Oy verip burada olduğunuzu belli eder ve Satır arası yorumları ile bölüm hakkında fikirlerinizi belirtirseniz çok sevinirim :)
Aklımda evlilik dahi yokken bir anda kendimi nikahtan sonrası için konuşurken bulmuştum. Buraya gelirken en fazla bir kahve içer dönerim alt tarafı diyordum. Buluşacağım kişinin yüzünü dahi merak etmemiştim, tek amacım teyzemi kırmamaktı. Öncelikle Rüzgar'ı görür görmez ondan etkilenmem, sonrasında kendinden emin duruşu ve güven aşılayan sözleri ile bu evliliğe o kadar da uzak olmadığımı hissetmiştim.
"Şey..." diye mırıldandım ne diyeceğimi bilemeyerek. "Sence Poyraz ne tepki verecek bu evliliğe?" diye devam ettim. Sorularımın ardı arkası kesilmiyordu.
"Poyraz henüz üç yaşında ve annesini hiç görmedi. Kolay alışacaktır duruma." Nasıl bu kadar emin olabiliyordu?
"Anladım." diye mırıldandım sessizce. Elimdeki bardakla oynarken kahvemin soğudunu fark ettim. Konuşmaktan kahvemi bile içememiştim doğru düzgün.
"Efsun..." ismim Rüzgar'ın dudaklarından dökülünce bakışlarım anında gözlerini buldu. Ömrüm boyunca ismimi böylesine telaffuz eden ve ismimin bu kadar yakıştığı bir ses tonu duymamıştım.
"Eğer içinde en ufak bir şüphe dahi varsa söyle bana. Eğer bir çekincen varsa anlat, konuşalım. Ama eğer istemiyorsan ya da içinde şüphe varsa en başından belirt bunu. Evlendikten sonra sorun yaşamak istemiyorum. Poyraz Ali tam duruma alışmışken bir kez daha terk edilmeyi atlatamaz... ben de öyle."
"Üç yaşındaki bir çocuğu terk edecek kadar kalpsiz değilim." diye yükseldim birden, bunu neden yaptım bilmiyorum ama beni evladını bırakıp gidecek kapasitede birisi olarak görmesi sinirimi bozmuştu.
"Eğer olurda anlaşamaz ya da bu evliliği yürütemezsek zorlayıp da kendimi yıpratmam. Beni boşanacak konuma getirirsen geri dönüşü olmaz, ben çok yapıcı biriyimdir ve gitmek benim için en son ihtimal bile değildir. Eğer boşanmak istersem gerçekten de bunun için çok çabalamış olman gerekir, ancak seni terk edersem bile Poyraz'ı asla bırakmam. O çoktan benim de evladım olmuştur zaten."
Rüzgar'ın gözlerinin içinin parladığını gördüm. Kendimden emin oluşum ve Poyraz'ı bu denli sahiplenişim hoşuna gitmişti.
"Seni boşanmayı isteyip benimle kalmaya tahammül edemeyecek raddeye getirirsem sana kalmadan ben seni evine bırakırım. Ama böyle bir şey asla olmayacak." Her sözü güven verir mi bir insanın? Sinan'ın üç ayda sağlayamadığı güveni bu adam üç saatte vermişti bana. Nasıl yapmıştı bilmiyorum ama o güveni vermişti bana.
"Benim teyzemle de bu durumu konuşmam lazım, bana bu gecelik izin verir misin?"
🪐
Rüzgar'la olan dört saatlik sohbetimizin ardından beni eve bırakmıştı. Teyzem evde değildi ben geldiğimde, odama geçip yatağıma uzandım. Tavanı izlerken bugünkü konuşmalarımız zihnimin içinde döndü durdu.
Rüzgar asla beklediğim gibi çıkmamıştı, bir hoşlantı diyemezdim ama etkilenmiştim ondan. Sinan'dan çok daha fazla güven veriyordu bana. Biz üç ay çıktık Sinan ile, ancak içimde hep bir eksiklik vardı. İlişkimizde eksik olan ya da tamamlanamayan, bir türlü kendimi tam anlamıyla bırakamıyordum ona. İstesem dahi koşulsuz güvenemiyordum, ancak bugün Rüzgar'ın söylediği her söze inanmak istedim, verdiği güveni iliklerime kadar hissettim. Bu durum beni şaşırtsa da üzerinde durmadım fazla.
Poyraz Ali... henüz üç yaşında bir çocuğa annelik yapabilecek miydim? Fazla küçük sayılmazdım ama annelik için yeterince olgun muydum emin değilim. Ancak bir yanım o yaralı çocuğa dokunmak istiyordu. Daha küçücüktü, anne şefkatine ihtiyacı vardı ve ben ona bunu verebilirdim. Sırf bu yüzden bile bir yanım kabul etmek istiyordu evliliği.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFHA
ChickLit"Ne iş yaptığımı sormadın?" dedi sorarcasına. "Mesleğinden önce merak ettiğim başka sorular vardı." "Alabildin mi peki cevabını?" diye sordu. "Evet." "Sonuç ne peki?" diye merakla sordu bu kez. Dirseği masaya yaslıydı ve diğer eli hafif kirli sa...