Ahuyla bir süre ağlaşıktık hiçbir şey konuşamamıştık. Zaten benim konuşabilme gibi bir şansım da yoktu. Yatakta onun için açtığım yere sığdırmıştı bedenini. Rahatsız bir pozisyondaydı ama uyuyordu. Sanırım uzun süredir uykusuzdu.
Bugün bir milyonuncu kez açılan kapıya baktım gözlerimi Ahudan çekerek. Karşımda gene o vardı. Emre Akar.
Odaya girdiği ilk beni görmüştü gözlerinde her zaman belli olan öfkesi Ahuyu gördüğü an söndü, hatta bunun yerini dudaklarındaki gülümseme aldı. Gülünce çenesinin solunda bir gamze çıkmıştı bu öyle bir gülümsemeydi.
"Ahu'm," diyen sesi mırıltıdan farksızdı. Elime bir kağıt alacakken beni durdurdu. "Uyandıracaksın!" Sinirli sesi hala mırıltı gibiydi. "Tamam işaret dili biliyorum. Neden geldiğimi soracaksın, şu an sorma. Sus sadece." Hatta elimdeki defteri de alıp Aslı Karasoy'un kalktığı koltuğa fırlattı. Tam yanımda olan Demirin oturduğu koltuğa oturdu.
Ondan korkuyor muydum? Yoksa ona güveniyor muydum? Belki de geçici olan konuşma engelimin kalıtsal olmamasını sağlayan oydu, ona güvenmeli miydim? Ya da bu onun beni kaçıran kişi olduğunu değiştiriyor muydu? Hayır Ahso. Değiştirmese bile ileride konuşabildiğimde ona borçlu mu olacaktım? Onun söyledikleri, Melisin anlatmaya çalıştığı şey neydi? Kafamda neden bu kadar çok soru vardı?
Ahuya bakan gözlerinde hiç görmediğim bir masumluk vardı, ben onu bir iki defa dahi görsem her gördüğümde nefret diriydi. Şimdi bütün bu nefreti öldüren Ahu muydu?
Bazen Ahuyu kıskanıyordum, bu utanç verici bir şeydi evet. Onu çok seviyorken onu kıskanmam... Ailem onu benim yerime koymuş, onu çok sevmişti. Bana ona gösterdiği sevginin kırıntısını göstermemişti öz ve öz annem. İkizim onu benim yerime koymuş ona ikizim demişti. Babam belki kızım diye sevmişti. Abilerimi benden iyi tanıyordu mesela...
Bunları düşündüğüm için kendimden utandım, o bana güvenip gözlerini kapatmışken ben bunları düşündüğüm için utandım. Onun da yarası vardı, annesinin kokusunu hiç almamıştı mesela. Sen aldın mı Ahso? Hayır. Onun annesi hayatta olmadığı için kokusunu alamadı, bizim annemiz hayatta biz neden onun kokusunu hiç alamadık? Lütfen sus Şaziş, Emre'nin yanında ağlamak istemiyorum.
"Bak," dedi masumlukla. Bu ses Emreden mi çıkmıştı? "Bak, ne kadar masum İzem. Baksana, o bembeyaz." Sonra gözlerini benim gözlerim ile buluşturdu, tıpkı Ahunun gözleri gibi yeşildi gözleri, ama az öncekinin aksine şimdi nefreti dirilmişti. "O beyazken sen nasıl bu kadar siyahsın? O bu kadar masumken sen neden içimdeki şeytanı uyandırıyorsun? Sen,"
Onun lafını kesen odamın kapısının bir milyon birinci kere açılması oldu. İçimi bir korku kapladı, sanki yanlış bir şey yapıyormuş gibi saklanmak istedim kapıyı açan kişi bizi gördüğünde yanlış anlar diye korkmuştum.
"Senin benim kızımın odasında ne işin var!" Benim Kızım... Ben senin kızın değilim Aslı Karasoy. "Geldi senin valide." Gene tiye alma moodu açılmıştı anlaşılan. "Kızlarımdan uzak durun! Hepiniz, sen de abinde." O iki kızından uzak durması için uyarabilirdi onları, ama benden uzak durması için uyaramazdı. Bade ile konuşurken kopardığım sayfa yanımdaydı ne olur ne olmaz onu yanıma aldım.
"Ben de abimin yengemden uzak durması taraftarıyım Aslı annecim. Ama biliyorsun, aşk evliliği yıllar önce konuşulan şeye çok ters." Aslı anneciğim? Yıllar önce konuşulan şey? "Sen çok küçüktün. Hiçbir şey bilmiyorsun! Amcanın yalanları ile büyüdün. Benim hiçbir kızım sizden olmayacak." Ne anlatıyordu bunlar? Yanımdaki Ahu gözlerini açtığında benim şaşkınlığım ile bakıyordu bu ikiliye. Odanın kapısı açıktı, dışarıda hiç kimse yok muydu? Neden kimse buraya gelmemişti?
"Amcam," diyen Emre sırıtıyordu hatta onun bu sırıtması Aslı Karasoyu korkurtmuştu. "Eski sevdalın amcam, eminim İzemi Melisten daha çok sevecektir." Kim kimin sevdalısıydı? Beni neden seviyordu bu kişi? Melis ne alakaydı?
"Hadi ama Aslı Karasoy, sen de biliyorsun. Artık her şeyi öğrenmeli." O sanki lafına devam edecekti ama Aslı Karasoy öyle bir bağırdıki sesi hastane odasında yankılandı. "Sus! Kes o sesini!" Bu defa aralık kapıdan içeri giren kişi Asrındı. Berbat gözüküyordu, sanki günlerdir hiç uyku uyumamış gibi...
"Anne? Emre?" Kaşlarını çatmış az önce birbirine bağıran ikiliye bakıyordu. "Geldi kayınçom. Bak İzem bu en sevdiğim, ne etliye karışır ne sü-" Asrın tarafından gelen darbe yüzünden susmak zorunda kaldı. Asrının darbesini hiçbirimiz beklemiyorduk. Yanımdaki Ahu şaşkınca çığlık attı. "Abi!" Abi...
Ahu yanımdan hızlıca kalkarken Asrın darbelerini durdurmuyordu. Benim aklımda olan tek şeyse herkesin benden sakladığı gerçekti...
Selamlar
•Oy verip yorum yapmayı unutmayiinnn 💗💐
•Geçmişe adım adım ilerliyoruz
•Ahsen Ahuyu kıskanmakta haklı mı? Yoksa bencilce mi?
•Emre bence ikizler burcu (her yazdığım karaktere aynı şeyi söylüyorum usjhdjdjsnus)
•Senin benim kızımın odasında ne işin var?
•Aslı hanım bir kızı olduğunu yeni hatırlamış
•Sonunda kayıp Asrınımız da geldi
•Yalnız bir tık üzüldüm Emrecime
•Bölüm nasıldı? Sizler nasılsız?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHSEN İZEM KARASOY (gerçek ailem)
Teen FictionStaj yaptığım hastanede karışan o kız çocuğu bensem?