Kalp acısı

8 5 1
                                    

Yazarın Anlatımıyla

Kadın adamın yatağında mışıl mışıl uyurken adam ise o mışıl mışıl uyuyan kadını izliyordu. Adam ne kadar dirensede bu kadına karşı hep bi çekim içindeydi. Kalbinde ki ona yabancı hislere kapılmamak zorundaydı yoksa hem kendisi için hemde karşında ki kadın için. Kafayı yemek üzereydi,karşısında ki kadına aşık olmak üzereydi belkide ama aynı zamanda kadını öldürmek zorundaydı. Dünyanın en büyük çıkmazındaydı. Kendi ve arkadaşlarının,yoldaşlarının hayatımı yoksa karşısında ki huzurla uyuyan kadınınkimi? Sırf bu yüzden ondan uzak kalmalıydı,o gün geldiğinde ona kıyamama gibi düşünceler olmaması lazımdı. Ayağa kalkıp kadının dudaklarına doğru hafif bi öpücük kondurup odadan çıktı. Adam artık kadının hayatında çıkmıştı,o hayatı alma zamanı gelene kadar.

Saat 13:45 geçe kadın yeni uyanmaya başlamıştı. Gözleri etrafta gezinerek nerede olduğunu anlamaya çalışıyordu. Nerede olduğunu anlamış olacakki,gözleri sinirle büyüyüp yataktan kalkmak için ellerini yatağa bastırınca ağzından sessiz bi inilti döküldü. Yatağa tekrar uzanıp bileklerinde ki ağrının azalmasını bekledi. Ağrısı az bile olsa azaldıktan sonra yavaşça ayağa kalkıp kapıya yöneldi. Bilekleri halen çok acıdığından dolayı dirsekleriyle kapıyı açıp odadan çıktı. Merdivenlerden yavaşça inerken salondan sesler geliyordu. Ve bu sesler kadının içine hüzün katıyordu,uzun süredir gülmemiş gibiydi ve salondakilerin gülüşme sesleri canını yakıyordu. Kadın hüzünü bi yana atıp ağır adımlarla salona girdi. Yedi tane erkeğin oturmuş gülüşerek pizza yediklerini gördü. Kadını fark etmelerine rağmen yinede bi tepki vermeyip yemeklerine ve eğlencelerine devam ettiler. Kadın gülümseyip salondan çıktı,odasına gidip dolaptan üstüne kalın bi hırka alıp zor olsa bile giymeyi başardı. Odadan çıkıp aşağıya indi bu sefer yavas adımları dikkatli  adımlara çıkmıştı. Çıkış kapısını açıp dışarı çıktı. Aklında orada bi adam olduğu geliyordu ki doğruydu da. Nöbetçi arkasını dönmüş bi şekilde telefonla konuşuyordu. Etrafına bakındığında kapının yanında fırça vardı. Çok şanslıydı ki demirden di fırçanın kulpu. Eline alıp yavaş ve sessizce nöbetçiye yaklaştı. Nöbetçi arkasında ki kadını hissetmiş olacak ki tam arkasını dönerken kadın hızlıca kafasına vurdu fırçayla. Adam kafasına aldığı darbeyle yere yığılıp kalırken kadın da hemen yola doğru koştu. Yol ikiye ayrılıyordu ve sezgilerine güvenip sol tarafında ki yola doğru koşmaya başladı. Gülerek koşuyordu ama bu sefer delice değil kurtulduğu içindi. Evet...herşeyi hatırlıyordu. Gözlerinde mutluluk nidaları dökülüyordu. Arada bi arkasına bakıp takip edilip edilmediğini anlamaya çalışıyordu.

Renginin Anlatımıyla

Herşeyi hatırlıyor ve iliklerime kadar acılarımı hissediyordum. Gülerek 1 saat kadar koşuyordum. Artık şehire geldiğimi görünce duraklayıp etrafıma bakındım. Burayı hatırlıyordum evime yakındı. Evime doğru yürümeye başladım. Üvey olabilirdim ama yinede onları çok özlüyordum. Kapının önüne gelince satılık ilanıyla bakıştım bi süre. Sonra ilanı söküp cöbünmede ki telefona numaraları tuşladım. Bu telefonu o bayılttığım nöbetçiden çalmıştım. Evet,çaldım...telefon açılınca hemen adama evi satın almak istiyorum dedim. Ama tabikide alacak param yoktu. Bahçeye girip küçükken sakladığım kumbaramı almam lazımdı en azından bi gün bile olsa beni idare edecek param vardı diye düşünüyordum. Adam geldikten sonra içeriyi incelemeden direk almak istediğini söyledim. Adam şaşırsada üstelemeden bir dakika beklememi söyleyip yanımdan ayrıldı. Hemen koşup bahçeye sakladığım kumbarayı çıkardım. Kumbarayı taşıyamayacağım için beraber gömdüğüm anahtarı alıp açtım. Paraları cöbüme tıkıştırıp kumbarayı oraya bıraktım. Adamın yanına gidip bahçeyi beğenmediğimi söyleyip evden çıktım. Adam yine şok olurken onu ardımdan bırakıp hemen gittim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 14 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HAFIZAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin