Reyhan

2.8K 172 167
                                    

Kota dolmadan bölüm attım çünkü sıkıldım sjdjd bari dedim iki üç yorum okuyayım siz anladınız
...
Bengü Beker - Defterli

Onay Şahin- Bu Zamanın Kızları

Alpay- Gözlerinin Karanlığında

Gülsen - E Bilemem Artık
...

Beyaz elbisemin eteklerini elimle düzelterek derin bir nefes aldım. Ne diye bilmiyorum ama garip bir heyecan sarmalamıştı bedenimi. Berra'nın isteği doğrultusunda bir hafta boyunca Barış'tan uzak durmuştum. Şimdi de yine Berra'nın isteğiyle Barış'ı da alıp Berra'nın arkadaşlarından birinin nişanına gidecektim. Gerçekten inadım tutmasa böyle saçma bir işe asla girişmezdim. Aşk oyunla olmazdı, ya vardır ya yoktur ki Barış'ın bana karşı aşktan yana en ufak bir hissi dahi yoktu biliyordum yani. Eğer Berra'nın teklifini kabul etmesem sürekli olarak bunu söyleyip kafamı şişirecekti ama eğer aramızda bir elektrik olmadığını kendi gözüyle görürse susardı. Umut ediyorum susardı...

Kapıyı alacaklı gibi çalarken içimden kahkaha attım. Birlikte top koşturduğu takım arkadaşıyla olan ilişkisinden farksızdı aramızdaki ilişki. Berra boşa kürek çekiyordu gerçekten.

Kapıyı uykulu gözlerle açan Barış'a dudaklarımın büzerek baktım. Dün maçı vardı adam bugün dinlenmek isteyecekti ben onu rahatsız etmiştim. Acaba gitse miydim ama çok geçti artık çünkü meraklı gözlerle ne diyeceksin der gibi bakıyordu. Gözlerini açık tutmaya çabalayarak kapıyı sonuna kadar açtı.

İçeri girerken topuklu ayakkabılarımın çıkardığı sese dönüp kaşını kaldırarak bakınca boğazımı temizleyerek yanına doğru koştum.

"Ben sana şey diyecektim"

Gözlerini ovalayarak kendini koltuğa attı. Uykusuzluğu gözlerinden okunuyordu.

"Ney diyecektin"

Ellerimi arkamda bağlayarak şirin olduğuna emin olduğum bir gülümsemeyle salınmaya başladım. Hep Berra veriyordu bu akılları. Biliyorsunuz ki normalde böyle şeyler yapmam.

"Berra'nın bir arkadaşının nişanı varmış bende davetliyim birlikte gitsek olur mu?"

Hâlâ ayılamadığı için ne dediğimi hemen algılayamamıştı. Alık alık bakıyordu yüzüme. Yanına oturup hafifçe yanaklarına vurdum.

"Ee geliyor musun benimle?"

"Hazırlanıyorum"

Odasına doğru sarsak adımlarla ilerlerken bende sıkıntıdan televizyon açtım. Hazırlanması ne kadar sürerdi Allah bilir!

2 saat sonra

Barış arabayı kilitlerken somurtarak kollarımı göğsümde birleştirdim. Bir erkek nasıl bu kadar uzun süre süslenebilirdi anlamıyorum. Onun yüzünden geç kalmıştık ya.

"Biraz daha süslensen gelin sen olacaktın"

Düğün salonunun girişini bulmak için çabaladığından dediğimi fazla dikkate almamıştı.

"Zuhalciğim topuklarının vurarak yürümez misin lütfen"

Geç kaldığımız için biraz trip atıyor olabilirdim. Ayaklarımı daha çok vurarak ona yetişip koluna girdim. Şaşırsa da kolunu çekmemişti. Bunu da Berra söylemişti.

Hiç beklemediği anlarda ona küçük tatlı temaslarda bulun.

Kesinlikle yapmamı istediği şeylerden biri de buydu. Dediğim gibi boşuna kürek çekiyordu çünkü Barış gram etkilenmemişti. Düğün salonuna girerken kalabalıktan dolayı kolumu çekmek istesem de Barış kolumu kendine doğru çekerek buna müsade etmemişti. Berra'ların olduğu masayı gözüme kestirince Barış'ın kulağına doğru fısıldadım.

Yazması Oyalı / Barış Alper Yılmaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin