︵‿︵‿︵༺✭༻︵‿︵‿︵"Alo?" Vefa'nın sesini duyduğumda kalp atışlarımı duymasın diye telefonu Dinçer'in kucağına fırlattım. Dinçer kaşlarını çatarak bana ve kucağına düşen telefona baktı. "Alo?" Dinçer cevap vermedi. Elimle cevap vermesi için telefonu gösterdim ve dudaklarımı hareket ettirdim. "Alo?" dedi Vefa yeniden. Dinçer gözlerimin içine bakarken ani bir kararla telefonu kapatınca elimle kalbimi tuttum.
"Dinçer, ne yapıyorsun?! Neden kapattın?" Camı açtı ve bir eliyle sigara paketini çıkardı. "Sigara mı içiyordun sen?"
"Seren..." dedi derin bir ifadeyle. "Cesaretin yoksa neden onu arıyorsun?" Sağ elindeki sigarasının yerini direksiyondaki eliyle değiştirirken diğer eliyle önümdeki torpidoyu açtı ve zipposunu çıkarıp sigarasını yaktı.
"Bilmiyorum." dedim sessizce. "Sen neden telefonu kapattın?"
"Ona ne söylemeliydim?" Gözlerime baktı ve sigarasından bir duman çekti. "Merhaba Vefa, ben kız kardeşinin sevgilisiyim. Türkiye'ye döndük. Hastaneye gittiğimizde Seren'in annesinin uyandığını öğrendik. Nesrin Hanım'ı almaya geliyoruz, evet evet senden nefret eden kız kardeşin falan mı?" Ne demek istediğini anladığımda iç çektim. Abimle konuşmaktan çekinmişti. "Uzun zamandır görüşmüyorsunuz, ilk benim sesimi duyması doğru bir karar mı?"
Başımı salladım ve dizinde duran telefonu aldım. "Haklısın." Vefayı yeniden aradım ama uzun süre çaldı. Ben merakla açmasını bekliyorken telefon yüzüme kapandığında ufak çaplı bir şok geçirdim. "Dinçer," Dinçer gözlerini kapatıp iç çekti. "Şimdi de telefonu açmadı!"
"Açmasın." dedi burun kemerini sıkarak. "Açmasın bakalım. Nesrin Hanım'ı her türlü bulacağım." Aramızdaki o soğukluk hala geçmemişti ve bu halimizden memnun değildim. Telefonuyla birkaç saniye ilgilendikten sonra birisini aradı ve ona bahsettiği şeyi yapıp yapmadığını sordu.
Köstebek ve kedi vakasından mı bahsediyordu?
Rusya'dan Türkiye'ye döneceğimiz gün Armen ile şifreli konuştuğunu hatırladım. Bıçağını temizle derken başka bir şeyden, kafasına sık derken başka bir şeyden bahsettiğine emindim çünkü kim kafasına sıkacakken bıçakla ilgilenirdi ki?
Yol hastaneye yakın olduğumuz için fazla uzun sürmemişti. Bu yüzden birkaç dakika sonrasında Dinçer telefonunu kapattığında birlikte dışarıya çıktık. Arkamızdaki arabayı kilitlemeden anahtarları bir korumaya fırlatıp başını sallayınca bir şeyler döndüğünü anladım ama ne olduğunu her zamanki gibi çözemedim.
Ev fazlasıyla sakin ve sessiz hissettiriyordu. Tuhaf bir huzuru, havası ve serinliği vardı. Rüzgar'ın gökyüzünde yüzümüze vuruş şekli bile farklıyken neden yeryüzünde yaşamak isterdik ki? İç çektim, bu sırada korumalar bizim için kapıyı açtı. Gözlerimle birkaç korumayı kestim.
Bir fikrim vardı.
Üzerimi değiştirmek için yukarıya çıktığımda bavulumdaki kıyafetlerimin dolaplara yerleştirildiğini, yenilerin de yanlarına eklendiğini gördüm. Dolabıma yeni kıyafetler ekleyen her kimse zevki çok güzeldi. "Dinçer kütüphaneye gittiğimde biriyle buluştuğumdan sana bahsetmemiştim." Dinçer ise üzerindeki takımı başka bir kıravatlı takımla değiştirdi. "Bir avukatla buluştum." Yeşil gözleri bana dönerken kol kasları gerildi. "Kesilmiş baş bulduğumu ona anlattım, olası bir durumda avukatım olup olmayacağını sordum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİBİRYA EKSPRESİ
ActionSeren Bademci belirli sebeplerden kaçmak için Rusya'da bulunan Sibirya Ekspresi'ne katılır. Yolculuk esnasında yalnız başına seyahat edeceği için iki kişilik bir oda kiralamıştır. Bahsedilen Ekspres altı gün sürecektir ancak Seren, seyahatinin ilk d...