16. bölüm

2.7K 295 46
                                    

Alkan elini çektiği gibi bir adım geri çekilmişti, Cüneyt biraz bozulsa bile hızla toparlandı. Üstünü toparlarken sarışın ona mahcup bir ifadeyle bakıyor ve dudaklarını kemiriyordu.

"Cüneyt... kızdın mı?" Sorusu sinirini bozmuştu.

"Niye kızayım, sikilmeye hevesli gibi mi duruyorum?" İstemsizce sertleşen sesiyle başı yere indi sarışının.

"Kendin hakkında öyle konuşma, lütfen, sana öyle bir imada bulunmadım. Sadece seni gücendirmek istemedim... ben... bilmiyorum ki... canını falan yakarım diye korkuyorum. Zaten bu hisler çok yeni." Cüneyt derin bir nefes alıp adama arkasını döndü, sebepsizce gözleri dolmuştu.

"Tamam, sıkıntı yok." Yutkunup hırkasına uzandı. "Bir taksi çağırsana."

"Cüneyt.... gitmesen olmaz mı?" Cüneyt adama dönüp piç piç sırıttı, Alkan ilk kez etkilenmek yerine gerildi.

"Sevgilin miyim ben senin patroncuğum, işimiz bitti, gidiyorum." Alkan yutkundu, kumral ona kızmıştı. Sırtını dönmüş olan adamı kollarıyla sarıp kendine çekti, kokusunu soludu.

"Gitme, lütfen... sevgilim ol Cüneyt." Kumral donup kalmışken ensesine dokunan dudakları hissetti, içli içli öpüyordu onu.

Adamın kollarında erimek üzereydi, tüm o piç duruşu çatladı. Elleri titriyor, gözleri sulanıyordu. İçine kesik bir nefes çekti zorlanarak, adamın belindeki kollarına tutundu.

"An-anlamadım..." harika, kekelemişti de...

"Sevgilim ol, yatağımda uyu bu gece. İstersen bundan sonra her gece, çünkü ben sana fena halde çekiliyorum Cüneyt." Nefesi gittikçe hızlanırken Cüneyt yıllar sonra ilk kez gözyaşlarını akıttı, bıraktı kendini tutmayı.

Alkan kollarında ağlayan kumralı kendine çevirip kollarının arasına aldı. Sımsıkı sarılıp başını omzuna dayadı, adam titreyerek ağlarken sırtını okşuyordu.

"Sen benim ilk gerçek sevgilimsin..." bu sözler sarışını şaşırtmıştı, sonuçta o çok tecrübeliydi. Hem o Alman adam Cüneyt'i gözleriyle yemişti, anlaşılan mazileri vardı.

"Sen benim ilk sevgilimsin, umarım da son olursun." Alkan kumralın saçlarını öpüp iyice kendine çekti, sakinleşene kadar kollarında tuttu.

"Ama benim sabah için bir şeyler pişirmem gerek, malzemelerin hepsi evde." Mırıltı gibi konuşurken yanağını bornozla kaplı omuzdan çekmemişti.

"Burada da herşey var, burada yaparsın ve sabah birlikte götürürüz." Cüneyt adamın gözlerine bakmak için geri çekildi, Alkan oldukça ciddiydi.

"Olur o zaman, ben hamuru hazırlayayım. Buzun vardır umarım..." Alkan onu mutfağına ilerletirken bile teması bırakmamak için belini sıkıca tutuyordu.

"Burada buz makinası var, dakikalar içinde istediğin kadar buz senindir." Cüneyt büyüyen gözlerle makinaya baktı, hatta devasa ve tam donanımlı mutfağa baktı.

"Vay amına koyayım, mutfağa bak..." Alkan duyduğu küfürle kızarmıştı, o hiç alışkın değildi küfüre falan. Ama Cüneyt'i asla engelleyecek değildi, doğal, kendi gibi oluşu hoşuna gidiyordu.

"Bu gerçekten Gaggenau mu? Bu fırınların ağa babası beee... beni bu fırında pişirseler mutlu ölürüm valla." Alkan daha önce hiç kullanmadığı, iç mimarının aldığı fırına ilgisizce baktı.

Eğer bu fırın, bu adamı bu kadar mutlu ediyorsa bir tane de ona yollatmalıydı. Kumralın boynuna sokulup sakince öptü, Cüneyt beklenmedik öpücükle kasılmıştı.

"Çok sevdiysen hep burada pişir, asla hayır demem." Cüneyt buna sevinse de kardeşi vardı, onu üzmüş olsa bile kardeşini ihmal edemezdi.

"Olmaz, Tim'i hergün tek başına bırakamam." Alkan sırıtıp onu kendine çevirdi, sertçe kucaklayıp adaya oturtunca hayretle suratına baktı Cüneyt.

"Eviniz kira değil miydi?" Kafa sallayan kumrala sırıttı. "Bana taşınsanıza, hep yanımda olursunuz... aile gibi oluruz." Cüneyt öksürerek başka tarafa döndü, bir damla tükürüğünde boğulacaktı.

"Çok hızlısın patroncuğum, devir düşürüp frene bas. Ne yanına taşınması... çok istiyorsan sen bize taşın." Beklemediği tek şey adamın bunu kabul edecek olmasıydı, Alkan kocaman gülümseyip hevesle kafasını salladı.

"Olur, yarın geliyorum o zaman." Cüneyt şok olmuş halde bakarken dudaklarına konan öpücükle gözleri kocaman açılmış ve öylece kalakalmıştı.

Patron BeyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin