Pabucumun Mafyası | texting

1.7

Yorumlarınızı da yapınn🥺💋

Instagram; imeriess

***
Simon, Ares gittikten sonra salondaki koltuğa uzanmış, televizyona bakıyordu. Ne izlediğini kendisi de bilmiyordu ama kanal çevirme gereği de duymamıştı.

Alya'nın yanına çıkıp üzerini örtmüş, kıyafetlerini alıp çıkmıştı. Alya'nın yanına kıvrılıp uyumak çok istese de izinsiz onunla uyumazdı. Çalışma odasına gidip altına siyah bir eşofman giyip çıkmıştı. Çıplak üst bedeni, dövmeleri ve kasları ile koltuğa uzanmıştı.

Bakışları tavandayken merdivenlerden gelen sesle dikkati anında o yöne evrildi. Alya'nın merdivenlerden yalpalayarak indiğini görünce yerinden hızla kalkıp koşar adımlarla merdivenlere çıkıp Alya'nın kolundan tuttu. Melis uyurgezer olduğunu söylemişti ve onu üst katta yalnız bıraktığı için kendine küfrediyordu şu an.

Alya başını omzuna bıraktığında gülümseyerek şakağına öpücük bıraktı. Tek hamleyle kucağına aldığı kızla yeniden üst kata çıkan merdivenleri tırmandı. Odanın kapısını ayağının ucuyla itip açtı. Darmadağın siyah çarşafların arasına kucağındaki kızın bedenini bırakıp geri çekilmek istedi ama boynuna sıkıca dolanan kollar buna izin vermedi.

Derin bir nefes alıp kendiyle büyük bir savaş içine girdiği şeyi yapmamak için geri çekilmek istedi ama Alya izin vermiyordu. Burada uyumaması lazımdı. Engel olmuştu kendisine ama Alya zorluyordu.

Alt dudağını ısırıp yeniden geri çekilmek için zorladı kendisini ama bu sefer sınırları öyle bir yıkılmıştı ki, altında kalmaktan korktu.

Alya'nın yumuşak dudakları dudaklarına değip geçmişti. Bu hissi bir süredir merak ediyordu ama zamanı gelmesini bekliyordu. Kızı aniden çekip öpemezdi.

Yapmamak için zorlandığı her şeyi Alya bilmeden yapıyordu ve engel olmakta çok zorlanıyordu.

Bu sefer kendini geri çekmek yerine bedenini Alya'nın yanına atıp sırt üstü uzandı. Alya başını omzuna yaslamış, elini karnına uzatmıştı. Gülümsedi. Huzurluydu. Hiç beklemediği anda gelen mucizesinin hayatına kattığı renklerin ihtişamını görmek güzel bir histi.

**
Tuhaf bir rahatlık hissi vardı her yanımda.

Uyanmış, hareket etmeden karşıma bakıyordum. Nereye baktığımı bile sonradan fark etmiştim. Düz duvarla bakışıyordum. Üzerimdeki elbise rahatsız etmeye başlamıştı ama kalkmak istemiyordum.

Çünkü Simon kollarını karnıma sarmış, yüzünü saçlarım arasına gömmüş bir şekilde uyuyordu.

Alt dudağımı ısırıp ne yapacağımı düşünmeye başladım. Her gün biriyle beraber uyanmıyordum. Sevdiğim adamla uyumuştum. Nasıl bu duruma geldiğimizi bilmesem de, hoşuma gitmişti.

Gözlerim saate kaydığında saatin on olduğunu görüp derin bir nefes aldım. Artık uyanması lazımdı Simon'un da. Karnıma sardığı elini tutup çekmek istedim ama öyle hızlı bir hamleyle bedenimi kendisine çekti ki, irileşmiş gözlerle kalakaldım.

"Günaydın," dedi, uykudan yeni uyandığı için boğuk ve kalın bir sesle. Sesi bile etkileyiciydi.

"Günaydın," dedim bedenimi yavaşça ona doğru dönüp. Gözlerini açmamıştı. Üst bedeni çıplaktı ve gövdesindeki dövmeleri yakınan inceleme fırsatı geçmişti elime.