19

2.1K 117 16
                                        



Selin karnına giren ağrıyla beraber kapının yanındaki küçük askılığa sıkıca tutundu.

"Selin abla! İyi misin?" Selin başını bile sallayamamıştı. Kaç zamandır istemediği hatta kaçtığı şey başına gelmişti. Biliyordu zaten annesinin onu istemeyeceğini ama üzerinde o kadar yük vardı ki bir de bu çok ağırına gitmişti.

"Abi koş, Selin abla kötüleşti!" İçeriden apar topar sesler yükseldi ve saniyesinde Barış dahil herkes kızın yanına toplandı.

"Aşkım, Selin'im beni duyuyor musun?" Barış, Selin'i yere oturturmuş saçlarını okşuyor bir yandan da ne döndüğünü çözmeye çalışıyordu. Emine Teyzenin de eli ayağı birbirine dolaşmıştı su ve kolanya götürüp getiriyordu. Yeliz hemen Tülin ile annesine ayıp olmaması için küçük bir özür dileyip evden yollamıştı.

Selin sadece Barış'ın duyabileceği şekilde fısıldadı.

"Barış karnım çok kötü, bebeğe bir şey olmaz dimi Barış? Barış bir şey olmaz dimi?"

"Hiçbir şey olmayacak. İzin vermem ben." Emine Teyze ne döndüğünü anlamaya çalışıyor kolonya vermek ayağına eğilip duruyor, bir kulağını oraya veriyordu. Bu halleri kızlarının gözünden kaçmamış olacak ki Yelda hemen konuştu.

"Anne bir de özür dilemek yerine laf mı dinliyorsun cidden?" Barış ile Yüksel Amca hala ne olduğunu bilmiyordu. Barış, Yelda'ya kaş göz yaptı.

"Söyleyin de biz de bilelim bu kadar ne olmuşsa artık."

"Annem Fatma Abla'nın kızını seninle tanıştırmak için çağırmış abi." Emine Teyze hemen Yelda'yı cimcikledi.

"Bir günlük kız için ananı mı satıyosun!"

"Anne ne alaka ya? Ne satması?"

"Herkesin arasında söylenir mi?"

"Sen herkesin arasında yapıyosun ama!" Tam Emine Teyze bir daha cimcikleyecekken yüksek bir sesle irkildiler.

"Yeter!" Barış çok sinirli duruyordu. Selin'i bir kenara dikkatlice oturtup ayağa kalktı. "Bundan sonra eğer biri daha Selin'e saygısızlık yaparsa.."

"Ne yapcaksın bir daha gelmeyecek misin?" Emine Teyze ağzını asla tutmuyor bas bas bağırıyor, çemkiriyordu.

"Gelmeyeceğim! Asla hem de." Emine Teyze çok korktu, Barış dediğini yapardı o da biliyordu.
"Benim yanımda sevgilim duruyor ailemle tanıştırmaya getiriyorum, görücü usulü kız getirmek nedir lan!

"Oğlum bak bu kızla olmaz." Artık bir tek Emine Teyze ile Barış konuşuyordu. Kız kardeşler ve babası sadece biraz açılıp yanlarında duruyordu.

"Olacak! Bu kızla olacak! Bak başka birisini demiyorum. Yok komşunun kızı Tülin yok o şu bu, sadece bu kızla olacak!" Tam Emine Teyze tekrardan söze atılacaktı ki koridorun sonundaki tuvaletten bir çığlık sesi geldi.

"Barış!" Barış, sesi duymasıyla beraber ne ara gittiğini bilmiyordu. Geldiğinde nefesi kesildi eli ayağı birbirine dolaştı.

Selin'in bacak arasından çizgi şeklinde bir kan akıyordu. Kan o kadar ilerlemişti ki ayağına gelecekti kızın. Selin bir yandan ağlıyor ne yapacağını bilemiyordu.

"Koruyamadım Barış. Barış gitmemiştir dimi Barış? Bırakmaz beni dimi?" Barış kendine o an geldi.

"Hastaneye gidiyoruz."

&

Hızlıca Selin'i alıp arabaya geçtiler. Barış sürekli Selin'i rahatlatmaya çalışıyordu ama stresi yüzünden belliydi. Hastaneye geçtiklerinde Barış çalışanlarla hızlıca konuşuyor, doktor arıyordu. Çabucak bir doktor buldular sonunda.

"Bebeğe bir şey olmamış. Ama anneyi bu stresten uzak tutalım lütfen." Selin derin bir nefes almış, Barış da kendini kenara atmıştı.

"Sağolun." Küçük bir konuşmadan sonra ayaklanıp hastaneden gittiler. Barış elini Selin'in belinden dolayıp karnına atmış yürüyorlardı.

"Yelda dışında kimse bilmiyor dimi?" diye sordu Selin. Barış onayladı. Sadece Yelda görmüştü. Selin muayenedeyken de Barış, kardeşine koskoca bir mesaj atmış ve her şeyi anlatmıştı. Bu mesaja evliliklerinin sadece çocuk yüzünden olmadığı, cidden aşık olduğu da ekliydi. Yelda da ilk önce bir tık uzak olsa da artık tek sıkıntısı teyze değil de hala olacak olmasıydı.

Selin ile Barış kaldırımın kenarına park ettikleri arabalarına attılar kendilerini.

&

Eve geçtiklerinde içeride ölüm sessizliği vardı. Barış konuşmuyor sadece sert bir şekilde bakıyordu. Selin de Barış'ın yanında elleri kucağında halı desenlerini izliyordu. Barış'ın ailesi Yelda dışında durumu Selin kötüleşti olarak biliyorlardı. Yelda daha fazla bu ortamda durmayıp içeriye geçti.

"Bir özür dilemeyecek misin anne?" Sesizliği Barış'ın tok sesi bozdu. Emine Teyze de hatasını anlamış olacak ki pişmanlığı gözlerinden okunuyordu.

"Özür dilerim kızım valla çok utandım." Selin bir süre konuşmadı. Bebeğe bir şey oldu diye korkudan ağlamıştı. Sadece Emine Teyze'ye başını salladı. Emine Teyze boynunu büktü.

"E o zaman özürler de dilendiğine göre.."  Bir anda konfeti patlama sesiyle Selin korkup gözlerini kapattı ve Barış'ın olduğu tarafa döndü. Ama Barış yanında değildi.

Gözlerini açıp hemen karşısına baktı Emine Teyze'nin ağzı apaçık, kız kardeşleriyle Yüksel Amca gülümsüyor, Yelda da kenarda elinde konfetiyle duruyordu.

Barış ise yerdeydi. Dizlerinin önüne kapanmış, elinde kadife bir kutuyla gülümseyerek Selin'in gözlerinin içine bakıyordu.

"Benimle evlenir misin Selin Tüzün?"

&

Bölümü oylayıp yorum bırakmayı unutmazsanız sevinirimmm💗💗

Finale de az kaldı bu arada😭😭

thinking of you. / barış alper yılmaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin