Boğulduğum denize Zaafım bitmiyor..
-Antoine de Saint-Exupéry, Küçük Prens🫀
Selin mutfağa geçmiş ikramları hazırlarken Umut ile salonda kalmıştık. Nedense ortam gerilmişti.
Umut tekli koltuktan kalkıp yanıma oturdu. Elimi eline aldığında önce ellerimize sonra gözlerine baktım.
"Papatyam, beni affettiğin için çok teşekkür ederim ama aramızda esen bu soğuk rüzgar beni yerle bir ediyor. Sanki iki yabancı gibiyiz. Biliyorum eğer belkide yaralanmasaydım beni affetmeyecektin ama b-" sözünü kestim
"Umut, ben seni yaralandın diye affetmedim, zaten affedecektim Özgür ile konuştuğum da bana demişti seni affetmem gerektiğini ve bunun bana iyi geleceğini ve gerçekten de iyi geldi sanki üstümden bir yük kalktı. Ama Umut benden hemen eskisi gibi olmamı bekleyemezsin ki. Sen beni çok kırdın. Ben her zaman ne olursa olsun biz birbirimizi tutarız diye düşünürken sen o kızı seçtin."
Yutkundu "Haklısın, sadece ben çok kötü hissediyorum sana böyle uzak olunca. Herkesle yakınsın ama bana uzaksın ve bu beni yıpratıyor." Başımı yana eğdim. Ne diyeceğimi, ne yapacağımı bilmiyordum. Karşımda sevdiğim Adam dolu gözlerle konuşurken doğru bir şey yapma olasılığım kaçtı ki zaten?
"Elimde olsa da eskisi gibi olsak, bana sarılan, beni öpen, benimle kahkaha atan Papatyam olsan yine." Kollarımı boynuna doladığımda ilk affalasa da sonra kollarını belime sardı "Umut, lütfen ikimize de zaman ver olur mu? İçimdekileri aşmam sürecek elbet."
Geri çekildiğimde gülümsedi ve başıyla onayladı ve beni kendine doğru çekti "Bir tanem benim."
Sanki aramız da ki soğukluk içimdeki aşkıda soğutmuştu. Eskiden Umut sarılsa kalbim deli gibi atardı.
Sessizce oflayıp başımı Umutun göğsünden çıkarıp gözlerine baktım. Kalbim yavaş yavaş hızlanırken yine aynı tuzağa düşmüştüm..gözlerine.
Acaba Umut benim için doğru kişi miydi?
Dört sene sevdim, hala seviyorum ama sanki içim de ki burukluk hiç geçmeyecek gibi hissediyorum.
Kapı çalınca bakışlarımızı ayırdım ve Kapıya doğru gittim.
Özgürü görünce gülümseyip ona sarıldım "Hoş geldin." Elinde ki büyük çantaya çarptı gözlerim "Bu ne?"
"Dekor için." Kocaman gülümsedim "Özgür yine Hurilik peşinde."
Gülümsedi "Ben arka bahçeye yaparız diye düşündüm, Mangal partisi gibi." Başımla onayladım "Olur." dedim uzatarak.
Özgür sırıttı ve yanağımdan makas alıp içeri geçti. Umutu görünce başıyla selam verdi Umut da ona selam verince gülümsedim.
O gün ne konuştuklarını deli gibi merak ediyorum ama İkisine de sormaya çekiniyorum.
Özgür ile bahçeye geçtik ve süslemeye başladık. Her yere ışıklar taktık. Bizim sinema günümüzden kalan projektörü getirmişti Özgür.
"Bak çok iyi bir fikrim var, siz Ardaya bir video hazırlasanıza onu ne kadar çok sevdiğinizi ve onunla ne kadar çok gurur duyduğunuzla ilgili." gülümsedim "Özgür bu çok tatlı bir fikir."
Selin yanımıza geldi "Ay çok güzel olmuş buralar! Yalnız Enişte mangal partisi dedin de evde et yok koşun gidin alın."
Enişte..ENİŞTE!
Selinin dediği üzerine beni öksürük tuttu. Neyseki toparladım "Selin!" Selin kahkaha attı "Ay şaka yaptım be." değip içeri girince kazarmış bir şekilde Özgüre baktım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
P.U.K.a.S.
Mystery / ThrillerBaşımı kaldırıp bana "Sen suçlusun!" diye bağıran bakışlara çevirdim gözlerimi. Suçlu muydum gerçekten?Hiç bir şey bilmiyordum,anlamıyordum.Bileklerimdeki kelepçe masumsuzluğumu simgelerken dolan gözlerim masum olduğumu haykırıyordu. Kalbim göğüs ka...