ve-" ne o lafını tamamladı ne ben ona söz verdim. Gözleri kapandı.
"Neva!" Diye bağırdım. Ameliyathaneye girdikleri an kapı yüzme kapandı. "Bende gireyim ne olur bende. Neva!" Dedim ama abim kolumdan tutup çeki beni. "Mirhan tamam sakin ol oraya giremezsin. İkisi de iyi olacak" dedi.
O sırada apar topar Yezdayi da ameliyat için hazırladılar. "Baba ben çok korkuyorum. Doktorlarla gitmek istemiyorum" diye ağlamaya başladı. "Korkma babacım. Korkma bak Miran da doktorlarla gitti ama korkmadi" dedim ağlamaktan çatalaşan sesimle.
"İyi olacaksiniz hepiniz çok iyi olacaksıniz" dedim. Yezda ağlamaya devam ederken verdikleri narkozun etkisiyle bayıldı. Kafayı yemek üzereydim. Bir tarafta Neva bir tarafta Yezda.
Yere çöktüm gücüm kalmamıştı. Abim gelip yanımda durdu. "Abi ya onlara bir şey olursa" dedim. Bu ihtimal bile kalbimin çarpmasına neden oluyordu. "Şhh bir şey olmayacak" dedi abim.
İçimde çok kötü bir his vardı. Ben bu sahneyi önce yaşamiştim. Aynı şekilde Zilani bu halde getirmiştim. Kızım ile tek kalmıştım ben bu hastanede. Aynısı yaşasam kaldırır miydim bilmiyorum.
Ameliyathaneden acele ile çıkan hemşire "acil k*n lazım" dedi. Zorla yerimden kalkıp hemşirenin yanında durdum. "İyi mi? İkisi de" diye sordum zoraki bir şekilde. "Henüz bir şey söyleyemem çok fazla k*nama var" dedi ve koşarak gitti.
"Barış, Sude çabuk gidip k*n verin. Berzan yalvarırım git anons ver tüm Urfa'ya sor k*n bul" diye bağırdı Azat. Neva'nın annesi çığlık çığlığa yere attı kendini. "Kızım yavrum. Başına gelmeyen kalmadı kadersiz yavrum. Allahim seni onu bana bağışla" diyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saklı Bahçe
RandomYıllar önce daha onlar çocukken kaderleri yazılmıştı. Aradaki düşmanlık ve söylenen toz pembe bir yalan ayrmıştı onları bambaşka bir hayata sürüklemişti. Ama berdel kararı onları birleştirmişti. İki küçük aşık berdel sonrası kavuşabilecek miydi?? ...