34. bölüm

3.5K 371 146
                                    

Boran Akar, en son 13 yaşındaydım onu gördüğümde. Ailemin ölümüyle nedensizce hayatımdan çıkmıştı. Her zaman Boran amcam olan bu adam mıydı benden intikam almak isteyen? Buna asla inanmazdım, çünkü o benim çocukluğumdu.

O beni çok severdi, bunu hatırlayabiliyorum. "Siktir, sen olamazsın! Esinin arkadaşı olduğunu savunmaya devam et. Çünkü onun kızı olduğunu duymak istemiyorum." Ben de onun kızı olduğumu duymaktan çok hoşlanmıyordum ama Aslı Karasoy'un kızıydım. "Boran amca-" Sözümü kesen bu defa Emre değil, amcasının kaldırdığı eli oldu. Onun yetiştiridği kız olup oladığımı korntrol etmek istiyordu sanki.

Her zaman dedeme yaptığım gibi o elin saçlarıma ulaşmasın izin vermedim. Bunu bana o öğretmişti. Bana doğru kaldırdığı eli saçlarımla buluşacakken sertçe tuttum. Bu zamana kadar Serdar Karasoydan çokça dayak yemiştim çünkü ona karşı gelemeyeceğimi düşünüyordum. Boran Akar her zaman bunun tersini savunarak bana birçok savunma hareketini öğretmişti.

Emre'nin amcası ünlü boksör Boran Akardı. Çocuk İzeminse güçlü amcasıydı. "Aferin çocuk," Bunu söylerken bacağını bacağıma doğru geçirmeye çalıştı. Bu hamlesinden de kaçtığımda güldü ben bunları nasıl unutmamışım? Canerle yaptığımız antremanlar sayesinde olabilir mi? Hep ben yenerdim.

"Kural 1; Rakibin hiçbir zaman senden bir adım ileride olmamalı." Bu onun bana öğrettiği hiçbir yerde yazılı olmayan teknik kurallardan biriydi. "Kural 2; Rakibini hiçbir zaman küçük görme." Bunu söyleyen bendim, ama o beni küçük görebilirdi. İstemese kolunu bile tutamazdım. "Kural 3; Kendini hiçbir zaman rakibinden üstün görme." O bunu söylerken benim göğüsüne attığım yumrukla biraz sersemledi.

Biz ne yapıyoruz şu anda? İnan ben de bilmiyorum Şaziş. Boran amca kendini toparladığı anda nasıl yaptı bilmiyorum ama bacaklarımdan tutarak beni omzuna aldı. "Kural 4; Oyun ben istemediğim sürece bitmez."

Ve aramızdaki iletişimi bitiren aynı anda bize seslenen ikizler olmuştu. "Amca!" Esinin sesi biraz daha yüksek çıksa da ters bir şekilde Emre'yi görebiliyordum. "Atın bunu köpeklerin yanında kalsın." Her türlü canlıdan korksam da kedi ve köpeklerden korkmadığımı biliyordu. "Allah allah! Çok meraklıysan seni atalım köpeklerin yanına. İndir beni Boran Akar!" Anladığım kadarıyla adam beni öldürecek kine sahipti ama ben 13 yaşındaki kız çocuğu gibi onunla şakalaşıyorum. Deli miyim ben? Beynim yok mu benim?

"Beni indir artık!" Yoksa üstüne kusmak zorunda kalabilirdim. "Bir de emir veriyor! Hiçbir değişiklik yok 5 sene öncede aynı sümüklü böcektin." Sümüklü böcek sensin diyecek oldum ama Emre bakışlarıyla bile beni susturdu. "5 değil, 4 sene önce." Omzundaki benim koltuk altlarımda tutarak yüzüme baktı, mala bakar gibi bakıyordu. "Aradaki 2 ayı unuttuğum için üzgünüm küçük." Ve beni yere bıraktı! Evet evet beni yere bıraktı! 2 metre adamın üstünden yere çakıldım.

Esin şok olmuş bir şekilde bakarken Boran bey bundan baya keyif alıyordu! Bu adam tam bir adi! O gülerken Emre bu durumdan pek keyifli değildi. Ne o? Üzüldü mü bu? Sanki yere düştüğümde aklıma bir şey dank etti.

Ben bugün hastaneye Mete için gitmiştim, test bile olmadan geri dönmüştüm... Asılan yüzümle Boran amca gülmeyi bıraktı, beni her yere serdiğinde yaptığı gibi elini uzattı. Düşünmeden tuttum. Çocukken abimin bile elini tutarken kuşku duyardım, baba ona kızar mı diye. Ama onun elini tutarken bir samiye bile düşünmezdim. O bana bir amcadan çok bir baba gibi davranmıştı anlamını bilmediğim bir şekilde.

"Amca biz gidicez, doktorla işim bitti." Emre bu adamın karşısında eziliyordu sanki. Bunu çökmüş omuzları bile belli ediyordu. "Gidebilirsin Emre." Bunu söylerken oldukça ciddiydi. "Onunla geldiysem onunla giderim amca." Boran Akar gözlerini bir bende bir Emre de gezdirdi. "Sana onunla gelmeni ben söylemedim. Benim evime girdiyse ben istemeden çıkmaz. Bunu en iyi siz bilmiyor musunuz ikizler?" Ona Boran Akar diyordum çünkü Boran amcam gibi bakmıyordu. Benim tanımadığım o yabancı boksör gibi bakıyordu, bana babalık yapan amcam gibi değil.

"Onu senin için yanımda getirmedim." Boran Akarın dudakları kıvrıldı korkutucu bir şekilde gülümsemişti. "Onu ne için yanında getirdin? Söylesene Emre onu neden yanında getirdin? Kurallarımı bile bile onu nasıl buraya getirirsin?" Bu tavrı beni korkutmaya başlamıştı, nedense onun beni gördüğüne sevindiğini düşünüyordum.

"Çünkü sen ona kıyamazsın amca! Sen ona hiç kıyamadın." Emre, onun bana kıyamayacağını nerden biliyordu? Eskiden kıyamazdı ama karşımdaki bu adam intikamı uğruna her şeyi yapabilecek biri gibiydi. "Amcanı iyi tanıyorsun Emre, ama bilmediğin tek bir şey var. Senin beni tanıdığın kadar ben de seni tanıyorum. Senin ona gitmesi için ne kadar şans verdiğini biliyorum. Benim kızım o evde istenmeyen kişi olduğu için buraya sığındı. Ve ben istemediğim sürece kızım yanımdan ayrılmayacak." Öz annem, öz babam hatta beni büyüten ailem bile bana kızım dememişti ama o diyordu, üstelik çok güzel kızım diyordu. Hala beni anlıya. Boran amcamdı o benim...

Ayyyy merhabaaa

Mutlu bir bölümle sizlerleyimm

•Bu kadar mutlu bölümler hayra alamet değil biliyorsun demi NİASBSSHSKS

•Küçük bir müsabaka izledik Ahsen ve Boran arasında nasıldı??

•Aferin çocuk.

•Kurallar birbirinin aynısı gibiydi aslında ama her ikisi de kendi rakibine söylüyordu.

•Deli miyim ben beynim yok mu benim?

•Sümüklü böcek KAUAOKSNSK

•2 metreden yere çakılmak nasıldı Ahsoşum?

•Kizin aklına sonunda Mete geldi de çok saçma bir yerde geldi caktirmayin

•Çünkü sen ona kıyamazsın amca...

Benim kızım...

•Kızım demek ona çok yakışıyordu.

•Boran Akar?

•Ahsen İzem?

AHSEN İZEM KARASOY (gerçek ailem)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin