Merhaba. Bu bölümü ben pek sevemedim ama umarım siz seversiniz. Elimdeki son bölümdü. Bundan sonrasında finale oynarım artık. Siz de kaybolmayın, takılın buralarda. Birlikte bitireceğiz.
Biraz da yorum yapın be öldünüz hemen. Hadi öptüm.
İyi okumalar.
☀︎☀︎☀︎
Jungkook fark ettiği şeyle resmen dumura uğramış ve telefonu aşağı indirmişti, onun uyumayacağını ve bu saate kadar ders çalışacağını düşünmüştü ancak görüyordu ki yanılmıştı. İki saattir kapıyı çalmasına rağmen hiçbir ses soluk duymuyordu. Ne yapacağını düşündü ve onun bu kadar ağır bir uyku halinde olmasına da şaşırdı.
En sonunda mantıklı bir karar verdiğine inanarak apartmanın dışına doğru yol aldı ve birinci katta olmalarının verebileceği şans ile balkona tırmanmanın iyi bir fikir olduğunu düşündü.
"Ulan hay ben böyle işin, bir maymun gibi tırmanmadığım kalmıştı."
Etrafına şöyle bir göz gezdirdi, apartmanın köşesindeki yağmur borusu ona göz kırpar gibiydi. Elini uzattı, kaygan ama sağlamdı. "Beni uğraştırdığın şeylere bak cimcime. İnanamıyorum!" Ayağını pencere pervazına dayayıp yavaşça yukarı çekildi. Parmakları balkon demirine uzandığında içinde bir zafer duygusu kıpırdadı. "Eh, tamam. Kolaymış ya."
Taehyung ile mesajlaşmalarından sonra saatlerdir göremediği çocuğa karşı özlemi iyice kabarmış, bir süre sonra takılmış plak gibi aynı şeyleri anlatan arkadaşına aklını verememişti. Zaten arkadaşı da alkolün etkisiyle Jungkook'un onu dinleyip dinlemediğini umursamamış yalnızca içini kusmuştu. Tabi balkona tırmanacağını bilse hiç oraya gitmezdi ayrı mesele. Böyle bir senaryoda anahtarını kontrol etmek hala aklına gelmiyordu.
Balkondan içeri atladığında derin nefes vermişti ve ayakkabılarını hemen çıkarmıştı. Etraf çamur olursa Tae onu çiğ çiğ yerdi. Balkonun kapısını açtı ve içeri girdi. İyi ki henüz bir hırsız onların evini keşfetmemişti, ne kolay olurmuş her şey. Yoksa Jungkook mu çok çevikti?
Yavaşça 1+1 evlerinde birlikte kaldıkları odalarına ilerlerken şu son bir ayı düşünüyordu Jungkook.
Bir ayda her şey o kadar değişmişti ki. Aylar önce çok beğendiği ve öylesine bir şeyler yaşamayı hedeflediği çocukla şu an sevgili olma hayalleri kuruyor ve sonunda onunla düpedüz flört ediyorlardı. En kısa zamanda aramızdakileri daha da ileriye taşıyacağız diye düşünmeden edemedi.
Bu düşünce bile Jungkook'un içini kıpır kıpır ederken sessiz ve karanlık odaya girdiğinde bakışları direkt kendisininkinin hemen yanında olan yatağa kaydı.
Yorganıyla ufak, yuvarlak bir top gibi gözüken bedenin olduğu yatağa.
Acaba yine geçenki gibi uyuma numarası mı yapıyor diye içinden geçiren beden, yüzünden silemediği tebessümle yatağa iyice yaklaştı. Sanki Taehyung'un kokusunu alır gibi olmuştu. Derince soluklanma ihtiyacı hissederken yatağa doğru yaklaşmasıyla duyduğu ufak fısıltılar bir an için kaşlarını çatmasına sebep oldu. Bu da neydi?
Ses yorganın altından geliyordu. Acaba müzik mi dinliyor diye düşündü ancak işittiği ses müzik sesi gibi ritimli bir ses değildi. Yalnızca fısır fısır konuşmalar duyuyordu. Sesin kaynağını anlamaya çalışırken bedeni istemsiz yavaşça yatağa doğru eğildi. Başını yorgana yaklaştırdıkça artan sesler hala anlayamadığı türdendi.
"Büyü mü yapıyorlar lan? Ne oluyor?"
Kendi kendine mırıldanarak konuşan Jungkook bir an için bu dediğine gerçekten inanmış duruyordu. Sonra gözünün önüne Taehyung'un yorgan altında büyü yaptığı görüntüler geldi ve düşüncesinin saçmalığına gülmek istedi. Kabul ediyordu, mantıksız düşünmüştü.
