Benim Taehyung’um güçlüdür istediği her şeyin üstesinden gelebilirrr, mwah
Bir de şuan 8. Bölümdeyiz ama bu evrende sadece 2-3 gün geçti bunu unutmayın pls
1k yorum 85 vote olsun yazara bol ilham olsunn
İyi okumalar düz yazının keyfini çıkarınn
>ᴗ<
....
Adam nihayet biraz soluklanabildiğinde yatağının soğuk ve bugün hiç değilmemiş kısmına oturdu, ellerini geriye yaslayıp vücudunu biraz gererken başını sağ sola çevirip kütletmişti.
Bu saatlerde eve birine getirmezdi normal şartlar altında ama bugün bir değişiklik olmuştu. Az önce birlikte olduğu kişi uzun zamandır ısrar ediyordu ve Taehyung evde yokken bir şeyler yapabilirdi, son zamanlarda fazla rahatsız oluyordu. Yine de sonuçtan pek tatmin olmuşa benzemiyordu. Aralarında hala bir adım bile ilerleme olmamasına rağmen getirdiğine pişman oldu.
"Keşke getirmeseydim, neredeyse yaptıklarımın en kötüsüydü."diye hayıflandı. Yüzünde tatminsiz mimikler yer aldı. Cebinden bir paket sigara çıkarıp dudaklarına yerleştirdiğinde masadaki çakmağı görmüş ve onu almak için yeniden ayağa kalkmıştı. Bu sırada da iç çamaşırını giymişti.
Tabii bu kutu gibi evde yürürken gözleri diğer yatağa kaymıştı ve tatlı, güzel, biricik sevgili ev arkadaşının o an nerede olduğunu merak etmişti. Telefonu alıp ona tam mesaj atacaktı ki önce sigarasını yakmayı akıl edebildi. Acilen buraya havalandırması gerekiyordu yoksa Taehyung onu çiğ çiğ yerdi. Hem koku hem de temizlik konusu bakımından oldukça titizdi.
Dumanın gittiği yeri izlerken tam da o sırada gözüne bir şey takıldı. Yorganın olduğu kısım sanki hareket etmişti. "O ne lan?" Kaşları anında çatılırken yatağa doğru birkaç adım attı ve biraz yorganın dağınıklılığıyla kabarıklığına baktı. Orada bir şeylerin varlığından eminken ağzından kaçan küfre mani olamadı. "Siktir..."
Yorganın ucunu tutmuştu ve yavaşça onu aşağı doğru çekiştirdiğinde karşısına çıkan yüzle adeta dumura uğramıştı. Tabii o sırada sarışın olan ise kalp krizi geçirmek üzereydi ve telefona nasıl bir kenara attığını bilmiyordu bile. Nefessizlikten göğsü bozuk bir ritimle inip kalkıyordu ve bunun onu ele vermesinden oldukça korkuyordu. Şu an ölü gibi bir role bürünürken tek dileği onun uyuduğuna inanmasıydı.
Şaşkınlığını saklayamadı bir süre Jungkook; onu burada hiç hissetmemişti. Jungkook'un dikkatli bakışları altında Taehyung daha da eziliyordu. Adam hemen onu sinir edecek bir lakap aradı. Bu onda artık alışkanlık olmuştu. Onu sinirlendirmeye bayılırdı. Sadece daha önce demediği bir şey düşüyordu... "Bal dudaklım? Yok... Yaramaz kedi seni."
Jungkook'un dudaklarında piçimsi bir gülümseme meydana gelirken parmakları arasında tuttuğu sigarayı büyük bir keyifle dudaklarına doğru götürüp içine bir nefes çekmişti. Taehyung'un sık nefesler onu gerçekten çok fazla ele veriyordu ve sanırım biraz içeride terlemiş olmalıydı.
Uyanıktı. Kafayı yemiştir diye düşündü. İki gün önce Bogum ile nasıl ders çalışırken onları kışkırttıysa yine aynısı, daha fazlası olmuştur diye düşündü ve aslında bu kadarını o da istemiyordu.
Duman havada süzülürken onunla biraz uğraşmak istemişti. Sadece bir an kalkma cesaretinde bulunsaydı ne olacağını düşündü. Düşünceler aklına bir çığ gibi düşmekteydi. Sırıtmaya devam ederken belini ona doğru eğdi, gittikçe onun yüzüne daha da yakın oldu.
