5. bölüm

2.8K 251 18
                                    

Günler hafta içi bu şekilde ilerliyordu, Cüneyt her gün farklı bir şey pişiriyor ve milletin hevesle kahvaltı için mutfağa doluşmasına sebep oluyordu. Her sabah patronuna bir tepsi hazırlayıp götürmesi ise rutine binmişti.

O hafta sakar bir müşteri toplantıda kardeşinin eline kaynar çayı dökünce bazı işlerini de abisi yapmaya başladı. Timuçin koşarak abisine geliyor, kendi yapamadığı işi tarif ederek yapması için yalvarıyordu.

Bir haftadır patronuna masaj yapamıyordu ve Alkan artık gerginlikten delirmek üzereydi. Abisine yalvaran Tim sargılı elini gözüne sokmak ister gibi diğer eliyle havaya kaldırmıştı.

"Ne olursun abişkom, lütfen. Sadece yarım saat yapsan yeter, Nuray'ın yanında bir yıl çalıştın zaten biliyorsun olayı." Nuray'ın yanında yaptığı masajı patronuna yapsa adama inme inerdi, kadınlar özellikle Cüneyt'i istiyordu çünkü masaj ayağına neler yapıp bahşişin anasını ağlatıyordu.

"Tamam kız, gidiyorum. Bıdır bıdır kafamı ütüledin." Timuçin kızarıp sağlam eliyle abisinin koluna vurdu.

"Abi yaaa, işyerindeyiz. Kız demesene." Suratını avuçlayıp sıkıştırdı ve alnından öptü kardeşini.

"Dur şu patronun gazını alayım ben bir, sonra dırıldanırsın." Eline aldığı ısıtılmış havlu ve hoş kokulu yağla adamın odasına yöneldi.

Alkan koltuğuna yaslanıp gözlerini kapatmıştı, asistanının odaya girdiğini duyup başının ağrısına lanet ederek derin bir nefes aldı. Gözlerine kapatılan sıcak havlu ve burnuna dolan hoş kokuyla memnun bir iç çekti.

İri elleri başının etrafında hissedince kaşları çatıldı, asistanının elleri ufak ve narindi. Kimdi bu?

"Kaşlarınızı çatarsanız baş ağrınız artar patroncuğum. Biraz sonra rahat bir nefes alırsınız, derin ve sakin bir nefes alın." Duyduğu sesle heyecan bedenine akın etti, elleri koltuğunun kollarını kavradı.

"Zahmet ediyorsunuz, bu sizin işiniz değil." Sesini zar zor bulmuştu.

"Kardeşimin işine destek oluyorum bir abi olarak, hem daha önce bu işi yaptım. Yani kendinizi bana bırakabilirsiniz." Alkan dudağını ısırıp burnundan nefes aldı, yağın kokusuna adamın sabah yaptığı turtanın kokusuyla parfümü de karışmıştı.

Ellerinden sanki vücuduna enerji yayılıyordu, güçlü parmaklar başını ve alnını ovup stresini alırken dudakları rahatlamayla kıvrıldı. Cüneyt tamamen içinden geldiği gibi yapıyordu masajı, bir bok bildiği yoktu.

Boynunun iki yanını yavaşça sıkınca adamdan kısık bir inleme duyuldu, bu ses haftalardır tek tabanca olan Cüneyt'e iyi gelmemişti. Adamın boynunu iki baş parmağıyla aşağı yukarı ovarken vücudunu da izlemeyi ihmal etmiyordu.

Kendisinden bir baş kadar uzundu, ama bariz şekilde kaslıydı. Elleri güçlü omuzlara kayıp yavaşça masaja devam etti, sertleşmek üzereydi. Adam mükemmel kokuyordu ve bacakları aralanmıştı. O bacakların arasında diz çökme arzusuyla yutkundu, elleri ateşe değmiş gibi adamdan uzaklaştı.

"Daha iyi misiniz efendim?" Alkan onaylayan mırıltılar çıkartırken, Cüneyt hızla eşyaları toparladı.

Odadan koşar adım çıkan abisini gören Tim hızla peşine takıldı, kapıdan patronunun mayışık halini de görmüştü.

"Abi, iyi misin? Sinirli mi davrandı patron yoksa?" Korkuyordu genç, abisi burada patrona bir şey yaparsa ne yapacağını bilemezdi.

"Yok abim, şeker gibi adam. Demedi bir şey." Tim abisini inceleyince yarı kalkık aletini ve kızarık yanaklarını fark etti. Anlamıştı ve gülmeye başladı.

"Ayyy, Allah seni kahretmesin. Bende bir şey oldu sandım, azgın teke yaa. Neye yükseldin acaba, çok merak ediyorum." Cüneyt dudağını ısırıp onu inceleyen kardeşine döndü.

"Len oğlum, bu adam niye böyle kokuyor. İşyerimde geldiğim hale bak, dalga geçerken gerçekten kucağına oturacağım herhalde adamın." Tim kısık sesle kıkır kıkır gülüyordu abisine.

"Şaka derken manifestlemişsindir belki de abicim, olur mu olur... evrenin sana şaka yapası tutmuştur." Kardeşine bakıp gözlerini devirdi, manifest falan bilmezdi o... ama yukardaki onunla bir güzel taşak geçiyordu. Siksiz diye alay ettiği adamın kucağına atlaması an meselesiydi.

Patron BeyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin