*Yaz yağmur ince ince
Yağar yarim gidince
Ah başuma başuma
Demez ki üstün inceBoğazumda koyduğun
O sevdaluk olsun haram
Ya kendun gel koçari
Ya haber gönder yayanBoğazumda koyduğun
O sevdaluk olsun haram
Ya yarun gel koçari
Ya demlensin açuk yaramHıçkırıklarımın arasından mırıldandığım türkünün en sevdiğim yeri gelince buruk bir gülümseme döküldü dudaklarımdan.
Boğazımda koyduğun o sevdaluk olsun haram.
Annem başka dertler yüreğe oturur sevdaluk boğazda kalır derdi hep. Doğru diyormuş. Dertlendiğim hiçbir şey boğazımda düğüm olmamıştı daha önce ama Barış...
Biz Barış'la çocuk olmuştuk, iki ergen olmuştuk, dost olmuştuk hatta düşman bile olmuştuk ama aşk demek ki fazlasıymış. Aşk hepsinden farklıymış. İki oyun çocuğu için değilmiş demek ki aşk.
"Boğazumda koyduğun o sevdaluk"
Titreyen sesime duyduğum öfkeyle oturduğum kayaya bir yumruk attım. Duyacağım şeyden korktuğum için Barış'ı dinleme zahmetinde bile bulunmayıp kaçmıştım evden. Onun yaptığının tam tersine...
Hangi arada olmuştu bilmiyorum ama sırılsıklam âşık olmuştum işte komşu oğluna. Çocukluk aşkları gibi değildi işte mutlu ettiğinin iki misli kül de ediyordu bu şey.
"Şşş ne yapıyorsun burda?"
Duyduğum yüksek sesle kısık bir küfür savurarak arkama döndüm. Elinde tuttuğu dondurmasını beni gıcık etmek için abartılı hareketleri ısırarak beni inceleyen Melis'i görmemle gözyaşlarımı sertçe silerek kayaya attığım sert yumruklar yüzünden kanayan elimi arkama saklamam bir oldu. Kaçtığım dağ başı annemin dedesinden kalma harabe bir yer olmakla birlikte bulunduğu konumda tek başına yıkılmayı bekleyen bir evdi. Bu Şam Şeytanı burayı ne yaptı da buldu hiçbir fikrim yoktu ama gitse iyi olurdu.
"Ne işin var senin burda ayrıca nerden biliyorsun burayı sen?"
Kanayan elimi göz devirerek inceledikten sonra aşağı yuvarlanmak için üstün bir çaba harcayacak karşıma oturdu.
"Kardeşinden laf almak çok kolaymış"
Dondurmasını ısırmaya devam ederken bir tane de benim için uzattı. Dondurmayı sağlam elimle itekledikten sonra "Allah belanı vermesin Zümrüt" diyerek hayıflandım.
"Erkek olandan aldım adresi"
Melis'in cümlesinde oturmayan bir yer vardı çünkü Doruk Ali gerçek bir serseri ve kafasız olsa bile gerçekten iyi sır tutardı. Yanan elime ve gözlerime aldırmadan meraklı gözlerle Melis'e baktım.
"Off tamam biraz duygularıyla oynadım kardeşinin ama sonuç olarak işe yaradı mı yaradı bak yerini yalnızca ben biliyorum"
Aptal çocuk!
Melis onunla konuşacağımı sanarak karşımda sabaha kadar dikilip durabilirdi ben onların sülalesinden kimseyle konuşmama kararı almıştım en azından öfkem geçene kadar.
Bir saat boyunca karşımda durup beni çıldırtacak kadar abartılı hareketlerle sessiz durmayı zor da olsa başaran Melis daha fazla dayanamamış olacak ki oflayarak yanıma oturmuştu.
"Barış evi birbirine kattı seni arıyor ve sinirden birini bayırdan aşağı yuvarlayarak üzerinde hoş olmayan güç denemeleri yapması çok muhtemel"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yazması Oyalı / Barış Alper Yılmaz
Fanfiction"Hah yazman da oyalı, köyden indim şehire falan mı çekiyoruz hayırdır"