Barış'ın kapıyı açmasıyla hepimizin korkudan koltuklara sinmesi bir olmuştu. Kapıda bir dinazor görmeyi bile bekliyor olabilirdik ama Emine teyzeyi asla.
"Bunu da mı yapacaktın Barış"
Kırgın sesiyle eş zamanlı olarak attığı tokadın sebebini hiçbirimiz bilmediğimiz gibi utancımızdan Emine teyzeye de bakamıyorduk.
Anne tokadı her yasta acı veriyordu. Barış'ın dolan gözlerinden bunu çıkarmak zor değildi.
"Napmışım anne?"
Daima gülecek bir şey bulan adamın titrek sesi bizi yerle bir etmişti buna hazır değildik.
"Emine teyze bir anlatsan bizde bilsek"
Cebinden telefonunu çıkararak bir sayfa yazı açtı.
"O karı senden hamile olduğunu söylüyor hemde hamileyken aldattığını"
Ne!
Bunu da mı yapmıştı manyak karı. Allah'ım biz neyin içine düşmüştük.
Barış cevap bile vermeden kapıyı çarpıp çıkınca vakit kaybetmeden arkasından çıktım. Çok kötüydü yalnız kalırsa ne olacağını kestiremiyordum.
"Barış dur"
Asansörü kullanmayı bile akıl edemeyecek kadar öfkeliydi. Merdivenden yuvarlanma pahasına onu yakaladığımda ağladığını farketmem afallamama neden olmuştu.
"Barış?"
Çocuk gibi merdivene çökmüş ağlamamak için gözlerini yumup açıyordu.
"Bana bu doğru mu demedi o kadar yapacağıma inanıyor ki Zuhal"
Kollarımı istemsizce boynuna sarıp gülümsedim.
"Ağlarken yakışıklılığın yok oluyor"
Gözlerini kapayıp omzuma yaslandı bu küçük iltifatımın ardından.
"Bunu birine anlatırsan seninki de kaybolur"
"Neyi?"
Şaşkınca sorduğum sorunun ardından dudaklarını yanaklarıma bastırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yazması Oyalı / Barış Alper Yılmaz
Fanfiction"Hah yazman da oyalı, köyden indim şehire falan mı çekiyoruz hayırdır"