Staj devam ederken bir yandan da Chan yeni evine ağır ağır taşınıyordu, bir akşamüstü Seungmin ile beraber temizlik için gelmişlerdi. O da markete gidip yemek için bir şeyler almış, evin içine girip torbayı kenara bırakmıştı.
Mutfak tezgahının üstündeki sevgilisini görür görmez gülerken "Bırak artık," dedi ve ona doğru ilerleyip tek eli beline sarılırken diğer eli de Seungmin'in tuttuğu bezi aldı ve lavabonun içine attı.
"Şurası kalmıştı ama."
"Ben hallederim sevgilim," deyip elini indirdi ve ikna olmayan sevgilisini ikna etmek için onu kucağına aldı. "Ben hallederim bebeğim, ben hallederim, çok yoruldun bırak artık. Bir şeyler aldım, hadi yiyelim."
Aslında pek ala itiraz edebilirdi Seungmin fakat hiç yapası gelmemişti, bacaklarını Chan'ın beline sararken ilk önce banyoya gidip ellerini yıkamışlar ardından da salonda yere oturmuşlardı.
Chan mutfakta kaynayan suyu alıp gelmiş, hazır ramenlerin içine koymuştu. Sırtını koltuğa yaslayıp tek bacağını kendine çekti Seungmin. "Neredeyse tamamen hazır evin."
"Evimiz mi dedin? Duyamadım? Değil mi, birkaç güne yerleşirim tamamen."
Hep böyle davranması Seungmin'i cidden çok aşktan öldürecek gibiydi, kendini tutamadan gülerken elini uzatıp Chan'ın yanağını sıkmış, "Mezuniyetin için," demişti. "Takım elbiseni hazırladın mı?"
Kafa salladı Chan. "Halletim onu. Benimle geliyorsun değil mi, bir aksilik yok?"
"Yok, geliyorum."
Çoktan planlamışlardı bu yüzden kendini o güne ayarlamıştı, onigiriyi tutup Chan'a uzattığında Chan koca bir ısırık almış, "Güzelmiş," demişti. Esnedi. "Fena uykum geldi, yedikten sonra uyusak mı?"
"Ama ev?"
"Hallederim yarın, merak etme."
"Hiç güven vermedin şu an."
Kıkırdadı. "Ya cidden hallederim, merak etme sen. Uyuyalım diyorum beyfendi, okayliyor musunuz?"
"Okayliyorum, okayliyorum." diyen Seungmin sırıtarak ona doğru ilerleyip bacaklarını bacaklarının üstüne attığında anında sırıtan Chan ellerini onun bacaklarına ve beline sarmış ardından da kucağına alarak ayağa kalkmıştı.
Direkt boynuna sarılan sevgilisi ile beraber yatak odasına ilerlemiş, onu yatağa bırakıp bir anda dudaklarından öpmüştü ama öper öpmez de yüzü buruşmuş, aldığı baharat tadıyla beraber kendini yanına atmıştı.
Seungmin kahkaha attı. "Kendin kaşınıyorsun."
"Bu kadar baharatlı nasıl yiyebiliyorsun?"
"Tercih meselesi canım, zevkli olduğumu söylerler. Senden belli değil mi?"
"Fena." dedi sonra dudaklarını yaladı Chan. "Acısını hissediyorum şu an."
Kendini yataktan atan Seungmin dişlerini fırçalayıp gelmiş, Chan da onu takip ederken yatağa giren ikiliden Seungmin yayılırken belinden tutup onu kendine yapıştıran sevgilisi ile bağırarak eline tutunmuştu.
"Ya, hava sıcak!"
"Olmaz!" dedi Chan hemen. "Sana sarılmadan günlük depolamamı almıyorum ben. Sıcakmış, bana ne yani."
"Terleyeceğiz."
"Çok istiyorsan tişörtümü çıkarabilirim."
Onun bu lafıyla Seungmin "Salak," diyerek güldü ve hafifçe dudaklarına vurdu. Sanki az önce itiraz eden o değilmiş gibi Chan'a sırnaşmış, koluna başını koyarken gözlerini kapatmıştı. Çok geçmeden uyuyakalan ikili ertesi gün alarm sesi ile uyanmışlardı.
