1.1

3K 589 556
                                        

200 yorum lütfenn 🥲

***

Kliniğin bahçesinde, sandalyesinde oturmuş Seungmin kucağındaki deftere çizim yaparken gözleri karşısındaki bankta güzelce uyuyan kediye gidiyor, gördüğü her bir ayrıntıyı önündeki kağıda işliyordu.

Yaz mevsiminin sıcağında, üstüne gölge yapacak bir ağaç bulmuş mışıl mışıl uyuyordu kedi. Gri rengi tüyleri Seungmin'in eline gri renkteki kalemini almasını sağladığında Chan da kliniğin arka bahçesine girmişti.

İleride oturan çocuğu gördüğü gibi usulca duraksadı adımları, dudaklarında küçük bir gülümseme belirirken yürümeye devam etmiş ve sessiz adımlarla arkasına geçerken elleri de gölge yapmak adına siper olmuştu ona.

"Chan..." dedi Seungmin direkt anlarken. Eğdiği kafasını arkaya çevirdiğinde Chan da ellerini çekmek zorunda kalmıştı. Merakla sordu. "Seansta olman lazım, değil mi?"

"Öyleydi de, Brian hyungun kardeşi sanırım arıza mı ne çıkartınca geç gelecekti biraz. Teknikerler var sadece. Ben de resim çiziyordum."

"Başına güneş geçecek ama."

Kendi kafasındaki şapkayı çıkarıp taktığında güldü Seungmin ona, bu sırada Chan'ın dikkatini de uyanan kedi çekmişti. "Gel bakalım." diyerek onu kucağına alarak banka oturduğu zaman ikisine baktı Seungmin.

"Birbirinize benziyorsunuz."

"Biz mi?" diyerek güldü, bir yandan parmakları kedinin tüylerini okşarken sormuştu. Reddetmeden kafa salladı Seungmin. "İkinizin de yanakları tam sıkılmalık duruyor."

Beklemeyen Chan güldü hafifçe, tam ne diyeceğini bilememişti yine de karşılıksız bırakmamak için "Teşekkürler," demiş ve kedinin tüylerini okşamaya devam etmişti. İkisini izleyen Seungmin sandalyesini yaklaştırdı ve Chan elini çekip ona alan tanırken o, kedinin tüylerini okşadı.

İzleyen taraf bu sefer Chan olduğunda gözleri buluştu, kedi aralarından atlayıp giderken Seungmin usulca mırıldanmıştı. "Çıkalım mı?"

Bir anda boşluğa düşen Chan "Ne?" diye dehşetle konuşurken onun yanlış anladığını fark eden çocuk kendini tutamadan kıkırdamış ve "Çıkalım mı?" demişti. "Üst kata, kliniğe."

İçinden kendine sert bir küfür etti Chan ve hızla ayağa kalktı. "Çıkalım tabii." deyip ilerlemeye başladığında Seungmin de ona eşlik etmişti. Asansöre binip üst kata çıkmışlar ve onun yürüme egzersizleri yaptığı odaya girmişlerdi.

Teknikerler de ona yardımcı olmak için burada iken Chan eğildi, onu kucağına alacağını fark eden Seungmin "Chan," dedi hızla. "Çok kilo aldım, belin ağrıyacak. Alma."

Chan onu dinlemeden kucağına aldı ve ikisi şimdi aynı hizada birbirine bakarken ekledi. "Ne kadar kilo alırsan al, ben de seni kaldırmak için o kadar güçleneceğim."

O kadar güzel biriydi ki, Seungmin bu sevgiyi hak ediyor mu diye sorguluyordu kendini. Chan'ın gözlerine bakarken bu sözlerinin üstüne itiraz dahi edemedi ve kabul ederek yavaşça başını salladı.

Chan onu standın önüne getirip dikkatlice bırakmış ve Seungmin her iki yanındaki demirlere tutunarak yürüyüş yapması için hazırlanan yolun başında durmuştu. Fizyoterapistinin de gözetiminde birkaç adım attı.

Eskisi kadar güç sarf etmesi gerekmiyordu adım atarken, bu sayede de daha çok adım atabiliyordu. Yine de kendini zorladığı için kızaran bedeni, demiri tutan ellerinin beyazlayan eklem yerleri, ara sıra sesli nefes vermesi, Chan hepsini görüyordu.

rock with you, seungchan ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin