︵‿︵‿︵༺✭༻︵‿︵‿︵O gözlerimin içine aşıkmış ve beni bir daha hiç bırakmayacakmış gibi bakarken ben ona nasıl ihanet edecektim?
Elimi alnıma koydum ve büyük bir rahatsızlıkla derin derin nefes verdim. Örsan ile dün konuşmamızın üzerinden saatler geçmişti. Şimdi de buluşma alanında onun gelmesini ve bilip hatırladığım her şeyi anlatmayı bekliyordum.
Kıyamete yaklaşmıştım.
Ama o gözlerimin içine baka baka beni kandırabilmişti.
Canım çok yanıyordu, canım hiç olmadığı kadar yanıyordu. Aylarca ona aşık olmamam gerektiğini kendime tekrar etmiş, aylarca kendimi durdurmaya, onu her gördüğümde ihanetini hatırlamaya kodlamıştım ama gözlerinin içine baktığımda ona öfkelenmekten başka bir şey yapamıyordum.
Örsan siyah bir el çantasıyla kütüphanenin kafeterya kapısında göründüğünde oturuşumu düzelttim. Esmer tenine kıyasla dalgalı saçlarını geriye doğru taramış, çekiciliğinden ödün vermeden buraya doğru yaklaşıyordu. Gözleri beni aradı, birkaç saniye sonra oturduğum masada durunca çevresine bakmadan doğrudan yanıma geldi. "Selam." Her avukatta olan o kutsal siyah çantasını masaya koyup siyah dosyasını çıkarırken görünüşünün fazlasıyla değişmiş olduğunu fark ettim.
"Selam." dedim sessizce. O kadar gergin ve huzursuzdum ki ellerim titriyordu. Örsan, sesimdeki huzursuzluğumu hissettiği anda bana baktı ve bıyık altından gülümsedi.
"Sakin ol cimcime, ilk defa yalnız başımıza takılmıyoruz." Cümlesinden sonra gözlerimi kapattım ve gülümsedim. "Böyle bir buluşma yeri seçmen de ayrı bir ironik kaçtı sanki. Hem de dört buçuk yıl önce tanıştığımız masada..." Sandalyesini bana doğru yaklaştırıp saçlarını karıştırdı. "Hadi bakalım, bir şey içer misin?"
"Hayır, sadece konuya hemen girmek ve aklımdaki şeytandan kurtulmak istiyorum Örsan." Çünkü hatırladıklarımı yeniden unutmaktan çok korkuyordum.
Başını sakince sallayınca yıllar önce bu sakinliğine imreniyor olup onu kıskandığımı hatırladım. Değişmemişti, hala beni on yedi yaşındaymışım gibi görüyordu. Bana olan ifadesi bile değişmemişti. Zamanında ailemin davasında avukatlığımı yaptığında yine cimcime derdi, yine böylesine alayla ama samimi bir tonda konuşurdu.
Onda yıllar boyu bir şey değişmemişken ben de çok şey değişmişti.
Bunu birkaç dakika sonra fark edecekti. Önüme doğru siyah dosyasından birkaç kağıt yerleştirirken dikkatim dağıldı. "Kaza günüyle ilgili bir şey hatırladığın için mi eski dosyaları getirmemi istedin?" Başımı sallarken çıkarmış olduğu bir resme gözüm kaydı ve iç çektim. Örsan anladı. "Dosya kapanalı dört yıl oldu Seren. Aile fotoğraflarında artık bu kadar duygusal olmamalısın. Çoktan atlatmış olman gerekiyordu." Çenemden tuttu. "Atlatamamana, gençliğini yaşayamamana değiyor mu?"
"Onlar benim ailem, Örsan." Geri çekildim ve kollarımı göğsümde birleştirerek sırtımı arkama yasladım. "Ayrıca dosya hala kapanmış değil." Bir kaşını kaldırdı ve olumsuzca başını sallayıp gülümsedi. "Hayır Örsan, hala dosya kapanmış değil çünkü ben yeni bir şey hatırladım." Bir havada olan kaşı düz bir çizgi halini aldı ve yıllardır beklediğimiz o an geldi. "Ve... Ben sadece bazı şeyleri hatırlamakla kalmadım, çok şaşıracağın bir şey daha yaptım. Yaptığım şey o kadar büyük ki ya taktir edeceksin ya da bana deli diyeceksin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİBİRYA EKSPRESİ
ActionSeren Bademci belirli sebeplerden kaçmak için Rusya'da bulunan Sibirya Ekspresi'ne katılır. Yolculuk esnasında yalnız başına seyahat edeceği için iki kişilik bir oda kiralamıştır. Bahsedilen Ekspres altı gün sürecektir ancak Seren, seyahatinin ilk d...