42. bölüm

3.3K 364 213
                                    

Ahsen İzemden;

Mete için gerekli olan ilik ameliyatı gerçekleşmişti. Kendimi saçma bir şekilde yorgun hissediyordum, gözlerimi açamasamda yanımdaki konuşmaları duyabiliyordum.

"O senin kızındı anne, o senin kızındı yenge." Ahunun sesiydi, annesiyle mi konuşuyordu? O kadında mı buradaydı? "Ben senin kızın değilim ki... Ben eltinin emanet ettiği kızıyım. Sen bana anne oldun çünkü annem yoktu. Ahsenin annesi var, annem bensiz gitti. Sen kızını benim için mi annesiz bırakıyorsun? Ben Buse Karasoya bu kadar kızgınken benim anne dediğim kadında mı onun gibi?" Kendi annesine ismi ve soyismiyle seslenirken o kadına gene anne demişti. Ona sunulan hayat buydu, o da kendi annesiyle büyümek isterdi değil mi?

"Benim iki kızım var Ahu'm" Biri Melis diğer sensin Ahu İzel. "Sen her zaman emanetten öteydin, sen her zaman benim kızımdın o, o hiç benim kızım olmadı ki..." Olmadım bu konuda haklıydı. "Onu karnımda taşırken bile istemedim o yalnızca Ilgaz için yaşadı." Keşke bu anları duymasaydım, keşke gözlerimi açıp bu kadını odadan kovabilseydim. Boran amcam nerede? Odada değil ki bu kadın bu odaya girmeye cesaretini almış.

"Aslı hanım, ben senu anasun diya soktum ha bu odaya. Bu lafları edesun diye değul." Karadeniz şiveli kadının sesini daha önce duymamıştım ama kim olduğunu tahmin edebiliyordum. Emre'nin annesi olmalı. "Bu kadının analığımı kalmış ana?" Esin bunu Asrının annesi olan Aslı hanıma mı söylemişti. Sanırım ona anlattıklarımdan çok bu duydukları onu etkilemişti. "Kusura bakmayın Aslı hanım ama siz bir anne değilsiniz. Erkek çocuk için onu doğurduğunuzu söylüyorsunuz, bir evladın kızı erkeği olur mu?"

Esinden bu tepkiyi beklemiyordum, kimse beklemiyor olacakki ortam bir an sessizleşti ama Aslı hanımı. konuşmasıyla bu sessizlik son buldu. "O cehennemde bir kız çocuğu yetiştirmek ne kadar zordu biliyor musunuz siz?" Kendisini savunuyordu, savunduğu cehennemin en ortasına düşmüştüm 4 sene önce. "O cehennemi siz seçmediniz mi?" Esin istrnmeyen gelin olma yolunda ilerliyordu. "2 tane kız çocuğu yetiştimişsiniz o cehennemde, İzem mi size fazla gelen?" Bendim fazla gelen, bu konuda haklıydı. "Esin sen sus. Sizde dışarı çıkın." Bir anda değişen ruh hali sinirlenmiş olmalı ki şivesi de gitmişti. Elimde hissettiğim ağırlık kaybolunca aynı kadının sesini duydum. "Sen kal, yani kalmak istersen kal Ahu." Onun anneannesiydi, belki de Ahuyu ilk görüşüydü sesi o kadar yumuşaktı ki.

"O adam döndüğünde beni burda görürse kızabilir. Esin hanım siz bana Ahsen uyanınca haber verir misiniz? Abimle yanına gelicez." Aynı kadının şivesi bu defa geri döndü. "Fişki yer sizun o amcaniz, dönsün kizsun bakayum." Eşinin kıkırtısını duydum. "Anne ben burda kalıcam. Sen eve geçebilirsin." Onun da sesi neşeli geliyordu. "Hayır, İzel bu insanlarla görüşemezsin." Sinirlenmiş olmalı çünkü benim bildiğim kadarıyla Ahu benim verilmem karşılığında onlarla hiç görüşmemişti. "O insanlar beni doğuran kadının ailesi, lütfen o adam gelmeden veya Ahsen uyanmadan odadan çıkar mısın?"

Ahu hep sessiz olan taraftı, ne denilirse yapıyordu. Sanırım minnet borcundandı, onu çok iyi anlıyorum çünkü Serdar Karasoyla yaşamaya başladığımız zamanlarda abimle ben de Ahu gibi her denileni yapıyorduk. Annemizin üvey babası sandığımız için bizim de minnet duygumuz kabarıktı her ne yaparsa yapsın sessiz kalırdık. Kendimi biraz daha zorladığımda gözlerimi açmıştım. Bunu ilk fark eden Esin bana gülümsedi. Ben ona bakmaktansa kapıya yakın olan tarafta karşı karşıya gelmiş iki kişiye baktım. "Sübürlen git burdan. Ben sana anasun diye kızını gösterdüm sen geldun burada saçma sapan laflar ettun. Esinin de dediğu gibu sendan ana mana olmaz. Kizumun yavrusunu da alicam. 17 sene susturdunuz, gözümü yaşlu bıraktunuz ama bundan sonra ağlayan ben olmayacam." Aslı Karasoy ağzını açacaktı ama onu susturan ben oldum.

AHSEN İZEM KARASOY (gerçek ailem)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin