19.Bölüm

8.1K 450 282
                                    

Merhabaaa.

Millet hiç kimse anlamadı mı yoksa anlamamazlıktan mı geldi?

Mert'in gözünde gördüğünüz olaydan bahsediyorum bu arada

Neyse bu bölüm anlayacaksınız

Bu arada şarkı ile dinlemeyi unutmayın. Çok iyi uyuyor.

O zaman.

İYİ OKUMALARRR

.

Bölüm fotoğrafı;

Bölüm fotoğrafı;

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

12.08.24

Bedenim yerde kuş gibi titriyordu. Canım çok kötü yanıyordu. Nefes almak istiyordum. Oksijenin olduğu yerde nefes almak istiyordum.

Alamıyordum.

Ağzımdan kan, kafamdan da kan akıyordu.

Aram beni tekmeledikten sonra ağzımdan kan çıkmaya başlamış, kan kusmaya başlamıştım.

Daha sonra ise kafamı sert bir şekilde yere bir kaç defa vurunca kafamdan da kan akmaya başlamıştı. Ağır bir darbe almıştım.

Onlar beni bıraktıktan sonra yerde öylece uzanıyordum. Öleceğimi hissediyordum. Sona yaklaşıyordum.

Suçum olmadıpı hâlde ölüme terk edildim. Suçum olmadığı hâlde iftiraya uğradım.

Cenk'i de Aram'ı da asla affetmeyecektim.

Yaşarsam eğer...

Gözlerim havayı bulanık bakarken başımda bir süliet belirdi. Bu Ardahan'dı.

Bana tepeden bakarak gülüyordu. "Sona geldik, güzel kızım."

Daha sonra ise beni kucağına almıştı. Ne tepki verebiliyordum ne de ses çıkarabiliyordum. Bedenim etkisiz hâle gelmişti.

Canım çok yanıyordu ve dur bile diyemiyordum. Çığlık atmak istiyordum ama olmuyordu.

Neydi benim suçum? Doğmak mı? Keşke doğmasaydım o zaman?

Niye doğdum ki ben?

Ardahan durduğunda beni un çuvalı gibi bir yere atmıştı. Yanan canım daha çok yandı.

O an sadece ağzımdan acılı ama fısıltılı bir inleme çıktı.

Beni çukur gibi bir yere atmıştı. Bu sefer arkasından Selin belirledi.

"Şunun elini havada tut, en azından mezarı olduğu belirli olsun," demişti Ardahan.

Bilincim gittiği için hiç bir şey anlamıyordum.

LavinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin