︵‿︵‿︵༺✭༻︵‿︵‿︵"Nerede, Allah Kahretsin! Annem nerede?" Ellerimi saçlarıma geçirdim. "Dinçer... Annemi bul!" O da bu duruma çok şaşırmıştı ama kendinden emin bir ifadeyle hemşireyle konuşuyordu. Neden cevap vermiyorlardı, neden nerede olduğunu söylemiyorlardı?
Yoksa tüm bunlar yalan mıydı?
Kollarımı etrafıma sardım, gözyaşlarına boğulmuştum. İyi mi hissediyordum yoksa kötü mü hissediyordum bilmiyordum. Annem Dinçer'i görecekti... Yanımda Dinçer'i görecekti!
Halbuki anlatmanın daha kolay olacağını düşünmüştüm.
"Sevgilim belirli bir süre yurtdışındaydı. Bu süreçte birkaç defa bir hemşireyle telefonlaşmış." Gözlerim Dinçer'e döndü. Ardından kadın bahsi geçen hemşirenin işi bıraktığını söyledi. Demek ki bu yüzden onu aradığımda açmamıştı... "Peki hastanın çıkış yapmasına yardımcı olan yakını kim?"
"Hastanın kişisel bilgisi olduğu için gelen kimseye bilgi vermememizi istedi, Dinçer Bey." Annem bilgi vermemek mi istemişti?
Ayağa fırladım. Hemşire kolumdan tutup beni geriye çekti. "Bu nasıl mümkün olabilir? O benim annem!" dedim sitemle.
"Seren otur yerine." Dinçer belimden tutup beni oturttu. Sızlanarak ağlıyordum, yüzüme gelen saçlarımı ittirdi ve çenemden tuttu. Ne zaman ayağa kalkıp araya girmeye çalışsam beni durduruyordu. "Öğreneceğim, tamam mı? Ben halledeceğim. Bana güven. Sadece güven." Başımı ona inanamıyormuş gibi salladığımı gördüğünde hayal kırıklığına uğradı ve gözlerini kapattı. Sakinleştirici vermişlerdi ama bende bir işe yaramamıştı, o yüzden durdurulamıyordum.
Kahretsin ki Dinçer ne dediyse oluyordu.
"Kilitleyin." Kaşlarım çatıldı. Hemşire koluma girince ne olduğuna anlam veremedim. "Geleceğim. Lütfen sakin ol ve bunu yaptığım için benden nefret etme." Dinçer kapıya doğru yürüyünce olayı yeni kavrayabildim. Hemşire o sırada tıbbi malzemeleri dışarıya götürüyordu.
"Dinçer! Hayır, Dinçer!" Yanındaki görevli kadın da çantamı alarak dışarı çıkınca başımdaki hemşire kalkmama izin vermedi, ardından kapıya koştu. "Saçmalamayın, Dinçer!" Kapı kilitlenince kafayı yedim. "Allah belanı versin!" Ya bir şey yaparsa? Ya annem bir şey görmüşse ve ona zarar vermeye gidiyorsa?
Yere çöktüm, bana bunun yapıldığına inanamıyordum.
"Senden nefret ediyorum!" diye bağırdım kapıya doğru. "Bana bunları yaşattığın için senden nefret ediyorum!"
🌍
YAZARIN ANLATIMIYLA
"Senden nefret ediyorum!" Kapının ardından duyulan ses karşısında adamın morali daha çok bozulmuştu. Yanındaki hemşireler de kafası karışmış bir şekilde kapıya bakıyordu. "Bana bunları yaşattığın için senden nefret ediyorum!" Ne hissediyordu?
Hayal kırıklığı.
"Neden bana haber vermedin?" Görevliye doğru yaklaştı. Bunu yapabileceğine olağan bile vermemişti. "Nesrin Bademci'nin uyandığının haberini bana nasıl vermezsin Zuhal?!" Kapının arkasında bağıran Seren'i duydukça kendine hakim olamıyordu.
"Ben bana ne söylendiyse bu zamana kadar onu yaptım Dinçer Bey." dedi kadın kapıya bakarken. Dinçer'e Seren'in çantasını uzattı ve iç çekti. "Benden bu kadar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİBİRYA EKSPRESİ
ActionSeren Bademci belirli sebeplerden kaçmak için Rusya'da bulunan Sibirya Ekspresi'ne katılır. Yolculuk esnasında yalnız başına seyahat edeceği için iki kişilik bir oda kiralamıştır. Bahsedilen Ekspres altı gün sürecektir ancak Seren, seyahatinin ilk d...