50

3.7K 178 331
                                    

Asi'nin son üç günü geçmiş olsun ziyaretine gelenleri karşılamakla geçmişti. Annesinin vakıftaki birçok arkadaşı arka arkaya evlerine ziyarete gelirken, Asi her zaman yaptığı gibi onların sohbetlerini sessizce dinleyerek sorulan sorulara nazik cevaplar vermiş ve sonrasında da dinlenmek üzere odasına çekilmişti. 

Şimdi de kendi arkadaş grubu bugün onu ziyarete gelecekti ve Asi bu nedenle bir hayli keyifliydi. Günlerden pazar olmasına rağmen erkenden uyanmış ve güzel bir duş aldıktan sonra giyinip kahvaltı etmişti. Yüzündeki benekleri biraz daha az ve daha soluklardı. Kendisini de daha iyi hissediyordu. Bu nedenle arkadaşları için hevesli bir şekilde pizza yapmaya girişmişti. Hamuru güzelce yoğurduğu sırada annesi elindeki yeşil çayla beraber mutfağa girdi. Tezgahın başında hamur yoğuran Asi'yi görür görmez yüzünde oluşan o onaylamaz bakış genç kızın gözünden kaçmamıştı ama buna rağmen görmezlikten gelmeyi tercih etti. Fakat annesi onunla pek de aynı fikirde değildi.

"Yine hamur işi demek? Hiç akıllanmıyorsun sen Asi."

"Arkadaşlarım gelecek." diye bildirdi Asi onun homurdanmalarını umursamayarak hamuru yuvarlak tepsiye yaydığı sırada. "Ayrıca hamur işi seviyorum."

"Kilo aldın." dedi annesi kafasını iki yana sallarken. "Böyle kafanın dikine gitmeye devam et bakalım. Alaz gibi bir adamı zor tutarsın elinde."

"Bitti mi?" dedi Asi ona ters bir bakış atarak. "Bittiyse eğer, huzur içinde pizza yapmak istiyorum."

"Senin iyiliğin için söylüyorum ben." demişti kadın asla geri adım atmayarak. "Alaz gibi havai bir adam yeterince zor zaten. Gözlerinin anında başka bir yere kayacağından şüphem yok. Sen bilirsin. Eğer bunu göze alıyorsan, kendi tercihin. Ben sadece uyarıyorum."

"Alaz benimle fiziğim güzel diye birlikteyse eğer, istediği zaman, istediği yere s.ktirip gidebilir. Bunun için ağlayacağımı sanmıyorum." dedi son derece kararlı ve dik bir şekilde annesine karşılık vererek. "İki kilo aldım diye, suratımda üç tane sivilce çıktı diye ya da kaşımda gözümde herhangi bir şey var diye beni terk edecek bir adam için kılımı bile kıpırdatmam. Kendi tercihi. Ben böyleyim. Ve beni olduğum gibi seven bir adamı hak ediyorum."

"Denemesi bedava o halde." dedi annesi gülümseyerek elini yana doğru açarken. "Nasılsa yakında bir beden daha büyürsün. O zaman görürüz bakalım, Alaz Bey'in bu büyük aşkını."

"Son zamanlarda Alaz'ı fazla kafaya takar oldun. Bence bu kadar düşünme." dedi Asi iğneleyici bir tonlamayla birlikte konuşarak. "Terk edeceği kişi sen değilsin sonuçta. Öyle değil mi? Benim. Bu yüzden de burnunu sokmana gerek yok."

"Erkekleri tanıman için bu uyarıya ihtiyacın var gibi görünüyor." demişti annesi geri adım atmayarak. "Çok safsın Asi. Hayat senin o okuduğun aşk romanlarında ya da izlediğin filmlerdeki gibi akmıyor. Erkekler sadece bunlara önem veriyor. Yani senin ne karakterin, ne zekan ne de iç güzelliğin onların umrunda bile değil. En ufak bir güçsüzlüğünde arkalarına bile bakmadan kaçıp gidiyorlar hepsi. Aklında bulunsun."

"Teşekkürler." demişti Asi sevimsiz bir gülümsemeyle birlikte kafasını sallarken. "Şimdi izninle."

"Çıkıyorum ben."

"Güle güle."

Annesi yeşil çay içtiği bardağı masaya bırakmış ve ardından da söylediği gibi mutfaktan çıkıp gözden kaybolmuştu. Asi onun arkasından bakarken derin bir nefes verdi. Halbuki bugün keyifli bir şekilde uyanmıştı. Kendisini de iyi hissediyordu. Ama şimdi her şey bir anda tam tersine dönüşmüş gibiydi. Nefret ediyordu bu durumdan. Ama buna izin vermeye de niyeti yoktu artık. Annesi gibi bencil, soğukkanlı ve umursamaz olacaktı. Bu nedenle de dolan gözlerini saniyeler içinde kuruladı ve pizzasını yapmaya kaldığı yerden devam etti.

Oyun İçinde OyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin