32. bölüm

3.4K 311 151
                                    

Emre'nin arabasına bindiğim anda içimde bir korku, bir huzursuzluk bir pişmanlık belirdi. Arkamı dönüp bakamazdım ama arabanın aynasından baktığımda arkada Emre'nin kolunu tutmuş olan Ahuyu benim olduğum koltuğa doğru yürüyen Denizi gördüm.

Deniz bana ulaşmadan ben dışarı çıktım çünkü Ahu ağlıyordu... Herkes gibi ben de ona kıyamıyordum... Bu yüzden kimseye de kızamamıştım ki.

"Yalvarırım bırak, nolursun Emre. Gelirim, yemin ederim ki gelirim neden benim için değil mi bu? Onun da canını yakmayın..." Ahu'm... "Ahu," onun bakışlarını üzerime çektiğimde gözümden akan yaşları sildim. "Sen buraya aitsin. Seni seven bir anne babaya sahipsin, abilerin var." Bakışım Denizle buluştu sonra onun ardındaki Ilgazla, en çok canımı yakan oydu, ama Ahunun da en büyük şansı sanki oydu. "Ablan, ikizin var. Onları bırakamazsın, hiçbir şey senin suçun değil. Seni çok seviyorum, Emre gidebilir miyiz?" Sonda sesim de tıpkı vücudum gibi titremişti.

Dik dururşum artık sarsılmıştı. Keşke Demir burada olsaydı... Keşke dedim başta daha sonra unuttuğum gerçeği hatırladım. O da biliyordu. O da beni kurban olarak mı seçmişti yoksa? O da mı herkes gibiydi?

Neden herkes bu kadar sahte? Emre yanımdaki koltuğa oturduğu zaman bakışlarım ona değdi, korkuyordum. Ondan çok korkuyordum. O zaman neden onun yanındayız Ahso, Ondan başka gidecek yerimiz yok Şaziş. Dedemiz var. Dede... En büyük yarama nasıl sığınabilirin Şaziş?

Araba hareket ettiği zaman arkamızdaki Ahunun sesini duydum. Aynadan baktığımda çıplak ayakları ile buraya doğru koşuyordu. Canı yanacak diye korktum ama ikizi onu kollarının arasına almış, durdurmuştu. Boyu Ahu ve benden baya uzundu Ilgazın. İri yarıydı biraz Ahuyu durdurmak onun için zor olmamıştır.

Kimse bizi durdurmaya çalışmadı. Bunu zaten biliyorum sus. "Ağlama." Bunu öyle büyük bir öfkeyle söyledi ki yerimden sıçradım. "Bugün onları ardında bıraktın, sana şans vermeme rağmen onları arkanda bıraktın İzem." Evet, o bana şans vermişti ama şansım olmayan bir konuda bana en imkansız seçeneği sunmuştu. Beni istemediklerini itiraf eden ailemle nasıl kalacaktım?

"Beni bir otele bırakır mısın?" İçime kaçmıştı sesim çünkü bunun cevabını biliyordum. "Tabii, siz isteyin yeterki İzem hanım kahyanızım ya ben sizin!" Bunu yola bakarak söylemişti ama cümlesine devam ederken yüzüme baktı. "Sen çocuk oyuncağı mı sanıyorsun? O evden çıkıp bir otele sığınabileceğini mi düşünüyorsun? Sen bir Karasoysun!" Devam edecekti ama sözünü kestim. "Hayır ben onların kızı değilim." Yüzünde alay eden bir ifade belirdi. "Senin kendi nüfus cüzdanından bile haberin yok ki! Bir de bana gelip beni otele bırak diyor! Hangi parayla otelde kalacaksın acaba?" Ha?

Ben neden bu çocuğu anlamıyorum? "Benim abime ulaşmamı sağlarsan para problem-" Benim sözümü keserek beni susturdu. Aynı zamanda arabayı durdur, neyse ki boş bir yola sapmıştı. "Konu Caner abimi? Konu senin parasızlığın mı İzem!" Bu defa o konuşacakken ben onun sözünü kestim. "İzem deme bana!" Ani yükselişimi ne o bekliyordu ne de ben. İzem benim lanetimdi. O ismim Demirden başka hiç kimsenin ağzını yakışmıyordu. Gözlerinde nefret olan bu adam hiç yakışmıyordu.

"Bir daha bana bağırmaya cürret edersen..." Ne yapardı? Beni öldürür müydü? Ben zaten ölmek için yalvarıyorum. "Ne yaparsın Emre Akar?" Sinirle güldüğünü gördüm. Gene sol tarafında gamzeleri çıktı. Bu defa gözlerinde merhamet değil saf bir öfke vardı. "Hala gitmen için bir şansın var İzem Karasoy. Şimdi siktir olup dedene sığın yoksa Serdar Karasoyu mumla arıyacaksın." Duyduklarımla buz kestim ama yerimden de kıpırdamadım.

O bana ikici kez şans vermişti ama ben onu red ettmiştim. "Anlamıyor musun? Amcam 29 senelik bir kine sahip İzem! İn bu arabadan, katilinin amcam olmasını istemiyorum." Gidelim, onunla olmaz, ona sığınamazsın. Ondan başka gidecek yerimiz yok... "İzem, in bu arabadan. Olmak istemiyorum! O adam olmak istemiyorum. Canını yakan adam olmak istemiyorum." İncelen sesi öyle tanıdık gelmişti ki bu cümle de aynı şekilde. Nereden hatırlıyorum ben bu cümleyi?

"Gidemem, Emre benim gidecek bir yerim yok! Ailem yok. Sen de duymadın mı? İstenmeyen biri olarak o eve nasıl dönebilirim?" Kapının yanında duran suyu açıp içtim. 1 aydır konuşmuyordum ve ilk konuşmamın bu şekilde, bugün gibi olacağını hiç düşünmemiştim. Ben sudan içerken o hiç konuşmadı, çünkü konuşacaklarımın bitmediğini biliyordu. "Canımı en başından beri yakmak istiyorsun. Ablanın intikamını istiyorsun, biliyorum bunları." O bana bakarak kafasını iki yana salladı ama sanki bunun için geç kalmış gibiydim. Onlar beni yalnızca Ahu İzelin annesi öldüğü için istemişti değil mi?

Selammm

•Nasilsiniz bakalım?

•Ahu'm 💗🥹

•Sen buraya aitsin...

•Canı yanacak diye korktum ama ikizi onu kolları arasına aldı...

•En büyük yarama nasıl sığınabilirim?

•Ona sığınamazsın İzem..

•Nüfus cüzdanı değişmiş ya kız

•Gidemem Emre benim gidecek bir yerim yok...

•Onlar bizi Ahu İzelin annesi için istemiyor mu?

•Ay bölüm nasildiui

AHSEN İZEM KARASOY (gerçek ailem)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin