Merhaba canlarımmm
Ben geldim. Wattpad kapalı olduğu için uzun süredir yoktuk. En sonunda canıma tak etti, vpnle açtım. Instagram da olanlar bilir zaten.
Çok özlemişimmm
Sabah annemler uyurken kalkıp hazırlandım, Duman'ın randevusuna yetişmemiz gerektiği için Gökmen'i bekletmek istemedim. Yüzümü gözümü yıkayıp çapaklarımdan ve uykulu halimden arındım. Siyah pantolonumun üzerine beyaz tişörtümü giydiğim zaman hafiften kilo almaya başladığımı daha net fark ettim.
Ödem bunlar Aysuna, kilo değil.
Babam aramız bozuk olmasa çoktan beni diyete sokardı. Ya da kafasını Gökmen'le bozmuş olmasa...
Aynanın karşısında gözlerimi devirip işime geri döndüm. Saçlarımı düzleştirip önden iki tutamı ördüm ve geriye
doğru çekip tel tokayla tutturdum. Maskaramı sürüp eyeliner çektim, parfümümü sıkıp kafam da giyeceğim
ayakkabılarımı hazırladığımda bile bekleyecek vaktim vardı. Erken kalkmamıştım aslında ama hızlı hareket etmiş olmalıydım.Beklerken tırnaklarımı kesip, manikür setimi çıkarttım. Uzun zaman sonra kendimle ilgilendim biraz. Tırnak
etlerimi kesip şekillendirdim. Gökmen telefonumu çaldırana kadar oyalanıp durdum. Evden çıkarken anahtarımı ve
lazım olan şeyleri çantama koyduğumdan emin oldum.Telefonumun şarjı yarımdı, malum dün akşam şarj aletinin ucunu kırmıştım.
Evden çıktığımda Gökmen'i kapının önünde görmeyi beklemiyordum. Şaşkınlığında yanında korku da saldı beni.
"Gökmen!" Diyerek geçtim karşısına.
Kalçasını Çiçek'e yaslamış, benim koltuğuma Duman'ın çantasını ve içindeki Duman'ı koymuş beni bekliyordu.Gözleri parladı. "Güzelim."
"Burada ne işi var?"
Kaşları çatıldı. "Derken? Duman'ı beraber götürmeyecek miydik?"
"Sokak başında beklersin sanmıştım."
"Ne fark eder ki? Baban dün akşam öğrenmiş zaten, biri görüp söylese kaç yazar."
"Evdeler! Bu kadar kalın düşünme lütfen." Dedim başımı iki yana sallayarak.
"Tamam. Özür dilerim." Kollarını açıp ona sarılmamı bekledi.
Eve bakıp babamların uyuduğunu hatırlattım kendime. Yine de tedirginlikle sevgilimin kollarına düştüm, beline sarılmış ve çenemi omzuna yaslamışken çantaya yan bir bakış attım.
Duman çantanın şeffaf camından gözlerini bana dikmişti. Bir sibirya kurdu gibi yüz mimikleri o kadar belirgindi ki; bana 'sende mi götüme iğne vurulmasını izlemeye geliyorsun' der gibi bakıyordu.
Sırıttım. "Hadi gidelim."
Kaskımı takıp Duman'ı sırtıma geçirdim. Gökmen taktığı zaman ona tam sarılamıyordum çünkü. Taktığım andan
beri Duman çırpınıp durdu. Bir tık tırsıp bu gözlerime yansıyınca Gökmen, "çantayı delemez, merak etme." Dedi,
çünkü tam olarak bunu yapacağını sanmıştım. Çantayı delip sırtımı tırmalayacağını.Yola çıktığımızda biraz daha sakinleşti. Ama sanırım nereye gittiğimizi biliyordu, benim çantayı takan kişi olmamdan daha çok buna huysuzdu. Çiçek'i durduran tek şey kırmızı ışıkken yolları akıp geçtik, insanlar Bursa sokaklarında canavar mı geziyor diye bakıyordu ama hiç kimse göremeden Gökmen ortadan kayboluyordu. Hızlı ve akışkan kullanıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERENDİPÇE
RomanceAşkın rüzgarı saçlarınıza karışacak, kalbinizi S1000RR'dan daha hızlı attıracak. 🏍️💛