Piknik Tayfa

1.5K 133 95
                                    

"Sanırım kariyerim bitti"

Kalktığında beri söylenen Barış'ı umursamadan domates doğramaya devam ettim. O hayvana bir şey olmazdı biliyorsunuz sadece gece benim yanımda uyuma şansı varken eski koltukta uyuduğu için boş boşuna mızmızlanıyordu. Ne olmuş yani koltukta uyuduysa bunu haketmişti. Söyledikleri inandırıcı geldi diye hemen kucağına atlamayacaktım her halde.

"Söylenip durma elimde bıçak var"

Gözlerimle işaret ettiğim bıçağa baktı şaşkınlıkla.

"Sakat bırakmak yetmedi yani öldüreyim mı diyorsun"

Omuz silkerek çayı işaret ettim. Çay taşmak üzereydi hâlâ boş boş söyleniyordu Barış efendi.

"En son çay demlediğimde ne olmuştu hatırlıyor musun?"

Keyifle sorduğu soruyla dudaklarımı ısırdım. Allah kahretsin hatırlıyordum. Manyak herif iğrenç bir ergenlik geçirmişti.

"Yakup'un kafasından aşağı dökmüştün gerizekalı unutmam mümkün mü acaba"

Kaynayan suyu çaydanlığa boşaltırken güçlü bir kahkaha attı. Aramızda kalsın gülerken onu ısırmak istiyordum.

"Abartma da ne kafası yere dökülürken ona da sıçradı isteyerek olmadı"

Yakup'un eli yanlışlıkla bacağıma değdiği için basbayağı üzerine dökmüştü çocuğun. İsteyerek olmuştu yani. Barış ve korkunç ergenlik anıları...

Barış kolunu mutfak tezgahına yaslayınca onu taklit ederek bende yaslandım.

"Benumlen evlenmeyi düşiniy misın?"

Gözlerimi kısarak bir süre düşündükten sonra başımı olumsuz anlamda sallayarak yumurtaya uzandım.

"Düşüniyrum, sen çocuk düşiniy misın?"

Şakasına sorduğu soruya böyle bir cevap beklemiyor olacak ki öksürmeye başlamıştı. Beline vururken kahkaha attım. Aptal Barış kadar beni eğlendiren bir şey yoktu.

"Ne edelum senunlen biz bayir domuzi"

Öksürürken bile göz devirmeyi ihmal etmeyen Barış'ın saçlarına ufak bir öpücük kondurdum. Vurulan kapıyı gözleriyle işaret eden Barış omuzlarını dikleştirerek ofladı.

"Evlenmemiz lazım yoksa rahat bırakmazlar"

"Rüyanda görürsün"

"Heee Bayram amcam da öyle dedi. Rüyamda görürmüşüm"

Omzuna sertçe vurarak kapıya koştum. Gerizekalı aman açık bulsun hemen yapıştırıyordu cevabı.

Arkamdan hâlâ gülen Barış'ı umursamadan kapıyı açtım. Karşımda dikilen kalabalığa bakarak kapıyı yeniden kapatma fikrini düşündüm bir süre. Fena fikir değildi.

"Size börek getirdik zuzummm"

Elinde tuttuğu kabı kucağıma bırakarak içeri geçen Selen'in arkasından şaşkınlıklarını bakarken omzuma bırakılan hırkayla Mercan'a baktım.

"Bizi özledin mi aşkım"

"Hı hı baya özledik Mercan gelse dedik hiç yalnız kalamasak"

Mercan, Barış'ın söylenmesini umursamadan omuz silkerek içeri girerken Simay başıyla Barış'ı işaret etti.

"Neyi var bunun be niye sinirli yine?"

"Deliye sebep mi var hayatım nerden bileyim niye sinirli"

Simay kaşlarını çatarak içeri girerken kucağıma bırakılan tabakla başımı kaldırdım.

Yazması Oyalı / Barış Alper Yılmaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin