15. bölüm

13.9K 778 39
                                    

Beni arabasına bindirmiş olan çocuğa baktım. Hızla arabasını çalıştırırken arkadan bize şaşkınlıkla bakan dedem ve Melisi gördüm. Melisin hemen yanında endişe ile arabaya bakan Girayı, onun yanındaki Sereni. Sanki onlara son kez bakıyormuş gibi hissediyordum.

"Ahsen İzem Karasoy," dedi mest olmuş sesi ile. Sinirlerimi bozacak bir gevşeklikteydi. "Ahsen İzem Demirel." Onu hala değişmemiş olan soyadımla düzelttim. "Caner abinin kardeşi olan İzem..." Abimi nereden tanıyordu? "Hadi, yaptın şovunu bırak beni." Pek takmadan aynı hızda ilerlemeye devam etti. "Sadece şov yaptığımı mı düşünüyorsun İzem?" Evet.

"Az önce ablama beni eve geri bırakacağını söyledin, şimdi beni Ilgaz malı ile uğraştırma." Canım ikizim kaçırılmamdan dahi beni sorumlu tutardı. "Seni eve götüreceğim ama tek parça olacağının bir garantisini vermedim." Benim yaşlarımda bir seri katile denk gelmediğimi var sayıyorum. Her türlü dalga geçiyor. "Arabanın dışında bir yerde öldür beni olur mu?" Yani pek olası bir şey değildi ama alevlerin arasında kalmaktansa parçalara ayrılmayı tercih ederdim. Ahso ne anlatıyorsun kızım? Ben de bilmiyorum Şaziş...

Arkamızda bizi takip eden bir araba gördüğüm rahatça nefes verdim. Ölme, intihar etme gibi düşüncelerime biraz ara veriyorum. "Abi," dedi yanımdaki Emre kulağına dayadığı telefon ile. "Demir peşimde, muhtemelen yolu çevirmişlerdir. Ayrıca bu kız bir Karasoy değil!" Demek ki peşimizdeki o gün evden sinirle çıktıktan sonra hiç görmediğim Demirdi.

"Hayır! Ahsen İzem Demirel, Caner abinin kız kardeşi olan İzem." Bunlar abimi tam olaarak nereden tanıyordu? "Tamam abi, tamam!" Sola kırdı direksiyonu ormanlık bir yola girdiğimizde anlamsızca kalbim hızlandı. Bu yol, peşimizdeki araba, geçmiş...

Peşlerinde olan arabaya baktı Selma. 10. yaşından sonra baba dediği, öz olmadığını her zaman bildiği adama. Manevi babası olan Serdar Karasoy'a baktı. "Hızlı sür Hasan!" Arkada ağlayan bir Ahsen İzem vardı ama ikisi de umursamadı. "Sustur şu veledi!" Hasan daha 3 saat önce arabadaki kız çocuğunun öz abisini öldürmeye çalışmıştı. 13 yaşında bir kızdı Ahsen İzem. Ailesinde umursanmadan büyütülmüş bir kız çocuğuydu. Arabanın hızından, bağırış seslerinden ürken bir kız çocuğuydu. "Kurtulmayacak mıydık zaten?" Selmanın sorusu Ahsen İzemin bakışlarını ona döndürdü. "Bu orospu çocuğu peşimizdeyken verdiği piçi öldürmekle mi uğraşacağım? Sustur yeter!" Ahsen İzem ona her zan piç diyen babasını hiç anlamadı. Kendince küfürler eden ona zarar veren hiç kimseyi anlamadı. Araba hızlandıkça daha da korktu. "İzem!" Selma hanımın yüksek sesi genç kızın hıçkırıklarını susturdu. "Hasan çok yakınımızda!" O bunu söylerken arkadaki araç ile hafifçe çarpıştılar Hasan ormanlık yolda önüne gelen ağaça çarptı ardındaki Serdar beyse ona. Hem Hasan hem de Selma bilincini kaybetmişken Ahsen İzem taktığı emniyet kemeri sayesinde hiçbir darbe almamıştı. Genç kız daha bir şey anlayamamışken arabanın önünden yükselen alevi gördü. Hemen camının önünde elinde bir benzin bidonu ile bekleyen dedesini. Ellerini şiddetle vurdu yanındaki canlara. "Dede! Dede buradayım! Ölmek istemiyorum!" Serdar bey, Ahsen İzemi Selma ve Hasana veren Serdar bey. Öz torunu olduğunu bilen Serdar bey... Bu defa Ahsen İzeme yardım etmek istedi ama buna engel olan sıkışmış olan bir kapıydı. "Dede!" Derince nefes alırken ağlıyordu da astımının tetiklemiş olduğunu anlasa dahi soğuk kanlı olmaya çalıştı Serdar bey. O her zaman soğuk kanlı, duygusuz olan kişiydi. Serdar bey elindeki benzin bidonu bırakmak için arkasını döndüğünde torunun sesini duydu. "Dede, dedem... Bırakma beni, nolursun bırakma!" O arabanın kapısı açıldığında Ahsen İzem baygındı, alevlerse Selma ve Hasan çiftini çoktan bulmuştu. Ahsen İzem anne baba diye bildiği insanların alevler içinde nasıl yandığını izlemişti...

