35

207 8 113
                                    


✭༻

Nefes seslerim, betonun soğuk teması ve iliklerime kadar aldığım tehlike kokusu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Nefes seslerim, betonun soğuk teması ve iliklerime kadar aldığım tehlike kokusu... Gözlerimi yeniden kazada açtım.

Karanlık.

Soğuk.

Ecel.

Ve aşk.

Ya her şey, ya hiçbiriydi. Ne bir kurtuluş, ne de bir ölüm... Nefesini kesecek kadar güzel, ecelini getirecek kadar da mahvedici. Kafese hapsedilmek gibi, bir o kadar da özgür. Huzur verici ya da bir yakut madeni kadar değerli.

Aşk ya her şey, ya da hiçbiriydi.

Aşk benim için her şeydi: Değer, kurtuluş, huzur ya da nefes kesecek kadar özel... Ama sanki sadece bana acımasızdı. Özellikle acımasızdı.

Titreyen dizlerimle ayağa kalkmanın bir yolunu buldum. Beni daha öncesinde terk edip kaderimle yalnız başıma bırakmış adamın beni bir daha kaderimle yalnız bırakmayacağını düşünmek aşırı zavallıca bir düşünce olmalıydı.

Kardan adamlı kar küresi...

"Ritme ayak uydur ve karların yere tamamen döküldüğüne emin ol." Melodi sesi kulaklarımı bastırdı, kar küresindeki figür hareket ediyorken gözlerimden çıkan hayranlık cabasıydı.

Abim omzunu dikleştirdi. "Hep böyle duracaksın." Onu izledim, onu hep izlerdim. "Omzunu dikleştir ve başını kaldır." Çenemden tutarak yüzümü kırmızı boyaya doğru kaldırdı. Onu boyum yetebilsin diye aşağıya indirmişti. "Kar her zaman yağmayacak, Mayıs. Özellikle Mayıs aylarında karlar yağmaz." Hedef butonuna bastı, açık olan ellerimi yumruk yaptı. "Buraya odaklan."

Küçük kırmızı noktaya bakmaya devam ettim. "Ama çok zor... Bu hareket ediyor!" Abim isyan ettiğimi gördüğünde yüzünün aldığı şekil beni değersiz hissettirdi. Dudağımı yaladım ve yapabileceğimi göstererek kaşlarımı çattım. "Tamam!"

"Şimdi geriye dön ve adımlarını tekrarla."

Arkama bakmadan geri adımlar attım. Bir, iki... Dizimi kaldırıp üçüncü hamleyi de hedef tahtasına geçiriyordum ki abim solda yere basan tek ayağıma çelme taktı. Yere yapıştım. "Abi!" Alnım kanıyordu.

"Ayağa kalk." dedi emredercesine. Kaşları çatık, duruşu kendinden emindi. "Aya kalk, Mayıs." Dişlerimi sıktım ve alnımı tutarak ayağa kalktım. "Elini alnından çek. Bırak sızlasın. Ancak acıdığında yarana alışırsın." Alnıma dokundu, parmağının kenarıyla kanayan yere bastırdı. Sonrasında elindeki kanı hedef tahtasının kırmızı noktasına yeniden sürdü. "Ve başarana kadar devam et..."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 28 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SİBİRYA EKSPRESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin