SORRY COMMANDER / Taekook

2- Jeongguk utanıyor.

Küçük olan kendi yatağında rahat bir şekilde uzanıyordu, uykulu hissettiğinden gözlerini açmıyordu ve uyumaya devam ediyordu.

"Jeongguk uyan!"

Bütün koğuş uyanmıştı, Jeongguk uyurken. Komutan herkese çıkmaları için el hareketiyle dışarıyı göstermişti. Ortalık boşaldığında biraz beklemiş ve küçüğün yatağının kenarına eğilmişti.

"Jeongguk, uyan artık içtimaya geç kalacaksın. Gece seni buraya getirdim ama hâlâ uyanamadın."

Cevap alamayınca kendine engel olamayarak ellerini omeganın kafasına yerleştirdi ve gözlerini kapattı. Oğlanın gözlerini açık ve gülümseyen bir ifadeyle görünce bir anda ciddileşti.

"Jeongguk sana uyan diyorum, ayağa kalksana!"

Küçük utanıyordu, bu yüzden ayağa kalkmadı ve yorganı kafasına çekti. Komutan yorganı tutarak çekti ve tamamen açtı.

"Utanıyorum..."

Omega elleriyle yüzünü kapattığında karşısındaki delta ufakça sırıtmıştı. Tekrar surat ifadesini ciddileştirdikten sonra öksürür gibi yaptı.

"5 dakika içinde aşağıda ol Jeongguk."

Kapıyı kapatarak odadan çıktı. Küçük olan hızla ayağa kalktı, kıyafetlerinin olduğu çantaya yürüdü ve altındaki şortla üzerindekini çıkartarak normal kıyafetlerini giyindi.

Hazır olduğunda hızla kapıyı açarak aşağıya koştu ve içtimaya yetişmeye çalıştı, Komutan Kim'i kapının önünde onu beklerken görmesiyle beraber duraksadı ve yürümeye başladı. Yanından geçerken Komutan arkasından bağırdında arkadaşlarının yanına sıraya geçen Jeongguk dudaklarını ısırarak hazır pozisyonuna geçti.

"Geç kaldın Jeongguk, cezalısın. İçtima sonu odama gel."

Karşısındaki adamdan duyduğu sözler sonrasında Jeon yalnızca başıyla onaylamıştı onu. Diyecek bir şeyi yoktu.

...

"Ne demek sana kıyafetlerini verdi?!"

"Biraz daha bağır Jimin, bahçedekiler duymadı çünkü."

Güldükten sonra konuşmaya devam etti.

"İnanamıyorum şu an, bildiğimiz Komutan Kim mi yaptı bunları? Rüya görmüş olmayasın?"

"Eğer rüya görmüş olsaydım şu an dolabımda kilitli olmazlardı."

Bir anda içeriye giren Bay Choi ile neye uğradığımızı şaşırdık, önümüzdeki yemek tepsilerine çubukları indirdikten sonra asker selamı verdik ve onu izlemeye başladık.

"Jeon Jeongguk, nerede?"

Yavaşça ve çekinerek elimi kaldırdım, bana baktı ve sırıtarak elleriyle gelmemi işaret etti. Ayağa kalktım ve yanına yürüdüm yavaşça.

Kendisi bu bölümün müdürüydü ve herkes ona karşı saygılıydı.

"Jeongguk, yarım saat sonra odamda olacaksın. Şimdi yemeğine devam et."

Başımla onayladım ve geri çekilmesini bekledim, arkasını dönünce bende dönerek yemek masamıza döndüm ve Jimin ile garip garip bakıştıktan sonra ağzıma tekrar bir lokma yemek aldıktan sonra Jimin'e baktım. Arkama doğru korkmuş gözleriyle bakıyordu, şaşırarak döndüm ve yutkundum.

"Bay Choi ile ne konuştunuz?"

Komutan Kim olduğunu görünce şirince sırıttım ve hızlıca konuşabilmek adına lokmamı daha fazla çiğnemeden tekrar yutkundum.