Huzursuzca oturduğu sandalyede kıpırdanıp duran Berra'ya baktım. Derdi neyse beni apar topar Barış'ın evinden çıkarmış ve kahve içmeye getirmişti ama konuşmaya pek niyeti yok gibiydi. En sonunda dayanamayıp ayağını dürttüm hafifçe.
"Kızım konuşsana ne kıvranıp duruyorsun"
Boğazını temizleyerek oturduğu sandalyede öne doğru eğildi.
"Barış'ın ilgisi var sanki sana"
Umursamaz gözlerle Berra'yı süzerek kahvemi yudumlamaya devam ettim. Gerçekten durup durup bir şey uyduruyordu. Barış ve ben ne alakaydı yani.
"Sıkıntıdan ne uyduracağını şaşırdın sende iyice. Barış ve ben imkansızız böyle bir şey muhtemel bile değil. Barış beni kardeşi olarak görüyor hem"
Cümlemi bitirir bitirmez aklına bir şey gelmiş gibi sırıtarak saçlarını savurdu.
"Var mısın iddiaya?"
İşaret parmağını uzatınca oflayarak bende işaret parmağımı uzatıp onunkine geçirdim.
"Ne iddiası?"
Sorumla sırıtarak geri çekilip kahvesini yudumlamaya başladı. Neyin peşindeydi acaba yine.
"Dedin ya Barış beni kardeşi olarak görüyor diye deneyelim bakalım öyle mi görüyor"
"Nasıl?" içtiğim kahve boğazımda kalırken sorduğum soruyla gülüşü büyümüştü. Ne vardı aklında bunun.
"İki ay boyunca ben ne dersem onu yapacaksın iki ayın sonunda adım gibi eminim Barış kapında köpek olacak"
Barış'a o gözle bakmıyordum. Onun da bana o gözle bakmadığına adım gibi emindim değil iki ay iki yıl geçse aramızda bir şey olmazdı. Rahat bir tavırla omuz silkerek "tamam neyine" dedim.
"İki haftalık yurt içi tatil bileti"
Kahvemden yudumlamaya devam ettim rahatlıkla.
"Şimdiden al bileti sen ucuza gelir. Barış bana asla o gözle bakmaz bende öyle"
Tek kaşını kaldırarak gülümsedi.
"Göreceğiz"
Aynı şeklide ona meydan okudum.
"Göreceğiz"
Berkan ve Barış
"İnanmazsan inanma âşık bu kız sana"
Barış arkadaşının çabasına karşın hiçbir şey söylemeden televizyona odaklandı. Bu konuda fazla üzerine geliyordu oysa o emindi Zuhal'in ona karşı hisleri olmadığına onun da Zuhal'e karşı yoktu zaten. Kardeşlerdi bir yerde onlar. İçinden bir ses insan kardeşini öpmek ister mi deyince içindeki sesi susturarak Berkan'a döndü.
"Nasıl bu kadar eminsin oğlum Zuhal'in bana aşık olduğuna?"
"İddiaya girelim mı?"
Barış sorusuna soruyla karşılık verildiği için sinirlense de merakına yenilerek" ne iddiası?" diye sormaktan kendini alamadı.
"İki ay boyunca benim her dediğimi uygulayacaksın iki ayın sonunda sizi elele görmezsem benim de adım Berkan değil"
Berra'nın cümleleriydi bunlar herşeyi de o ayarlamıştı zaten.
Barış kendinden emin bir şekilde"tamam" dediğinde Berkan gülerek arkasına yaslandı. Sevgilisinin planı takır takır işliyordu. İkisi de Karadenizliydi hem Berkan hem biliyordu ki konu inatlasmak ve iddia olunca ne Zuhal ne de Barış sınır tanımayacaktı ama kimsenin bilmediği bir şey vardı iki deliye taktik teknik işlemezdi onlar yanlız vazgeçtiklerinde kazanacaklardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yazması Oyalı / Barış Alper Yılmaz
Fanfiction"Hah yazman da oyalı, köyden indim şehire falan mı çekiyoruz hayırdır"