29. bölüm

2.3K 235 79
                                    

Oy verip yorum yapmayı unutmayın diye ufak bir hatırlatma 💐💗

Evet o benden onları kabullenmemi istiyordu, bense ondan beni terk eden abimi bulmasını. "Ahsen," mırıldanmıştı ismim ağzından zorlukla çıkıyorfu sanki. "Benden istediğin ilk şey bu mu?" Canını yakmıştı sanki istediğim şey. "1 ayın sonunda konuşabiliyorsun, ağzından çıkan ilk isim düşmanımın kardeşinin ismi. İkinci isimse seni bizden çalan aileden geride kalan tek kişi mi?" Hafifçe güldüm ama gülüşüm dalga geçer gibiydi. "Unutma Yusuf Karasoy ben hala bir Demirelim. Ben hala Hasan Demirel'in kızıyım." Ben Ahsen İzem Karasoy olmamıştım. Damarlarımda onların kanı akarken soyadını taşıdığım kızıyım dediğim adam kansızın tekiydi.

"Ben senin değil Caner Demirel'in kız kardeşiyim. Ben sizin ailenize ait değilim neden anlamıyor hiç kimse?" Ilgaz belki de hep haklıydı ben sadece düşmanlarının kızıydım, sadece Demirel'in kızı. "Sen benim kız kardeşimsin. Sen Hasan Demirelin değil Selim Karasoy'un kızısın. Ve Ahsen İzem sen bizim ailemize aitsin." Sesinde bariz bir sinir vardı. Amacım buydu zaten. Bundan sonra bana nasıl gelinirse öyle olacaktım. Yusuf Karasoy bana hiç iyi gelmemişti, demek ki ben de ona iyi gitmemeliydim.

"Belki de beni aramanızın sebebi hiçbir zaman varlığım olmadı. Ve sen bu sabah o yüzden babanın bana zorla bir şey yaptırıp yaptırmadığını merak ettin?" Araba bir anda durduğunda çoktan eve geldiğimizi fark ettim evle hastane neden bu kadar yakın? "Sen ne diyorsun Ahsen?" Bir anda bana dönüşüyle irkilsem de belli etmedim. "Baban sadece Mete için öldü gösterilen kızının peşine düşmedi mi? Hadi ama Yusuf birbirimizi kandırmayalım. Kimse 17 sene boyunca aramadığı kızını küçük oğlu kanser olduktan sonra aramaz." Amacım sadece sinirlendirmekti, onlar benden hiçbir şey istemediği halde ben Meteye iliğimi vermek istemiştim.

"Seni aramamızının sebebini şimdi öğrenirsin Ahsen İzem Karasoy." Ne? Beni aramalarının bir sebebi mi vardı? Ne sanıyorduk ki? En azından sebepsizce beni aramalarını istemiştim. Bari bunun bir sebebi olmasaydı. Gözlerime bir hayal kırıklığı çökmüşken biz daha arabadan inmeden büyük bahçeye 2 araba girmişti. Biri Melisin diğeri Emre'nin arabasıydı.

"Bak," dedi gelen arabaları göstererek. "Geldi seni aramamızın sebebi." Hayır, hayır beni aramalarının bir sebebi yoktu. Hastaneye gittiğim ilk gün Melis bir hemşireden bahsetmişti. Hayatımı değiştiren hemşireden. Sence kim bir yabancıya kardeşini aramasının altındaki sebebi anlatır Ahso? Hiç kimse...

O arabadan indiğinde ben de indim doğerleri çoktan inmişti zaten. Ta ki büyük otomatik kapı yeniden açılana kadar hiç kimse ağzını dahi açmamıştı. Siyah bir makam arabasö içeri girdiğinde gelenin kim olduğunu anlamak zor değildi. Turgut Duman gene gelmişti. Kızı ile 30 senedir görüşmeyen adam 30 gündür bu eve her fırsatta geliyordu. Eşi ise zaten burada, kızının yaralarını sarmak la meşgul oluyordu.

Bizim annemiz yaramizi hiç sarmadı. Çünkü bizim annemiz yara açmakla meşgul Şazişim. Emre'ye baktığımda neden burada olduğunu sorguluyor gibiydi. Çocuk şeytan üçgeninde kalmış gibiydi. Hale, Turgut bey ve Yusuf gerçekten onu bu duruma düşürecek bir üçlüydü. Melis ona karşı daha ılımlı gibiydi.

"Beni karşılamaya çıkmadığınıza eminim." Turgut bey neden burada olduğumuzu sorguluyor gibiydi. "Biz de içeri girmek üzereydik. Yusuf bana beni neden aradıklarını anlatmak istiyordu. Bence heycanlı bir flim, sizi de davet etmek isterim." Nedense bu adamın bana zarar vermeyeceğini düşünüyordum. Benim dalga geçtiğim şey yüzünden bahçedeki herkes sanki buz kesildi. Neyi hatırlamışlardı?

Geçmiş;

Hastaneye ağır yaralı giren Samet Karasoy'un ölüm haberi bir doğumhane kapısında gelmişti. Kazaya sebebiyet veren aracın içindeki 3 kişiden biriydi. Evet o arabada 4 can 3 kişi vardı. Buse Karasoy, karnındaki minik kızı Ahu İzel Karasoy, Samet Karasoy ve Melis Karasoy. Melis kazanın olacağından habersizce amcasının arabasına binmiş babasının kırdığı kalbini gene onun onarmasını beklemişti. Çünkü amcası sorgulamadan her yarasını sarar üzerine küçük bir öpücük kondururdu.

Amcası baba yarısından bile fazlaydı Melis için. Babası gene neden yaptığını bilemediği bir şekilde kalbini kırmıştı. Bunu neden yapıyordu ki? Kardeşleri ve abilerini severken Melise neden her fırsatta kızıyordu? Melis onu annesiyle konuşurken görüp duyardı. Hamile annesinin karnını ne zaman ellese oğlum diyerek böbürlenirdi sanki 4 oğlu daha yokmuş gibi. Melis her defasında orada yaşayan minik bir kardeşi daha olduğunu söylerdi. Ahsen İzemin varlığını babasına kabullendirmek isterdi çünkü kız kardeşi kendi gibi olsun istemiyordu. Kız kardeşi babası tarafından sevilsin istiyordu.

Ailecek katıldıkları bir davetti bu davet. Amcasının da tıpkı babası gibi sinirle çıktığını hatırlıyordu Melis. Hatta yengesi Busenin bile sinirli olduğu her halinden belliydi. Dedesi ile konuşmuşlardı ama ne konuştular bilmiyordu. Yengesinin bir sözünü iyi hatırlıyordu. ',Benim kızım Melis veya Hazal değil. Ben Akarların kızıyım. Benim kızımda bir Akar torunu!'

Busenin bu sözlerinden sonra Serdar Karasoy o davetten ayrılmıştı. Ya da herkes öyle sanıyordu. Çünkü öyle değildi. Serdar Karasoy ona bunları söyleyen gelininden bir intikam alıyordu. Bu intikam onun oğlunun canını alacak olsa dahi umursamadı. O kendi kanından olana acımazdı, en çok kanından olanın canını yapardı. Arabanın frenlerini kesti bu biraz sonra sinirle bu davetten çıkan oğlu için pek iyi olmayacaktı. Oğlunu sinirlendirecek kişi de belliydi, manevi kızı Selma. Kesinlikle bu konuda üvey abilerini başarılı bir şekilde sinir edebiliyordu.

Selim Karasoy kardeşinin haberiyle büyük bir sarsıntıya uğramıştı. Çünkü kendisi şu an daha 1 saat önce kalbini kırdığı kızının kalbinin tekrar atması için büyük bir uğraş içindeydi. Kalp masajı işe yaramadığı için bir neşterle kalbini açığa çıkarttı. 8 yaşındaki kızının yumruğuyla eş değer olan kalbi eline aldığı an ilk defa incitmekten korktu. İyi bir kalp damar cerrahı olan Selim Karasoy neredeydi? Elinin altında kızının kalbi varken aklı doğumhanede olan eşi ve doğmak üzere olan 3 Karasoyda idi.

Aslı ve Selim Karasoy'un arabasında olan Demir ve Yusuf hafif yaralı bir şekilde atlatmıştı bu durumu. Asrın ve Deniz evde bakıcıları ile beraberdi. Ama bu gün hepsinde büyük bir travma yaratacaktı. 16.09.2006 ardında 3 mezar bırakarak Karasoylardan 2 can almıştı, ama herkes Karasoyların 3 canını verdiğini düşündü. Çünkü Serdar Karasoy dışarıda deliye dönen Busenin babasına küçük torununu değil büyük torununu feda edecekti. Doğumhanenin önünde korumak için öldü dedirttigi torunun canını en çok yakan kişi olacaktı.

Selamlaaaarrr

Saka gibi gelişmeler gösteriyoruz ama maalesef bu gelişmeler iyiye işaret değil. Instagram gibi bir uygulama bile kapanmışken sıradaki uygulamanın hangisi olduğunu ben tahmin edemiyorum. Siz biliyor musunuz? Yapılan şey ne tam olarak anlamıyorum. Uygulamaların kapatılmasındaki amaçlar ne onu bile çözebilmiş değilim, umarım verilen kararlar bir an önce yeniden gözden geçirilir.

Bu arada uygulamanın kapandığını burdan öğrendim köy hayatı beni ele geçirmiş durumda utanmasam Ahsen İzemi köye götürücem de onun köyü yok 😭😭

•Hala oy vermemiş ve yorumunu bizden saklayanlar varsa en acilinden sorularıma cevap vermeliiii 💐

•Yusuf ah Yusuf ahhhh

•İzemin bulunmasının sebebi ne?

•Turgut Komutanım 🫡🫶🏻

•Bizim annemiz bize yara açmakla meşgul Şaziş 🥲

•Ve benim bile 150 defa yazıp sildigim geçmişi okudunuz. Bir sonraki bölüme bu geçmişin devamı ile başlayacağız.

•1 saat önce kalbini kırdığı kızının kalbinin atması için büyük bir uğraş içerisinde olan Selim Karasoy'un ilk bölümlerde belli olan Melis sevgisi o gün mu uyanmisti?

•Bölüm istediğiniz gibi olsun diye uğraşıyorum, umarım bu defa uzunluğu veya kısalığı hakkında şikayetçi olmazsınız çünkü olursaniz kendimi koltuktan (sedir) aşağıya atacağım!

•Bölüm nasıldı balım? Sen nasılsın?

AHSEN İZEM KARASOY (gerçek ailem)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin