Kim Namjoon, kendisine verilen görevi yerine getirmek için sahte bir aile kurmaya karar verir fakat birbirlerinden deli gibi nefret eden Taehyung ve Jungkook'un, kardeş rolü için berbat bir ikili olduğunun farkında değildir.
!slow burn enemies to l...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🎵jungkook - yes or no
"kafamın içindeki tüm bu trafik deliye dönüyor, artık kalbimi dinleyeceğim."
oy sınırı: 500 ⭐️
Jungkook ile olan konuşmalarını düşünen Taehyung huysuz bir şekilde burnunu kıvırdı. "Çok arsız," diye homurdandı kendi kendine. "Aklına gelen her şeyi nasıl da hiç çekinmeden söylüyor..." Bundan şikayetçiymiş gibi bir ses tonuyla söylese de, aslında bundan çok memnundu. Jungkook'un açık sözlülüğü bu sefer kalbine büyük bir zarar vermiş olsa da, genel olarak açık sözlü olmasını seviyordu.
Kendisi onun gibi değildi. Hatta çoğu zaman düşündüğünün zıttını söylerdi çünkü düşündüğü şeyi düşündüğü için kendisine öfkelenir ve gurur yapıp başka bir şey söylerdi.
Mesela Jungkook'a; ondan etkilendiğini ve hatta onu öpmek istediğini hiç itiraf etmemişti. Onun çoğu zaman gözüne ne kadar sevimli geldiğini, bazen saçlarını karıştırdıktan sonra yanağını okşamak istediğini, ses tonunun ne kadar güzel ve dinlendirici olduğunu, onun yanındayken yaramazlıklarından her ne kadar şikayetçi olsa da onunla uğraşırken eğlendiğini, yanındayken kendisiymiş gibi hissettiğini ve hatta bazen ona sıkıca sarılmak istediğini ona hiç itiraf etmemişti.
Çoğu zaman, kendisine bile.
İnsanlara karşı kendisini hemen açamazdı Taehyung. Sayılarla arası ne kadar iyiyse sözcüklerle de o kadar kötüydü. İçindeki hisleri bir matematik denklemine dönüştürebilseydi, hiç zorlanmadan cevabı bulabilirdi ama yapamıyordu. Bu yüzden bu kadar bocalıyordu. Cevabı bulamıyordu ve bulamadıkça çıldırıyordu.
Bir de inattan gelen aptal bir gururu vardı! Öyle inatçıydı ki Jungkook'dan etkilendiği gerçeği yüzüne her çarptığında bundan kaçmak istiyordu. Düşmanı olarak gördüğü ve kendisine türlü şeyler yapan bu oğlana karşı bir şey hissediyor olduğunu düşünmek onu çıldırtıyordu! İnkar ediyordu içindeki yangını, ne kadar yaksa da kabullenmiyordu onu. Her şey kül olduğunda kabul edecekti belki de, kim bilir.
Taehyung iç çekerek ıslak saçlarındaki küçük havluyu başından çekip bir kenara bıraktı. Kısa bir duş almış, rahatlamıştı. Şimdi de yemek yiyip uyumak istiyordu. Çok yorgun ve açtı.
Yaklaşık bir saat geçmesine rağmen verdiği pizza siparişinin hâlâ gelmediğini fark eden Taehyung, çatık kaşlarla uygulamaya girdi ve siparişinin nerede olduğuna baktı. Gördüğü 'teslim edildi' yazısına bakarken de tek kaşı sorgulayıcı bir biçimde havalandı.
Kime teslim edildi?
Evdeki herkesin -Namjoon hyungu dahil- uyuduğunu biliyordu. Adının Yoongi olduğunu öğrendiği adam ise çoktan gitmişti. Jungkook'un bile sesi çıkmıyordu... Pizzası kime teslim edilmişti?
