Keyifli okumalar.
Kaç gündür merak ettiğim şeyi şimdi yapacaktım ama içimde hâla nasıl yapabileceğim hakkında olumsuz düşünceler vardı. Ben kurt olabilir miydim ki?.. 'Atlas, ben senin kurdunum. Olabilirsin merak etme.' Duyduğum sesle az da olsa içim rahat etti. Evet, neden olmayayım?
"Nasıl kurt olunur ki? Evde çok düşündüm olmak için, ama düşünceyle olmuyor değil mi?" Gerçekten düşünmüştüm, ama aklım dolu olduğu için boş vermiştim. "Kurdunun isteği ve kendi isteğinle olursun. En başta ise inanarak, tamam mı?" Benden cevap beklediği için "Tamam, şimdi mi olayım yani?"
Sorarca ona baktığımda "Kendini hazır hissettiğinde..." diye cevapladı beni.
Kafamı salladım hızlı hızlı. Hazır olmalıydım, hazır olmalıydım... Yapabilirim ben, kurt olabilirim. Gözlerimi kapayıp kurdumu hissetmek istedim. 'Ben olmak istiyorum, neden çıkmıyorsun?' İç sesimle iletişim kurmaya çalıştığımda 'Patlama! Ben de ilk defa dönüşüm geçireceğim bedeninde. Biraz gerginim sadece..' diye yanıtladı stresle.
Ben bu kadar gerilemiştim lan!
'Atlas hazırım, hadi!' Duyduğum yüksek sesle başım ağrımıştı resmen. 'Hadisene!' Huh, evet. Hadi kurt ol!
Bedenimde hissettiğim kramplarla gözlerimi daha çok kapatıp inledim acıyla. Saniyeler içinde yüzüm stres yüzünden terlemişti. Ama hâla kurt olduğumu düşünmüyordum. Artan kramplar yüzünden bedenim yere düşerken kramplar yavaş yavaş yerini rahatlamaya bıraktı.
Yeni doğmuş bebekler gibi yorgun hissediyordum. Gözlerimi zorlukla açtım. Düşmüş yaprakların üstünde uzanmış, beyaz tüylü bacaklarıma bakıyordum şaşkınlıkla. Ben kurt olmuştum. Ama dört bacağımın üstünde öylece durmuş hareket edemiyordum. Neden hareket edemiyordum?
Kafamı çevirip Savaş'a baktım yardım eder umuduyla. Dudaklarını birbirine bastırmış, öylece kurduma bakıyordu. "Ayağa kalk omega." Baskın sesiyle emir verdiğinde bön bön suratına bakmaya devam ettim.
Kaslarımı kullanamadığımı fark etmiyor muydu? Kısık sesimle inledim tıpkı bir kurt gibi. Konuşamıyordum, ama beni anlar umuduyla yardım ister gibi çıkan iniltime karşı kaşlarını çattı. "Sana yardım etmeyeceğim omega, şimdi ayağa kalk ve yürü!"
Sinirlenmiştim ama dediğine uyup ayaklanmaya çalıştım. Arka bacaklarımı hareket ettirsem bile bir türlü ön bacaklarımı kullanıp doğrulamıyordum. Kurdum her bacaklarını kullanmaya çalışsa diğer bacaklarımın dayanamayıp iflas ediyordu. Tekrar kafamı kaldırıp dolu gözlerle Savaş'a baktım.
Yine kısık sesimle inleyerek yardım beklediğimde "Arka bacaklarına güç topla ve önce oradan doğrul. Ardından arka bacakların gücünü kaybetmeden hemen ön bacaklarını da kullanıp ayaklan omega." Yardımcı olmayı yine red ettiğinde sinirli bir şekilde dediklerini yapmak için arka bacaklarıma gücümü toplayıp doğruldum.
Bunu yapmak bile on tur koşmuşum gibi beni yorarken hemen ön bacaklarıma da güç verip titreyen bacaklarımla ayaklandım. Tam mutlu olmuşken hevesle Savaş'a baktığımda gücü düşen bacaklarımla sertçe düştüm yere. Savaş düştüğüm gibi hızla birkaç adım atıp bana yöneldi. Ardından duraksayıp, yumruğunu sıkıp yutkundu ve bana çatmaya çalıştığı kaşlarla baktı.
"Ayaklan omega."
Yorgun biçimde, yavru köpek bakışları attım yeterli desin diye. Bakışları sert olmasa da kesin bir emrivaki tavrı vardı. Bu yüzden iş başa deyip tekrar aynı şekilde ayaklanmaya çalıştım. Dört ayak üstünde durduğumda titreyen bacaklarımla kafamı kaldırıp Savaş'a baktım. "Adım at, önce sağ ön sonra sol arka. Bunu yaptığında belli bir ritmi tut ve yürümeye başla. Hadi omega."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yarım Omega
FantasyAtlas arkadaşını bulmak için orman yoluna koyulmuştu başına geleceklerden bi' haber... Bxb