~Bismillahirrahmanirrahim~
{BÖLÜM 23}
"...Sen de babam gibi istihbarat için mi çalışıyorsun?"
Sorduğum soru üzerine Ali'nin mütebessim çehresi bir anda gerilirken, hissettiğim şeylerin doğruluk payı yüreğimi çepeçevre sarıp nefesimi kesti. Yutkunup ondan gelecek her iki cevaba da kendimi alıştırmaya çalışırken odaya dalan kuzenim ve aynı zamanda süt kardeşim Mustafa, ikimizin dikkatini de üzerine çekmeyi başarmıştı.
"Abi sen niye kaçıyorsun ya benden bildiler, nerede olduğumuzu sen dedin diye üstüme geldi eniştemler! Bari bana deseydin-"
Mustafa'nın gözleri nihayet Ali'den bana kaydığında ağzı açılmış ve "N-Nazenin?" diyerek şaşkınlıkla kınalığımı ve beni incelemişti.
Nazenin ya! Nazenin. Kocasını alıkoyduğunuz Nazenin...
Birden bire kendimi Ali'nin arkasında bulduğumda ne olduğunu anlamayarak kaşlarımı çattım. Tekrardan yana kayıp Mustafa'ya hesap soracakken Ali'min sert sesi kendini belli etti.
"Bekle, Nazenin." deyip sırtını dikleştirerek önümü iyice kapattığında itaat etmek zorunda hissettim kendimi. Bu buyurgan tondaki sesine bile aşıktım ben bu adamın, anlıyor musunuz?
"Mustafa, abim zaten sinirliyim size. Tepemin tası atmadan çık git yukarı. Valla yarın düğünüm var demem bozarım ifadeni. Hadi koçum. Hadi."
Ali Haydar'ın yavaştan tepesine yükselen sinirini ben bile fark etmiştim, arkasında olmama rağmen. Ki Mustafa'nın yüzünü göremesem de onun da bunu anlayıp ikilemesi bir olmuştu zaten.
Yeniden yüzünü bana dönen sevdiğime nasıl baktım bilmiyorum ancak önüme geçmesi ve Mustafa'yla konuşmamı engellemesine bir anlam verememiştim. Fakat bakışlarımız kesiştiğinde Ali'nin çehresi anında yumuşamış ve şu cümleleri kurmuştu:
"Bakma bana öyle... Ben benim olanı uçan kuştan kıskanırım Nazenin."
Ah kalbim!
Senin miyim gerçekten... Dememek için kendimi nasıl tuttum kimse bilemezdi!
Kızardım bozardım, başımı önüme eğdim ağzımdan yanlış bir kelime çıkmasın diye. Ben yine unutmuştum diyeceklerimi, sorduğum soruyu...
O gece evlerimize son kez dağılırken Ali'min gözlerindeki hiç tatmadığım duygular gezinmişti sanki. Bir başka ışıldıyordu gözleri "Hayırlı geceler." derken.
Sen utandırma Allah'ım!
•••İşte beklenen gün gelmişti.
Düğün için dışarıya kurulan sandalye ve masalar, Mevlüt okumak için gelen imam, kadınlar için ayrılmış üstü ve iki yanı kapalı çadır, resmi nikahın olacağı beyaz örtülü çiçekli masa ve sandalye...
Böyle olmasını ben istemiştim. Boşuna kocaman salon tutmak israf gibi gelmişti bu devirde. Zaten öyle çalgı çengi de olmayacağına göre en mantıklısı bu olacaktı zannımca. Ailemizi zar zor ikna etme işi de elbette yine Ali'ye düşmüştü. Her isteğimi ikiletmeden yerine getiren bu adam bugün benim bütün hısım akraba şahitliğinde kocam olacaktı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÖNEMEÇ (✔️)
ChickLitİstihbaratta gizli görevde olan Ali Haydar ve babasını aynı uğurda kaybetmiş Nazenin'in aile apartmanında geçen aksiyon dolu aşk hikayesi. Adam sır küpüydü, kadınsa sabır... Adamın sırrı kadının sabrına mağlup olmamalıydı. Fakat hayat bu ya; hep olm...