~Bismillahirrahmanirrahim~
{BÖLÜM 24}
Sonunda evimizdeydik.
Evet, Ali Haydar'la ikimizim evi, bizim evimizde!
"Ben yatsı namazını kılmamıştım, sen de kılmadıysan beraber eda edelim Nazenin."
Ali'nin mahçup ifadesinin altında söyledikleri beni tebessüme zorlarken "Sen kıl Ali, ben aşağıda halletmiştim yatsıyı." deyip TV ünitesinin çekmecesinden bir seccade çıkarıp verdim kocama.
"Teşekkür ederim." deyip bir kenarda namazını eda eden adamdan bir müddet alamadım sonra gözlerimi. O heybetli bedenine Rabb'imizin huzurunda eğilmek ne çok yakışıyordu...
Selam vereceği esnada öylece dikilmeyi bırakıp yatak odasına geçtim hızla. Ne diye durup kaç dakika boyunca izlediysem zaten?
Odadaki banyoya geçip aynadaki aksimi kontrol ederken ne yapacağımı bilmez bir haldeydim. Üzerimi değiştirmem mi gerekiyordu, yoksa böylece Ali'mi beklesem çok mu istekli görünürdüm?
Ah! Bu sevda bendeki aklı da alıp çıkarmıştı sanki evden...
Yüzümdeki makyaj gittikçe ağırlaşmaya başladığını hissettirince bari bununla oyalanayım, iş yapmış görüneyim diye düşünüp dolaptan makyaj temizleme suyunu ve pamuğu alıp yüzümü temizlemeye başladım.
Yalnızca gözlerimde artık izleri belli olan rimelle baş başa kaldığımda içeriden sesler gelmeye başlamıştı. Odanın kapısı bir kaç kez açılıp kapandığında daha fazla burada durmanın gereksiz olduğu kanaatine vararak elimi yüzümü yıkadım ve tam çıkacakken baş örtüm gözüme takıldı. Makyajı silerken komple boya olmuştu yüzümdeki kenarları. Bu kötü görüntüyle oflarken boğazımı sıkan düğümü çözdüm. Saçlarımı açmalı mıydım? Yoksa bütün bunlar için Ali'yi mi beklemeliydim?
Boynumun altındaki iğne şalın içine kaydığından bir türlü çıkarmayı başaramadım. Pes edip alttan kafamı sıkan boneyi çekip alabildim sadece ve banyodan çıktım ama Ali Haydar yine odada yoktu.
Yatağın üzerindeki ceket ve kravat gözüme takıldığında heyecanla yutkundum. O neredeydi acaba?
Bedenimi ele geçiren sıcaklık ve titreme, yüreğimdeki sevda korunun alevlenmesinden kaynaklıydı, farkındaydım. Ancak buna alışmam için zamandan başka ilacım yoktu şimdilik.
Ayakta durmuş öylece beklerken gözüm odada dolandı bir müddet.
Ahşap başlıklı bazasız yatak Ali'yle ikimizin tercihiydi. Bizimkilere kalsa bazalı alıp içini eşya ile doldurmalıydık. İyi ama kullanmayacağım eşyanın evimde ne işi vardı ki? Bu düşünceden hareketle bazasız sade bir yatak almıştık. Yatağın kenar baş uçlarında yine aynı ahşap malzemeden tek çekmeceli komodin ve birer abajur vardı. Pencere kenarına ikili küçük beyaz bir koltuk ve onun yanına da ahşap lambader koymuştuk.Karşı duvarda ise monteli olarak geniş bir ahşap elbise dolabı vardı. Bu şirin görüntü içimi sakinleştirmeye başlarken gülümseyerek dışarıda esen rüzgara ve damlayan yağmura kaydı gözlerim ve hemen o tarafa ilerledim yağmuru görür görmez. Pencereye yakın bir kavak ağacı vardı bahçeden uzanan. Yaprakların sesleri kulağıma ufak ufak dokunan uyku müziği gibi gelince esnememi durduramamıştım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÖNEMEÇ (✔️)
ChickLitİstihbaratta gizli görevde olan Ali Haydar ve babasını aynı uğurda kaybetmiş Nazenin'in aile apartmanında geçen aksiyon dolu aşk hikayesi. Adam sır küpüydü, kadınsa sabır... Adamın sırrı kadının sabrına mağlup olmamalıydı. Fakat hayat bu ya; hep olm...