1.7

2.6K 571 393
                                        

200 yorumm 🎀

***

Okulun başlamasıyla beraber arkadaş grubu soluğu yine kafede alırken masada beş kişi oturuyorlardı. Jeongin zaten çalışıyordu, aynı yaşta olmalarına rağmen okula erken başlaması ve farklı bir ülkede eğitim alması sebebiyle iş hayatına da erken atılmıştı.

Hyunjin tıp öğrencisi olduğu için aralarına en geç katılandı ders yoğunluğundan dolayı zaten çoğu zaman da ekmek zorunda kalıyordu buluşmaları. Minho da kafede çalışıyordu.

Masada oturan beşliden Changbin ve Felix birbirlerinin üzerine uzanmış bir şekilde sohbet ediyordu, Chan ve Seungmin ise Seungmin'in tabletinden videolar izliyorlar, kıkır kıkır gülüyorlardı. Jisung da resmen çiftlerin olduğu masada tek başına telefonundan oyun oynuyordu.

"Offfff!" deyip telefonu masaya bıraktı. "Biraz benimle konuşun ya! Bu ne hepiniz kendi aranızda konuşuyorsunuz. Şunlara bak," diyerek Seungmin ve Chan'a laf attı.

Chan kolunu Seungmin'in oturduğu sandalyeye atmıştı, bir nevi omuzundaydı. Zaten dip dibe oturuyorlardı, şimdi böylelerse sevgili olduklarında tüm arkadaşları onların yapışkan bir çift olacağına emindi.

"Ne ya?" dedi Seungmin tableti bırakıp. "Manitanla konuşsana sen."

"Çalışıyor, çalışıyor, bizim gibi boş beleş mi!" dedi Jisung hemen. Ağlayacak gibi mırıldandı. "Ya tatlı yiyelim, sohbet edelim, çok sıkıldım ben. Yurda da gitmek istemiyorum."

Chan kendini tutamadan güldüğünde "Chan," diyen sesle kafasını çevirmişti. Minho elindeki önlüğü uzattı ona. "Yardım etsene, kafe iyice kalabalık olmaya başladı."

"Maaşımı verecek misin?"

"Öpücük vereceğim sana." diyen Minho ile herkes kahkaha atarken Chan da gülerek ayaklanmış, önlüğü bağlamıştı. Telefonunu ve cüzdanını masada bırakarak gittiğinde "Aklı nerede acaba?" diye mırıldandı Seungmin ve köşeye, kendisinden tarafa aldı.

Jisung sırıttı. "Sende canım. Neyse, bana kaldın. Naber?"

Seungmin ona, Jisung ona derken birbirlerine bakarak gülmeye başlamışlar, Jisung yerinden kalkıp Chan'ın yerine oturmuştu direkt. Muhabbet edip video izlemeye başladıklarında Chan da kahve hazırlıyordu.

Gözü sürekli masaya gidiyor, işine devam ediyordu. Bu bir an ona ilk karşılaşmalarını hatırlattı, geçen sene tam da bu zamanlarda karşılaşmışlardı fakat şimdi o Seungmin ile göz göze gelmek için çabalamıyor, Seungmin kendisi Chan'ı arıyor ve ona gülümsüyordu.

Yine birbirlerine gülümsediklerinde Chan göz kırparak işine dönmüş, "Siz." demişti Felix. "Ne zaman olursunuz? Bu kadar aşk fazla çünkü."

Seungmin arkadaşlarına bakarken güldü hafifçe, elini ensesine attı. "Bilmem," diye konuşarak geri Chan'a bakmıştı saniyelik. "Çok da uzak değil."

Önceliği her zaman kendisiydi bunca zamana kadar çünkü o kaza bunu fark ettirmişti, kendisi mental olarak iyi olmalıydı bir ilişkiye başlamak için ve fiziksel olarak da yeterli olması gerektiğini düşünüyordu ona göre.

Ayrıca eski ilişkisinde karşı tarafın kendi sorunları ile ilgilenmekten kendisine hiç vakit ayırmadığını ya da sorunlarını sürekli yansıttığını görmüştü. Elbette zor zamanlarda paylaşılırdı ama bu sinirini ondan çıkarmak gibiydi ve zihinsel olarak da iyi hissetmeden bir ilişkiye başlamayı düşünmüyordu.

Bu sözleri üzerine hepsinin gözü bir anda dua eden Jisung'a gitti, "Ne yapıyorsun lan?" diye soran Changbin ile Jisung ellerini indirdi. "Sonunda Chan'ın onu her haliyle sevdiğini kabullenmiş de şükrediyordum."

rock with you, seungchan ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin