Mavinin her tonunda mutluluğun başka bir yolunu sakladığına inanmamı sağlayan şey gökyüzünün tüm o kusurları içinde eşsiz olan görüntüsüydü ve geceleri onun en koyu tonda buluşarak cenneti yeryüzüne yansıtması beni daha da etkilerdi.
İşte Yoongi'nin gözleri de mavinin koyuluktan siyah gibi görünen tonuyla yıldızlardan farksız parıltısı ile benim cennetimin yansımasıydı. Her bakışında bahşedilen zevkleri teker teker tatmak ve eşsiz vücudunda dudaklarım için yollar çizmek beni kutsuyordu.
Boşalması ile rahatlayan bedeni yatağımda öylesine cezbedici duruyordu ki hala her zerresini öpmekte kararlıydım. Kasıklarının ılıklığı yanan dilimle buluştuğunda iniltilerini devam ettiren çocuğu öpmek için kucağına geçtim.
"Nasıl bu kadar güzel görünebilirsin ki? Bildiğimi sandığım her şeyi zihnimden atıp senin detaylarına yer edindirmek istiyorum."
Ağzımın içinde dağılan sözleri dudaklarımızı ayırmak için fazlaca yersizdi. Gülümseyerek tadını özlediğim yerde kalmayı tercih ettim.
Bacaklarımı saran elleri tenimde gezinirken ne kadar zaman harcadığımızı bilmediğim için tedirgin olmuştum.
"Yoonie, burada bize karşı daha sert olacaklarını biliyorsun ve maalesef ki o insanlardan biri akşam misafirimiz olacak."
"Endişe etmene gerek yok bebeğim, mesafeli davranabiliriz."
Birkaç saatliğine insanların içinde uzak kalmak sorun olmazdı elbette ama bunu yapmak zorunda kalmak berbat hissettiriyordu. Ona beslediğim en masum duygular bile anlamsızca değersizleştiriliyordu. Neyse ki bu konuda annem ve abimin desteği bana iyi geliyordu.
Kısa süren sessizliğimizi çalan kapı bozduğunda kendimi yataktan atarak Yoongi'nin üzerine bir şey almasını sağladım.
"Jiminie, içeri gelebilir miyim hayatım?"
Yere attığım şortumu giydiğim gibi kapıyı açarak annemin gelmesine izin verdim. Yarı çıplak bedenlerimiz onun bir anlığına duraksamasına sebep olsa da girişe yakın olan sandalyeye oturdu.
"Daha sonra gelebilirim."
"Sorun değil efendim, asıl ben uzun süren misafirliğim için üzgünüm."
Yoongi'nin mahçup çıkan ses tonu kediyi andırdığı gibi suratını ısırmak istememe sebep olmuştu.
"Lütfen öyle düşünme bebeğim. İstediğin kadar kalabilirsin, biliyorsun. Ben aslında başka bir konu için buradayım. Jimin sana bahsetmiştir büyük ihtimalle fakat ben kendim açıklamak istedim. Akşam patronum bizimle yemeğe eşlik edecek ve bunu söylediğim için üzgünüm ama kendisi burada yaşayan bir çok insan gibi homofobiktir. Yazlıkta ilişkinizi açık bir şekilde yaşamaya alışık olduğunuzu ve bunu sonuna kadar hak ettiğinizi biliyorum. Yine de işim için bir akşamlık bana ayak uydurmanızı rica ediyorum çünkü farkındasınız ki oğullarımın geleceğini önemsiyorum."
Annemin uzun süren konuşmasının bitimini bekleyerek zaten çoktan hazır olan cevabımızı verdik. Herhangi bir açıklama ihtiyacı da duymuyorduk çünkü bize biçilen yaşamın bu olduğunun çok net şekilde farkında olup alışmıştık. Bizim için anlayış gösteren ve destek veren insanların aksine daha bencil, gerçeklere kapalı insanlarla beraber yaşamaya başlamıştık. Bu nedenle artık her anımız rahatça birlikteliğimizi yaşayarak değil de daha çok gizlemekle geçiyordu.
"Yanımızda olmanız bizim için çok değerliydi efendim o yüzden bu akşam size yardımcı olmak hiç sorun olmaz."
Annemle beraber Yoongi'de büyük bir gülümseme bıraktığında ikisininde tıpkı bende olduğu gibi içten içe bundan rahatsızlık duyduğunu biliyordum ama birbirimize sorun çıkarmak istemezdik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Moonchild/Yoonmin
FanfictionJim, sıkıcı yaz günlerinden kurtuluşu olacak bir gecede ayın ona getirdiği hediyeyle karşılaşır.