~HASEKİ~
***
Yarın ilk işimiz kadın doğum doktoruna gitmek olmuştu.
Bu konuda biraz,belki fazla acemi olduğm için pek deneyimli Belgin arkadaşım bana yardım etmişti.
Doktor karnıma bir jel sıktığında aleti karnıma tuttu. O sırada ekranda birşeyler belirdi,ama pek anlayamamıştım. Kadın doktor gülümseyerek konuştu. "Tebrik ederim,bir buçuk haftalık."
Duygulanmamak elde değil.
Şuan o ekrana boş boş bakıyor olabilirdim,ama o oradaydı. Beni hissediyor muydu? Yada dediklerimi duyabiliyor muydu? Saçmalama Pare,belki mercimekten küçük bebek seni nasıl duysun?
Doktor ile biraz konuştuktan sonra hastaneden çıktık. Şuan Kartal beni heryerde arıyor olabilirdi. Umrumda da değildi,ben bebeğimi görmüştüm... Onu her zaman orada hissetmek güzel olacaktı. Karnımda,yanımda,daha sonra el ele...
Tek dileğim sağlıklı doğması,ve Kartalın bunu asla öğrenmemesiydi.
Eğer öğrenirse daha çok peşime düşer,sülük gibi yapışırdı.
Belgin'in telefonu belki sabahtan beri elli kere çalmıştı,hepsinde arayanda Kartal'dı. Belgin ona,benden haberi olmadığını belirtmişti. Oda bulursan haber ver diye arayıp duruyordu. Pek âlâ bulamazdı da beni.
Şimdi Belgin'in evine gelmiştik,ve karşılaştığım manzara hiçte hoş değildi.
Kapının önünde bir adet Jeep vardı,ve ben bunun kimin olduğunu biliyordum. Belgin'in endişeli sesini duydum. "Burada bekle,gönderip geliyorum." Arabadan ineceği sırada onu durdurdum..
"Hayır,sorun değil. Onunla konuşurum." Beraber arabadan indikten sonra Kartal'ın arabasının da kapısı açıldı,ve içinden tahmin ettiğim gibi o indi. Yürüyüp tam önünde durdum. Ancak engel olamadığım şey bana hızlıca sarılmasıydı.
"Pare'm nerdesin, sürekli seni aradım."
"Buradayım işte,neden geldin?" Kollarından ayrıldım. Bu kadar bağlılık fazlaydı,artık takıntı diyebileceğimiz bir konumdaydı. Hızla arabanın kapısını açıp elinde bir kağıtla geldi.
"Bak,ispatladım işte sana. Benim çocuğum değil."
Kağıdı gözümün önüne soktuğu için ister istemez yazılanları görmüştüm. Ve ister istemez rahatlamıştım.
"Beni ilgilendirmiyor,bu bana söylemediğin geçmişini temizlemez."
"Pare, lütfen söylemek istedim,ama yapamadım. Benden soğursun diye söylemedim."
"Hiçbir zaman senden soğuyacak bir nedenim yoktu,çünkü zaten sevmiyordum."
Elimi tutmak için hareketlendiğinde hemen geri çektim. Onun hiçbir şeyi bilmemesi lazımdı, yine dayanamayan ben kalbini kırmadan ondan uzaklaşmak istiyordum.
"Bak,önemli birşey konuşmamız gerekiyor."
Ne söyleyeceğimi anlıyormuşcasına başını iki yana salladı. "Hayır,şimdi evimize gidiyoruz Pare."
"Hiçbir yere gelmiyorum. Burada ayrılmak en iyisi"
"Hayır hayır!"
"Kartal!"
"Hayır diyorum!" Diye bağırınca irkildim. Herşeyi daha da zorlaştırıyordu.
"Nefes almak istiyorum!"
"Lütfen,yapma."
"Bırak beni artık!"
"Hayır hayır! Yapamam, lütfen benden bunu isteme."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Haseki +18
Teen Fiction-Bütün bölümler düzenlenerek uzatılmıştır.- Dudaklarıma bir buse kondururken "seni seviyorum,ama biraz acı cekmen gerekiyor" Ben iki yıldır acı çekiyorum,bu ne ki? Boxerini çıkarırken onu izliyordum. Bir yere gelince utanman da kalmıyordu bu adamın...