Oy verip yorum yapmayı unutmayın diye hatırlatma
💗💐Geçmiş;
Selim Karasoy Melisi yoğun bakıma almalarını söyleyerek doğumhaneye indi. Çünkü onun bu güne kadar sevdiği tek kadın karısıydı. Bugünden sonraysa 2 kızı ve karısı olacaktı. Kaybetme korkusunu iliklerine kadar yaşamıştı.
"Andım olsun kanımı dökenin canını alırım!" Bağırış Busenin babası Baran Akardandı. "Canınızı alırım hepinizin!" Baran beyin yanında olan eşi 3 yaşındaki oğlunu tutuyor göz yaşlarını akıtıyordu. "Kızımı bu tuzağa çektin ya Serdar, kork benden! Kork benim kanımdan, benim soyadımdan olandan!" Serdar Karasoya doğru bir yumruk attı. "Torunumu size bırakır mıyım ulan ben? Kızımı öldürdünüz sıra onun kızından mı?" Ne olduğunu dahi bilmiyordu Selim kan döken onlar mıydı? Kim bile isteye kendi kanını döksün?
"Onun kızından uzak duracağım." Serdar Karasoy hiçbir Karasoydan uzak durmazdı ama verdiği sözünde arkasında dururdu. "Onu Selime veririrsen ona zarar vermem. Yanında yöresinde olmam ama onu bizden alırsan onun da celladı ben olurum Baran ağa!" Neden böyle bir şey istemişti bu şam şeytanı?
"Hangi sebeple onu katillerin eline bırakacağım! Benim çıkarım ne?" Baran Akar değildi bunu söyleyen, Selim'in eski arkadaşı karısına aşık olan adam, Boran Akardı. "Senin çıkarın," diyen Serdar ile ilk defa göz göze geldi Selim. Sanki aklını okumuştu. "Senin çıkarın aşık olduğun kadından doğan şeyi yeğeninle evlendirmek. Emre'yi Ahsen ile evlendireceğiz ve sen dostunun ihanetinin intikamını alacaksın." Yanan neden onun kızıydı? İhanet eden Selim ve Aslı iken canı yanan neden kızlarıydı? Karşısındaki adam yanındaki abisine dahi bakmadan konuştu. "Kabul. İhanetin tohumu bizim. Ahu sonsuza kadar onun." Az sonra abisi Barandan bir tokat yemişti ama sözünden dönmemişti. Ta ki Serdar beyin anlaştığı hemşire gelene kadar.
"Selim bey," diyerek çıktı hemşire ve yanındaki doktor. "Aslı hanımı. durumu iyi," hemşire bunu söylediğinde 2 adam aynı anda derin bir nefes verdi. Boran Akar ve Selim Karasoy. "Oğlunuz da aynı şekilde sağlıklı ama," derken gözleri Serdar Karasoyu buldu. "Kızınızı kaybettik. Kazada Aslı hanım karnına bir darbe almış ve aldığı darbe yalnızca kızınızı etkilemiş çünkü o ikizini koruyacak bir pozisyondaymış." Burası doğruydu. Sezeryan ile alınan bebeklerden kız olan erkek olan bebeği korumak istermiş gibi üstüne kapaklanmıştı. Hemşire onun kemiklerinde olan kırıkları Serdar beye iletmişti. O bu durumu umursamamıştı.
"Çoğu kemiği kırılmış ve siz buraya gelene kadar dayanamamış başınız sağ olsun Selim." Bunu doktor söylemişti orada olan 2 çocuk aynı anda babalarına baktı. Erkekler ağlamazdı sözde ama onlar son 6 ay içerisinde bir çok kez ağlamıştı. Dedeleri aglanmayacağını öğretmişti onlara, açlığı, manevi acıyı her türlü tattırmıştı. Ta ki 6 ay önce teyzeleri Gökçeyi kaybettikleri güne kadar hiç ağlamamışlardı. O günden sonra ağlamak tekrardan yasaklanmıştı.
Demir verdi oradaki herkesten önce tepkiyi canı acıyan en çok oymuş gibi göz yaşlarını akıttı belki de canı acıyan sadece oydu. "Baba, kardeşim, baba İzem gitti mi?" İzem ismini ona o koymuştu annesine günlerce dil dökmüştü. İkizi Yusufta İzel ismi için yengesine aynı şekilde dil dökmüştü hesaplanan tarihe göre ikisi de aynı gün doğacaktı, Hazal ve Melisten sonra aileye aynı gün doğan 2 kız çocuğu daha doğacaktı ve onlar birbirlerinden hiç kopmasın istemişlerdi. Hazal ve Melis birbirlerine hiç bağlanmamışlardı aralarındaki yaş farkı 1di ama onlar birbirlerinden pek hoşlanmazdı. Onları isimleri ile bağlayabileceğini düşünmüştü iki çocuk ama daha ilk dakikadan ayrılmıstı o iki miniğin yolu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHSEN İZEM KARASOY (gerçek ailem)
Teen FictionStaj yaptığım hastanede karışan o kız çocuğu bensem?