Demirden.

Önümdeki araba ormanlık yola girince hemen peşinden ilerlemiştim. O hastaneye Defne için gitmemiş olsaydık... Düşünmek dahi istemiyordum. Melisin bağırışı, İzemin bakışları hepsi bir anda gerçekleşmişti. Daha ne olduğunu anlamadan kendimi peşlerinde bulmuştum.

Emre Akar, 19 yaşında genç bir delikanlıydı. Melis ve Agahın nişanlı oldukları dönden dahi önce yurt dışına gitmişti. O Akarların sakladığı soyuydu.
Emre Akar, Engin Akarın en kıymetlisiydi.

Önümdeki arabanın ona ait olduğunu anlamak zor değildi. Engin Akarın arabasını çalabilecek tek deli yürek oydu.

İlerleyen araba yavaşladığında onunla beraber hızımı indirdim. Daha bir kaç dakika önce bana bakan kız kardeşimin bakışlarını aradım ama göremedim. Yavaşlamış olan araba durduğunda aynı anda onunla beraber durdum.

Arabanın sağ ön kapısını açtığımda karşılaştığım baygın gözleri ile hızlı hızlı nefes almaya çalışan Ahsen İzemi görmeyi beklemiyordum. Kıpkırmızı olmuş yüzü bir yana dursun boynundaki elleri içime öyle bir ateş düşürmüştü ki. Yanında duran Emre korku ile ona bakıyordu.

Duygularına, özellikle öfkene hakim olmayı öğretiyordu askerlik. Özel kuvvetlerse duygusuzluğu sonuna kadar gösteriyordu. Öfkeme hakim oldum, duygularıma sahip çıktım. Baygın gözleri ile bana bakan kız kardeşimin dudaklarından çıkan o kelime benim duygusuzluğumu yendi. "Abi..." Abim... Benim kız kardeşim nefes almaya zorlanırken ağzından bu kelime çıkmıştı, onu bırakmamdan korkar gibi çıkmıştı sesi. Onu asla bırakmayacak olmama rağmen...


•Hepinize merhabaaa nasılsınız bakalım?

•Notlardan haber verdim aslında, taslak bölümüm yok ve kolum kırıldı tek elle anca bu kadar yazabiliyorum bölümler aksayabilir kusura bakmayın 💗

•Bu arada aile sıralamasında 1. olmuşuz 🥳

•Emre Akar?

•Çoğu kişi kim olduğunu hatırlamamış ama hatırlarsanız Ahsen İzemin otele gittiği zaman Ilgaz 'Akarların otelini gitmiş' gibi bir cümle kullanmıştı.(Çok uzattım Akarlar hem Yusuf'un hem de Selim beyin düşmanı.)

•Geçmişe gittik bir ufaktan, tam istediğim gibi olmadı o kısım ama bölüm atmam lazımdı.

•Demir?

•Abi...

•Onu bırakmamdan korkar gibi bakıyordu, onu hiç bırakmayacak olan bana...

•Ay ay bölüm nasıldı? Özlemişim siziii

AHSEN İZEM KARASOY (gerçek ailem)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin